Evli ya da uzun bir süredir ilişkide olduğunuz kişi size porno izlediğini ya da mastürbasyon yaptığını söylese ne düşünürdünüz? Genel kanı, ilk olarak ilişkideki cinsellikten memnun kalınmadığı ve mastürbasyonun muhtemel bir kaçış yolu olduğu üzerine fakat durum her zaman bu kadar basit değil. Üstelik inanılanın tam tersine, partnerinizin kendi bedenini tanıması cinsel hayatınızı sandığınızdan daha olumlu bir şekilde etkileyebilir.
Kadınlar ile yapılan araştırmalar, uzun süreli ilişkilerde mastürbasyonun seks yaşantısına direkt olarak katkı sağlayabileceğini gösteriyor. 41’i mastürbasyon yapan 82 evli kadınla yapılan bir araştırmada, tüm katılımcılar 4 hafta boyunca seks yapma sıklığını, orgazm sayısını ve seks yapma isteklerini içeren bir günlük tutuyorlar. Ardından öz güvenlerini, evlilik memnuniyetlerini ve cinsel tatmin seviyelerini içeren anketler dolduruyorlar. Sonuç olarak, mastürbasyon yapan kadınların öz güvenleri ve hem evliliklerinden hem de cinsellikten tatmin olma oranları, mastürbasyon yapmayan kadınlara göre daha yüksek çıkıyor. Üstelik kendi bedenlerini ve sınırlarını tanıma konusundaki avantajları sebebiyle (ve tabii öz güvenin de katkısıyla) mastürbasyon yapan kadınlarda orgazm olma sıklığında önemli derecede artış gözlemleniyor. Mastürbasyonun evlilik içerisinde olsun ya da olmasın, beden algısının olumlu olmasına katkı sağladığı da araştırmalarda sıkça elde edilen sonuçlar arasında. Kişinin kendi bedeniyle rahat hissetmesi, hem seks esnasında kendi görünüşüne dair anksiyetesinin azalmasında etkili oluyor hem de orgazm olma yollarını çeşitlendirebiliyor. Aynı araştırmada, mastürbasyon yapmayan kadınların genel olarak oral seks yoluyla orgazm olabildikleri görülürken mastürbasyon yapan kadınlarda daha farklı aktivitelerin de (partner tarafından uyarılmak gibi) orgazm ile sonuçlanabileceği ortaya konuluyor.
Bireysel cinselliğin ilişkiyi etkilediği başka bir nokta ise (en azından kadınlar için) ilişkideki sadakat ve güven duygusuyla ilişkili. Kadın mastürbasyonu, genel olarak pornografik bir bağlamda ortaya konuluyor ve eril bakış açısına sunulabilecek bir ürün haline geliyor. Bu bakış açısı, ilişki içerisinde objeleştirmeye maruz kalma ya da cinselliğe “meraklı” olarak algılanma gibi çekinceleri beraberinde getirebiliyor. Çiftler ile yapılan bir araştırmada, erkeklere cinsel açıdan eşlerini ne derecede takdir ettiklerini ölçen bir anket, kadınlara ise algılanan sadakati ve ilişki memnuniyetini ölçen ayrı bir anket veriliyor. Araştırma, kadınlar için sadece ciddi bir ilişkide olmaları halinde cinsel olarak takdir edilmenin hoşa gidebileceğini gösteriyor. Kısacası, kadınların kendi cinsel hayatlarını yaşamaları ya da sınırlarını paylaşmaları için ciddi bir ilişki ya da adanmışlık güvenli bir zemin oluşturuyor.
Elbette evlilik (ya da ciddi ilişki) ve mastürbasyon arasındaki ilişki her zaman bu şekilde ilerlemiyor. Özellikle erkekler ile yapılan çalışmalarda, mastürbasyon ya da pornografik içerik izleme gibi davranışlar ilişki memnuniyetsizliği, cinsel tatminsizlik ve genel olarak mutsuzluk ile ilişkilendiriliyor. Bu ilişki, pornografik içerik görüntüleme ve mastürbasyonun paralel aktiviteler olduğu varsayımı üzerine kurulu; bu ikilinin kombinasyonu ise cinselliğe dair beklentilere önemli derecede yansıyor. Mastürbasyon ve pornonun ayrı ayrı düşünüldüğü durumlar da mevcut. Bir araştırmada, mastürbasyon sıklığı sabit tutulduğunda porno izlemenin ilişki memnuniyetine olumlu bir katkısı olduğu sonucuna ulaşılıyor. Sadece kadınlar bazında ise pornografik içerik görüntülemek, genel olarak partnerle birlikte yapılan bir davranış şeklinde karşımıza çıkıyor. Porno izleyen partnere verilen tepkiler ise iki cinsiyette de benzerlik taşıyor. Kendileri pornografik içerik görüntüleseler dahi, partnerlerinin kendilerinin dahil olmadığı bir şekilde orgazm olduğunu öğrenen kişiler, bunu duygusal anlamda kırıcı bulabiliyorlar. Bu durum özellikle kendilerinin fiziksel olarak erişilebilir olduğu zamanlarda (bir seyahatte ya da uzak mesafe ilişkisinde olmamak gibi) daha da kırıcı olabiliyor.
İlişkideki bir erkeğin partneri olmadan porno izlemesinin temelleri cinsel sıkılmışlık, izleme alışkanlıkları ya da partner memnuniyetsizliğine dayandırılıyor. Bu konuda evli ve düşük cinsel istek duyan erkekler ile yapılan bir çalışmada, katılımcıların %70’inin haftada en az bir kez mastürbasyon yaptığı ve mastürbasyonun büyük oranda pornografik içerik görüntülemekle paralel gerçekleştiği bulgusu göze çarpıyor. Katılımcıların %26’sında pornografik içerik görüntülemenin ilişkide problemlere yol açtığı, bağımlılığa doğru gidebilecek ve engellenmesi gereken aktiviteler olarak görüldüğü karşımıza çıkıyor. Pornografik içerik izlemenin altında yatan başlıca motivasyonlar ise can sıkıntısı, “yapacak daha iyi bir şeyin olmaması”, partnere duyulan ilgisizlik ve izleme alışkanlıkları olarak belirleniyor. Yine erkekler ile yapılan başka bir çalışmada ise pornografinin ilişkiye olabilecek etkileri dört adımda inceleniyor: pornografik içerik izlemenin ardından cinselliğe dair beklentilerin oluşması, bu beklentilerin partner tarafından karşılanamaması, bu zıtlığın cinsel tatminsizliğe yol açması ve ilişki memnuniyetsizliğine sebep olması. Araştırmanın sonunda daha fazla porno izleyen katılımcıların, bu dört adıma kısmen uygun bir şekilde daha fazla porno benzeri cinselliği tercih ettikleri ve bundan kaynaklı olarak gerçek hayatta tatmin olmadıkları ortaya konuluyor. “Kısmen” tarafı ise bu tatminsizliğin spesifik olarak ilişki memnuniyetini (en azından bu araştırma özelinde) etkilemiyor olmasından kaynaklanıyor.
Kısacası, evli ya da uzun bir ilişki içerisinde olmanız, bireysel olarak yaşadığınız cinsellikle bağınızı tamamen koparacağınız anlamına gelmiyor. Mastürbasyon alışkanlığı partnerinizle olan cinsel yaşantınıza katkılar sağlayabileceği gibi, ileri düzeyde olduğunda birtakım sorunlara da yol açabiliyor. Önemli olan, kendi sınırlarınızı, tercihlerinizi ve isteklerinizi tanıyabileceğiniz bir yöntemi ilişkinize de karşılıklı ve sağlıklı bir biçimde katabilmeniz.