Öz saygı sahibi olup olmamak hayatımızdaki birçok alanı etkileyebiliyor. Çocukluğumuzdan yetişkinliğimize kadar olan süreçte öz saygımızda yaşadığımız dalgalanmalar; kararlarımızı, seçimlerimizi ve bu doğrultuda davranışlarımızı belirleyebiliyor. Peki hayatımızı bu derece etkileyen öz saygı, romantik ilişkilerimizi nasıl etkiliyor?
Öz saygının ilişkilere etkisi üzerine yürütülen araştırmaların cevaplamaya çalıştığı 2 temel soru var. Birincisi, yüksek öz saygıya sahip olmak mı daha iyi bir ilişki getiriyor, yoksa kurulan iyi bir ilişki mi öz saygının artmasını sağlıyor? Farklı ülkelerden ve yaşlardan katılımcılarla yapılan bir araştırmada, hem yüksek öz saygının daha iyi bir ilişki getirdiği hem de kurulan iyi bir ilişkinin öz saygıyı arttırdığı bulunuyor. Öz saygının, romantik ilişkileri arkadaşlık ve ebeveyn-çocuk ilişkilerinden daha çok etkilediği bulunuyor. Gençlerle yapılan ve üç yıl süren bir başka araştırmada ise insanların öz saygılarının ilişki durumları ve ilişkilerinin kaliteleri ile olan bağlantısı inceleniyor. Öz saygı ölçümü insanların kendi değerlendirmeleriyle yapılıyor ve sonuçlar yine öz saygının romantik ilişkilerin başlamasını, ilerleyişini veya sona ermesini etkilediğine işaret ediyor.
Peki yeni bir ilişkiye başlamak ve ilişkinin süresi öz saygımızı nasıl etkiliyor? Yukarıda bahsettiğimiz araştırmada bulunan sonuçlara göre birinci senenin sonunda hala ilişkilerine devam eden çiftlerin öz saygılarında bir artış olduğu bulunuyor. Fakat ilişkinin ikinci veya üçüncü senesinde bu durum ortadan kalkıyor. Yani birinci yıldan sonra, ilişki ilerledikçe geçen zamanın kişilerin öz saygıları üzerinde bir etkisi olmuyor. Diğer yandan, daha kısa süren ilişkilerde, birinci senelerini doldurmadan ayrılan çiftlerin öz saygılarında bir artış görünmüyor. Hatta ayrılıktan sonraki ikinci senenin sonunda kurdukları yeni bir ilişkiye dahi öncekinden daha az bir öz saygıyla başladıkları görülüyor. Bu sonuçları göz önüne aldığımızda öz saygılı olup olmamanın ve ilişkilerimizin birbirlerine etkisinin bir döngü içinde olduğunu fark ediyoruz. Örneğin; kendimiz hakkında olumlu hislere sahip olmamız, genel olarak ilişkilerimizde daha rahat bir şekilde insanlarla yakınlık kurabilme ihtimalimizi artırıyor. Yakın ilişkiler kurabildikçe de kendimizi daha iyi hissediyoruz. Ne yazık ki bu döngünün tam tersinin gerçekleşmesi de mümkün. Kendimiz hakkında olumsuz hislere sahip olmamız diğer insanlara daha soğuk davranmamıza ve ilişkilerimizin bizi memnun etmemesine yol açabiliyor. Durum böyle olunca da kendimizi daha az değerli görüyor ve kendimize karşı daha acımasız davranabiliyoruz.
Aynı araştırmanın devamında öz saygının kişilerin ilişki memnuniyetlerini ve ilişkilerinin kalitesini tahmin edebilmemizi sağladığı da bulunuyor. Başka bir araştırma, düşük öz saygıya sahip olan insanların romantik ilişkilerinden yüksek öz saygısı olanlara göre daha az memnuniyet duyduklarını göstererek bu araştırmayı destekliyor. Tatmin olmadığımız, memnuniyet seviyemizin düşük olduğu bir ilişkiyi devam ettirme ihtimalimiz de haliyle azalıyor. Öz saygı ile ilişkiler arasında çift taraflı bir etki olduğundan bahsetmiştik. Her ne kadar ilişkilerin genel olarak geçtiği aşamalar belliyse de bazı ilişkilerde durum daha karışık bir halde olabiliyor. Örneğin bir dargın bir barışık yaşanan ilişkiler. Bu dalgalanmalar ilişkideki memnuniyeti ve ilişki kalitesini azaltmanın yanı sıra öz saygımızı da negatif yönde etkiliyor.
Öz saygımızın yüksek olup olmamasına göre hayata bakış açımız değişebiliyor. Yüksek öz saygılı kişiler olumlu olaylara odaklanırken daha düşük bir öz saygıya sahip kişiler negatif olaylara yoğunlaşmaya daha meyilli olabiliyorlar. Mesela ilişkideki geçiş aşamalarına kolaylıkla ayak uyduran ve bir problem olduğunda çözülebilir olduğunu düşünüp çözüm üretmeye çalışan taraf genellikle daha yüksek öz saygıya sahip olan taraf oluyor. Yüksek öz saygıya sahip insanların başarılı olma konusunda da diğer insanlara kıyasla daha az endişeleri oluyor. İlişki kurma ve sürdürme konusunda da başarısız olmak gibi bir çekinceleri daha az oluyor. Bu kişilerin kendilerine olan saygıları ilişkinin iyiliği için rahatça hareket edebilmelerine olanak sağlıyor. Gösterilen bu davranışlar partnerin de mutluluğunu olumlu yönde etkiliyor.
Diğer yandan düşük öz saygıya sahip olan kişiler, ilişkide onları tatmin eden şeyler aramaya ve partnerlerinin davranışlarını olumsuz olarak yorumlamaya daha eğilimli oluyorlar. Bu duruma kişilerin kendileri hakkında olumsuz bir algıya sahip olmalarının yanı sıra, partnerlerinin de kendilerini o şekilde gördüklerini düşünmeleri sebep oluyor. Bu kişilerin kendilerini değersiz hissetmeleri gördükleri sevgiyi de küçümsemelerine yol açabiliyor. Partnerlerine hayal kırıklığı yaşatma korkusu, ilişkinin geleceğine dair herhangi bir tehdit algılamaları kendilerini geri çekmeleri ve partnerleriyle aralarına mesafe koymalarıyla sonuçlanabiliyor. Yani her iki tarafın da partnerinden aynı değeri görüyor olduğu bir senaryoda düşük öz saygıya sahip kişiler reddedilmeye karşı hassasiyetlerinden dolayı rahatsız edici/yıkıcı davranışları daha çok gösterebiliyorlar. Peki düşük öz saygıya sahip partnerinizi onu sevdiğinize nasıl inandırabilirsiniz? Öz saygısı düşük partnerinizin şüphelerini kırıp kalbini kazanmanın yolu, yorumlarınızda onun sizin için ne ifade ettiğine odaklanmaktan geçiyor çünkü bu karaktere sahip insanlar, duydukları yorum daha somut durumlarla ilgiliyse bu yorumu ciddiye almamaya daha meyilli oluyorlar. Örneğin, "Saçların çok güzel olmuş." ya da "Kıyafetin çok yakışmış." gibi yorumlar onlara sizin sevginizi ve beğeninizi aktarmaya yeterli olmuyor. Hatta "Çok zekisin." veya "Çok çekicisin." gibi cümleler bile ters tepebiliyor. Ama eğer onun sizin için önemini veya ona neden aşık olduğunuzu daha anlamlı cümleler kurarak açıklarsanız, "İyi ki varsın ve varlığın beni çok mutlu ediyor." gibi, hem ilişkiye olan güvenleri hem de ilişki memnuniyetleri belirgin ölçüde artıyor.
Öz saygı ve ilişkilenme arasındaki ilişkiye değindik. Peki ya ilişki bittiğinde? Yukarıda bahsettiğimiz araştırmaya geri döndüğümüzde ayrılık yaşayan katılımcıların bu durumu bir başarısızlık olarak gördüklerini ve ayrılığın öz saygılarında kayba yol açtığını görüyoruz. Uzun süren bir ilişkinin bitmesiyle partnerlerin öz saygılarında güçlü bir düşüş meydana geliyor çünkü zaman geçtikçe ilişkiyle ilgili hayaller ve ilişkiye olan inanç daha da derinleşiyor. Aynı zamanda düşük öz saygıya sahip insanların daha kısa sürme ihtimali olan ilişkilere başladığı görülüyor ve ilişki bittiğinde zaten düşük olan öz saygıları daha da azalıyor. Fakat bu bulguları ayrılık yaşadıktan sonra öz saygımızın sıfırlanacağı ya da düşük öz saygısı olan insanları mutsuz ilişkilerin beklediği şeklinde yorumlamak doğru değil. Çünkü araştırmada bulunan bir başka bulgu, öz saygıdaki düşüşün geçici olduğunu ve kişinin öz saygı seviyesinin bir yıl sonra eski haline döndüğünü gösteriyor. Tüm bu araştırmalara baktığımızda, öz saygının özellikle romantik ilişkilerimizdeki rolünün ne kadar önemli olduğunu fark ediyoruz.