
Babalar kızlarının ilk aşkı mıdır? Peki bu aşk nerede başlar ve nerede biter? Kızların babalarına olan aşkı hiç bitmeyecek kadar koşulsuz mudur? Araştırmalar incelendiğinde sıkça görülüyor ki kadınların partner seçiminde, psikolojik iyiliklerinde, sahip oldukları değerlerde, kariyer tercihlerinde ve daha birçok kategoride babalarının oynadığı rol büyük önem taşıyor.
Fizyolojik açıdan durumu inceleyecek olursak kurulan aile ilişkileri çocukların beynindeki hipotalamus, hipofiz bezi ve böbreküstü bezinin sağlıklı çalışmasıyla ilişkilendiriliyor. Bu bezler ise kortizol ile, yani vücuttaki stresi düzenleyen hormon ile bağlantılı. Yani bireylerin stres seviyesi aileleriyle kurdukları ilişkiyle doğrudan ilişkilendirilebiliyor. Çocuklar yalnızca aileleriyle beraber yaşarken değil, yetişkinlik hayatlarında da ebeveynleriyle kurdukları ilişkilerin izlerini taşıyorlar.
Yapılan birçok araştırma babalar ve kızları arasında kurulan bağın ergenlik süreciyle birlikte hasar alabildiğini gösteriyor. Ergenlik itibariyle babalar, kızlarının hayatındaki önemli insan olma konumlarının sarsılma ihtimali olduğunu düşünebiliyorlar. Bu durum, kızlarının ilişkileri ve yaşayacağı deneyimler hakkında endişelenmelerine yol açabiliyor. Hissedilen bu aşırı kaygı iki tarafı da birbirinden uzaklaştırabilirken babaları destekleyici olmaktan uzaklaşıp korumacı ve kısıtlayıcı bir ilişki kurmaya itebiliyor. Koruma güdüleriyle yapılan bu kısıtlamalar ise çocukların öz saygısını ve başkalarıyla kurdukları/kuracakları iletişimi olumsuz yönde etkiliyor.
Ergenlik dönemi kimlik algısının oluşmasında önemli bir dönüm noktası olduğundan bu dönemde kişilerin kendileriyle ilgili edindiği düşünceler kalıcı olabiliyor. Örneğin, vücut algısı kişilerin kendi bedenleri hakkında sahip olduğu öznel yargılardan oluşuyor ve kilo, boy, çekicilik, sağlıklı görünüm ve fiziksel aktiflik gibi birçok unsuru içinde barındırıyor. Ergenlik döneminde bedenlerinde yaşadıkları değişimlere adapte olma sürecinden geçen kişiler babaları tarafından yeterince desteklendiklerini hissetmediklerinde öz saygılarında oluşan düşüş vücut algıları üzerinde de uzun süreli hasarlar bırakabiliyor. Ayrıca bu kişilerin yetişkinlikte yeme bozukluğu problemleri yaşamaya daha yatkın oldukları bulunuyor.
Peki babalarıyla ilişkileri kadınların partner seçimlerini nasıl etkiliyor?
Tahmin edilebileceği üzere babalarıyla güvene dayalı ve destekleyici ilişkiler kuran heteroseksüel kadınların hayatlarına aldığı erkeklerle kurdukları ilişkiler de samimi, güvene dayalı ve sağlıklı oluyor. Öte yandan, babasıyla olumlu ilişkiler içinde olmayan ve öz saygı ve öz güvenleri düşük olan kişiler kaygılı veya kaçıngan bağlandıkları ilişkiler kurmaya meyilli olabiliyorlar.
Bunun haricinde, kadınların babalarıyla olan ilişkileri cinselliğe bakış açılarını büyük ölçüde etkiliyor. Araştırmalar gösteriyor ki babalarıyla iyi ilişkiler kurmuş kadınlar erkek arkadaşları tarafından domine edilmeyi reddediyorlar ve rızaları dışında bir cinsel birliktelik yaşamamak konusunda net tavırlar sergiliyorlar. Paralel biçimde baba ile olumlu ilişkilenme ilk cinsel birliktelik ve hamilelik yaşını da yükseltiyor.
Baba-kız ilişkilerinin cinselliği ne kadar etkilediğine bakan araştırmaların bulgularından biri de babalar ve kızlarının cinsellik hakkında konuşmadığı yönünde. Yapılan bir araştırma katılımcılarının yalnızca %10’unun babalarıyla cinsellik hakkında konuşabildiğini ancak neredeyse tüm katılımcıların aileleriyle daha açık ve sağlıklı biçimde ilişkilerini ve cinselliklerini konuşabilmeyi istediklerini gösteriyor.
Kadınlara verilen cinsellik eğitimleri genellikle üreme sistemlerinin anlatılması ve korunmasız seksin zararları başlıklarından oluşuyor. Ancak kadınlara cinsel arzularından veya cinsellikte sağlıklı iletişim kurmaktan bahsedilmiyor. Bu durumlar da kadınların cinselliklerini pasif biçimde yaşamalarına ve kendi arzularını ifade etmekten çekinmelerine yol açıyor. Ailelerde ilişkiler hakkında konuşmak da tabu olarak görüldüğünden kadınlar cinsellik ve romantik ilişkiler hakkında sıklıkla yalnız hissedebiliyorlar.
Tutucu aileler her ne kadar çocuklarını koruma hedefiyle çocuklarıyla cinsellik hakkında konuşmayı uygun bulmasa da araştırmalar ailenin ahlak öğretilerinin çocuklarının ilişkilerine doğrudan bir etkisini göstermiyor. Hatta Amerika’da yapılan bir araştırma en çok genç ve evlilik dışı hamileliklerin görüldüğü eyaletlerin en tutucu eyaletler olduğunu buluyor. Başka bir deyişle, bu konular hakkında açıkça konuşmak çocuklarımızı olumsuz yönde etkilemiyor. Peki, ebeveynler kız çocukları ile sağlıklı ilişkilenmek adına nelere dikkat edebilirler?
- Ergenlikte çocuklarının değişen vücutları ve sağlıkları hakkında çocuklarını bilgilendirmeye, çocuklarını utandırabilecek davranışlardan kaçınmaya
- Sorularını cevaplamaya açık olmaya
- Potansiyel romantik ilişkileri normalleştirmeye
- İİlişkilerde rıza ve sınır koyma davranışı hakkında konuşmaya
- Cinselliği tabulaştırmaktan kaçınmaya
Yazımızı bitirirken tüm ilişkilerimizde olduğu gibi aile ilişkilerimizde de açık iletişimin ve güvenli bağlar kurmanın sağlıklı ilişkilenme yolundaki önemini hatırlatmak istiyoruz. Sevgiyle ve sağlıklı ilişkilerle kalın!