Romantik İlişkilerde Güven

İlayda Akınkoç

İlayda Akınkoç

Romantik İlişkilerde Güven

The Lovers - Henri Martin

The Lovers - Henri Martin

Güven, ilişkilerimizden bahsederken adı sıklıkla geçen bir kavram. İlişkilerimizde ön planda olmasının sebeplerinden biri de aslında ilişkilerimizin kurulmasında, gelişmesinde ve ayakta durmasında çok önemli bir yere sahip olması. Bu yazımızda, romantik ilişkilere odaklanarak güvenin gelişiminden ve zedelenme sürecinden bahsediyoruz.
relate-banner

  • Güven ve İlişkiler
Yüksek seviyede güven içeren ilişkilerde bireyler, birbirlerinin ihtiyaçlarını ve öz değerlerini kabul edip birbirlerine destekte bulunuyorlar. Bu destek koşulsuz olarak görülüyor ve partnerler bu desteklerin arkasında olumlu ve içsel olarak motive edilmiş niyetler olduğuna inanıyorlar. Aynı zamanda bu bireylerin ilişki modelleri daha tutarlı ilişki deneyimlerini de içeriyor. Daha az güven içeren ilişkilerde yer alan bireyler ise partnerlerinin niyetlerine ve davranışlarına daha şüpheci yaklaşabiliyorlar. Bu bireyler, güvenmeye ilişkin umut ve korkuların birbirine karıştığı daha az tutarlı ve daha parçalı, bütünleşmemiş ilişki modellerine sahip olabiliyorlar. İlişkide daha fazla belirsizlik algıladıkları için partnerlerinin ihtiyaçlarını karşılama becerilerine, olası ayrılık ve reddedilme ipuçları içeren davranışlara karşı daha hassas ve duyarlı olup partnerlerinin bu becerilerini ve yakınlıklarını sık sık "test ediyorlar". Bu bireyler, olumlu partner davranışlarının ilişkileri için umut verici olduğunu düşünürken herhangi bir olumsuz davranışı da ilişkinin sona ermesine sebep olabilecek bir kanıt olarak görebiliyor. Olası ilişki problemlerine karşı daha tetikte oldukları için bu problemlerle veya anlaşmazlıklarla başa çıkma yolları genellikle partnerlerinin güvenini ve bağlılığını sürekli sorgulamak olabiliyor. Bu sürekli sorgulama ve partnerin niyetlerine şüpheyle yaklaşma hali aslında güveni ve yakınlığı zedeleyebiliyor. Düşük seviyelerde güven içeren ilişkilerde yer alan bireyler ise partnerlerinin ihtiyaçlarına duyarlı olma becerisine çok az seviyede güveniyorlar. Sonuç olarak, ilişkiler hakkında oldukça olumsuz görüş ve beklentilere sahip olabiliyorlar. Bu bireyler, partnerlerinin olumsuz davranışlarını daha çok vurgularken olumlu davranışlarını göz ardı edebiliyorlar. Aynı zamanda partnerlerinin ihtiyaçlarına yanıt vermeyeceğine yönelik inançlarından dolayı güveni geliştirmek için gerekli olan kişilerarası riskleri alamayabiliyorlar. Yine bu bireyler, ilişkilerinde problem yaşadıklarında aşırı rekabet, kıskançlık, kızgınlık veya intikam gibi güveni zedeleyebilecek duygular besleyebiliyorlar.

Bazı yaklaşımlara göre ise ilişkilerde ortaya çıkan anlaşmazlıklar, aslında güvenin gelişimi için zemin hazırlayabiliyor. Bu anlaşmazlıklarda iki eğilim olduğu görülüyor: İlişki yanlısı davranışlar içeren eğilimler (uzlaştırıcı davranışlar ve fedakarlıkta bulunma isteği) ve kişisel çıkarı göz önünde bulunduran eğilimler. İlişkilerdeki bu anlaşmazlıklar, ilişkide güveni geliştirecek riskleri almayı vurgulayarak, partnerlerin ilişki yanlısı ve uzlaştırıcı şekillerde davranıp davranmayacaklarını etkileyebiliyor. Partnerler ilişkinin refahını ve ilişkide uzlaşmayı kendi kişisel çıkarlarının üzerine koydukları zaman, bireyler birbirlerine daha fazla güven duymaya başlıyorlar. Başka bir deyişle, güvenin gelişimi, bireylerin ilişkideki anlaşmazlıklar esnasında nasıl davrandıklarına bağlı olabiliyor. Bu gibi durumlarda bireyler, partnerlerinin ilişki yanlısı bir şekilde davranıp davranmadığını inceleyerek ilişkilerindeki güveni "teşhis etmeye" çalışabiliyorlar. Bu nedenle bireyler bu anlaşmazlıkları çözemezse veya kişisel çıkarlarını ön planda tutarsa güven gelişemeyebiliyor. Bu açıklamalardan yola çıkarak güven, ikili ilişkilerde döngüsel bir model etrafında gelişiyor. Güven; bireyin partnerine olan bağımlılığını (dependency), ilişkiye olan bağlılığını (commitment) ve ilişki yanlısı davranışlarını artırıyor. Bu ise karşıdaki bireyde karşılıklılık hissi uyandırarak o kişinin de ilişki yanlısı davranışlarını, ilişkiye olan bağlılığını ve güvenini artırıyor. Kısacası, güvende ve ilişkiye bağlı hisseden bireyler, partnerlerinin ilişkinin iyiliğini düşünecek ve ilişkideki güvenlik duygusunu pekiştirecek şekillerde davranacağına inanıyorlar. İlişkide güvende hissetmeyen bireyler ise kendilerini risk altında ve savunmasız hissetme eğiliminde oldukları için daha fazla bağlılık göstererek savunmasızlıklarını şiddetlendirmeyi göze alamayabiliyorlar. Bunun yerine, partnerlerinin onları incitebileceği veya reddedebileceği durumlardan kaçınarak kendilerini korumaya ve bu şekilde güvenlik duygularını güçlendirmeye çalışıyorlar.

  • Güvenin Zedelenmesi
Güven, hayatımızda önemli bir yere sahip olduğu için güvenin ne zaman ihlal edildiğini ve ne zaman geliştiğini ayırt edebilmek için gelişen bilişsel kapasitemiz güven algımızı etkiliyor. Güveni algılama şeklimiz değişebileceği için güvenin ihlali bağlamdan, partnerlerin kendi geçmişlerinden, ilişkideki yakınlıktan ve ilişkinin geçmişinden etkileniyor. Aynı zamanda her bireyin güvenin ihlaline verdiği tepki de farklı unsurlarla birlikte değişebiliyor.

Buna rağmen ilişkilerde ortak olabilecek bir nokta bulunuyor: Güveni sağlamak çok uzun sürüyor, çok çaba isteyebiliyor fakat bu güveni yıkmak veya güven yıkıcı davranışlarda bulunmak güveni oluşturmaktan çoğu zaman daha kolay olabiliyor. Bu sebeple güven kırılgan bir unsur olarak nitelendiriliyor. Bir ilişkide güvenin zedelenmesi, partnere bağımlı olmanın güvenli olmayabileceğine işaret ediyor. Çünkü birey, partnerinin ihtiyaçlarına cevap verip veremeyeceğinden veya bir karar sırasında ilişkinin refahını gözetip gözetmeyeceğinden emin olamayabiliyor. Bir ilişkinin en başlarında güven çok kırılgan ve az olabiliyor çünkü partnerler birbirlerinin davranışlarını öngörebilecek kadar deneyim edinmemiş oluyorlar. Partnerler birbirlerine tam olarak güvenemeyebilecekleri için güveni geliştirmek adına aldıkları riskler daha az olabiliyor, kendilerini korumaya yönelik ve kişisel çıkarlarını gözeten davranışlarda daha fazla bulunabiliyorlar. Bu aşamada eğer güven zedelenirse ilişkinin geleceği için bir tehlike oluşabiliyor. Bireyler birbirlerinin deneyimlerini anlamaya, partnerlerinin niyetleri ve davranışları hakkında beklentiler oluşturmaya ve partnerlerinin yanında olacaklarına inanmaya başladıklarında birbirlerine güvenmek için daha istekli olmaya başlıyorlar. Bu aşamada güvenin ihlali, partnerlerin davranışları ve niyetleri hakkındaki beklentileri doğrulanmadığı zaman ortaya çıkabiliyor. İlişkiler zamanla ilerledikçe ve geliştikçe partnerler birbirleriyle özdeşleşmeye başlıyor; aynı düşüncelere katılıyorlar ve ortak benzerlikler, ilgi alanları geliştirebiliyorlar. Bu aşamada ise güvenin zedelenmesi, partnerlerin katıldıkları düşüncelere ve benzerliklere ters düşecek şekillerde davranmalarıyla ortaya çıkıyor. Partnerler, kendilerini ve ilişkilerini ortak noktalarıyla ve birbirleriyle olan özdeşimleriyle tanımladıkları için güvenin ihlali çok zorlayıcı olabiliyor. Anlaşmazlıklar esnasında hissedilen duyguların kabul edilmesine ve konuşulmasına bağlı olarak partnerler dört seçenekle karşı karşıya kalıyorlar: İlişkiyi bitirmek, ilişkiyi gözden geçirmek, ilişkideki güvenin gelişimini destekleyecek daha fazla davranışta bulunmak veya ilişkideki güveni, güven zedeleyici olay yaşanmadan önceki seviyeye geri getirmek. Bu karar da söz konusu durumdan, bireylerin ve ilişkinin deneyimlerinden, bağlamdan ve yakınlık seviyesinden etkilenebiliyor.

Her ne kadar bir ilişkide güveni etkileyen kişisel unsurlar olsa da ilişkilerin içinde bulunduğu süreçler, partnerlerin karşılıklı deneyimlerle yarattığı ilişki geçmişinden daha çok etkileniyor. Bu yüzden, her ne kadar güvenin gelişmesini sağlayan veya zedelenmesine sebep olan ortak unsurlar olsa da bir ilişkide güvenden bahsederken ilişkinin kendisini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

[1] Norona, J. C., Welsh, D. P., Olmstead, S. B., & Bliton, C. F. (2017). The symbolic nature of trust in heterosexual adolescent romantic relationships. Archives of Sexual Behavior, 46(6), 1673-1684. https://doi.org/10.1007/s10508-017-0971-z
[2] Campbell, L., Simpson, J. A., Boldry, J. G., & Rubin, H. (2010). Trust, variability in relationship evaluations, and relationship processes. Journal of Personality and Social Psychology, 99(1), 14-31. https://doi.org/10.1037/a0019714
[3] Fitzpatrick, J., & Lafontaine, M. F. (2017). Attachment, trust, and satisfaction in relationships: Investigating actor, partner, and mediating effects. Personal Relationships, 24(3), 640-662. https://doi.org/10.1111/pere.12203
[4] Simpson, J. A. (2007). Foundations of interpersonal trust. In A. W. Kruglanski & E.T. Higgins (Eds.), Social psychology: Handbook of Basic Principles. The Guilford Press.
[5] Lewicki, R. J., Tomlinson, E. C., & Gillespie, N. (2006). Models of Interpersonal Trust Development: Theoretical Approaches, Empirical Evidence, and Future Directions. Journal of Management, 32(6), 991-1022. https://doi.org/10.1177/0149206306294405
[6] Weber, K., Johnson, A., & Corrigan, M. (2004). Communicating emotional support and its relationship to feelings of being understood, trust, and self-disclosure. Communication Research Reports, 21(3), 316-323. https://doi.org/10.1080/08824090409359994
[7] Wieselquist, J., Rusbult, C. E., Foster, C. A., & Agnew, C. R. (1999). Commitment, pro-relationship behavior, and trust in close relationships. Journal of Personality and Social Psychology, 77(5), 942-966. https://doi.org/10.1037/0022-3514.77.5.942
[8] Luchies, L. B., Wieselquist, J., Rusbult, C. E., Kumashiro, M., Eastwick, P. W., Coolsen, M. K., & Finkel, E. J. (2013). Trust and biased memory of transgressions in romantic relationships. Journal of Personality and Social Psychology, 104(4), 673-694. https://doi.org/10.1037/a0031054
[9] Lewicki, R. J., & Bunker, B. B. (1995). Trust in relationships: A model of development and decline. In B. B. Bunker & J. Z. Rubin (Eds.), Conflict, cooperation, justice: Essays inspired by the work of Morton Deutsch. Jossey-Bass/Wiley.

Benzer yazılar

Kendi Potansiyelini Keşfeden İnsanlar Neye Benzer?

Maslow’un ihtiyaç hiyerarşisini duymuş muydunuz? Bu piramitte en tepede yer alan “kendi potansiyelini keşfetmek” neye benziyor diye merak ediyorsan cevabı yazımızda.

Sizin Aşkınız Hangisi?

Hiç aşık oldunuz mu? Peki aşkın ne anlama geldiğini düşündünüz mü? Aşk ne demek, hadi gelin birlikte bakalım.

Hep Siz Mi Özür Diliyorsunuz?

Özür dilemek ilişkilerimizi olumlu bir şekilde etkilese de gereğinden fazla özür dilediğimizi fark ettiğimiz noktada durup düşünmemiz hem kendimiz hem de ilişkimiz için daha sağlıklı oluyor.
Ron Hicks,

Arkadaştan Romantik Partner Olur Mu?

Arkadaşıma romantik hisler beslemeye başlamam normal mi? Bu durum bir yere varır mı? Varırsa sağlıklı bir ilişki sürdürebilir miyiz? Tüm bu soruların cevapları yazımızda!
The Letter - David Hettinger

Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

İşlerini son ana bırakanlardan mısınız? Yumurta kapıya dayanmadan odaklanıp çalışamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Erteleme davranışının pençesine takılmış olabilirsiniz!

“Sanki aramıza bir duvar örüldü, şimdi ne yapmalı?”

Bazen romantik partnerlerin arasına duygusal bir mesafe girebiliyor. Bu durumun işaretlerini ve bu durumla nasıl başa çıkılabileceğini sizin için derledik.
İsimsiz

Güvenli Bağlanmayı Anlatan Türkçe Şarkılar

Güvenli bağlanma ile çevremizle daha yakın ilişkiler kuruyoruz. Romantik ilişkilerde güvenli bağlanmayı anlatan Türkçe şarkıları derledik!

Karşılanmamış İhtiyaçlar Kendini Nasıl Gösterir?

Karşılanmamış ihtiyaçlarımız, kendilerini farklı duygularla gösterebilirler.
Be With Me- Joseph Lorusso

Aşkın Tanımını Yapmak Mümkün mü?

Kavuşmak, kavuşamamak, birlikte olup bütün dünyaya meydan okumak… Sizce aşk nedir? Böylesine karmaşık bir deneyimin tanımı yapılabilir mi?
Vampire - Edvard Munch

Ait Hissetmenin Özlemini Duyuyor Musunuz?

Ait olma hissine, sahip olduğumuz her ilişki içinde ihtiyaç duyuyoruz. Bu yazımızda aidiyet hissinin yaşamımızdaki yerinden bahsediyoruz.

footer