Gerçekten de bu kadar yakından bağlandığımız birinin varlığı, sosyal ve duygusal iyi oluş halimizi oldukça olumlu yönde etkiliyor. Her ne kadar yakın ilişkiler ve bağlanma konseptlerinde sıklıkla romantik ilişkilere değiniyor olsak da kurduğumuz arkadaşlık ilişkileri de hakkımızda çok şey söylüyor. Dahası, arkadaşlık ilişkilerimiz ve romantik ilişkilerimizin birçok ortak noktası bulunuyor. Örneğin, iki ilişki türü de desteğe, yakınlığa ve beraberliğe dayanan karşılıklı ve gönüllülük esaslı (aile gibi halihazırda hayatımızda olmayan, kendi isteğimizle seçtiğimiz) bağların kurulmasından oluşuyor. Hem partnerlerimizden hem arkadaşlarımızdan benzer beklentilerimiz olabiliyor ve her iki ilişki türünde de bizi üzen ayrılıklar yaşayabiliyoruz.
Peki arkadaşlık ilişkilerimizde mutsuz sona nasıl geliyoruz? O noktaya geldiğimizde hangi hisleri deneyimliyor, hangi aşamalardan geçiyoruz? Arkadaşlıkların bitme sebepleri araştırıldığında karşımıza üç ana başlık çıkıyor:
- İhanet ve çatışma: Arkadaşlardan birinin diğerinin sırlarını başkalarıyla paylaşması veya diğerinin arkasından iş çevirmesi arkadaşlıkların bitmesindeki en güçlü etken olarak görülüyor. İhanetin yanı sıra isteklerin veya düşüncelerin çatışması da arkadaşlıkları oldukça olumsuz etkiliyor.
- Destek alamama: Zor günlerden geçen birinin arkadaşından destek alamadığını hissetmesi arkadaşlık ilişkisini sarsabiliyor ve kişiyi arkadaşlığını bitirmeye itebiliyor. Bu durumda önemli olan ise desteğin gerçekten olup olmamasından ziyade desteğe ihtiyaç duyan kişinin destek gördüğünü hissedip hissetmemesi oluyor. Örneğin, bir arkadaş diğerine destek olmak isteyip bunu nasıl yapacağını bilemediğinde arkadaşı tarafından yaşanan durumu umursamıyormuş gibi algılanabiliyor.
- Uzaklaşma: Zamanla fiziksel olarak uzaklaşan arkadaşların ortak ilgi alanlarının da azalması sonucu aralarındaki bağ zayıflayabiliyor. Örneğin, lisede yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen iki kişi, üniversitede artık farklı yerlerde yaşayan farklı insanlar olabiliyorlar. Bireyler arasında bariz bir ayrılık yaşanmasa bile zaman ilerledikçe aralarındaki iletişim zayıflayabiliyor. Bu tarz bir senaryoda herhangi bir taraf suçlu konumunda olmadığından barışçıl biçimde ayrılmaları oldukça olası görülüyor.
Ayrılık konsepti pek olumlu duygular barındırmıyor olsa da aslında bazı ayrılıklar iki taraf için de daha iyi bir gelecek vadediyor. Her ilişkide olduğu gibi arkadaşlık ilişkilerinde de kişiler birbirlerine zarar verecek davranışlar sergileyebiliyorlar ve bu tarz ilişkiler bireylerin mental sağlığını oldukça olumsuz etkiliyor. Romantik ilişkilerin aksine arkadaş ayrılıklarının bireylerin üzerinde yarattığı etkinin büyüklüğü ilişki süresi ile doğrudan bağlantılı değil. Bazen yeni tanıştığımız biriyle tüm hayatımızı geçirmiş kadar yakın hissedebiliyor, bazen de çocukluk arkadaşlarımızla iki yabancıya dönüşebiliyoruz. Araştırmalara göre arkadaşlıklar sıklıkla hangi senaryolarla bitiyor?
- Yavaş yavaş iletişimi azaltma: Arkadaşının duygularını incitmekten endişelenen bazı kişiler, ayrılığı daha yavaşça ve süreç içine yedirerek gerçekleştirmeyi tercih edebiliyorlar. Mesajlara geç veya kısa yanıtlar vermek, buluşmak için zaman ayırmamak şeklinde davranışlar gösteren kişi, kendisini açıklamadan veya tartışmadan arkadaşından ayrılmış oluyor. Eğer arkadaşlık ilişkisi zararlı bir hal aldıysa bu seçenek bireylere iyi gelebiliyor.
- Konuşma: Var olan ilişki konusunda endişeleri olan bireyler, zaman zaman ciddi bir konuşma yapıp onları rahatsız eden durumları ve duygularını paylaşmak isteyebiliyorlar. Bireyler bu konuşmalarda kırgınlıklarını dile getirip sınır koymaya çalışabiliyorlar. Bu konuşmayı yapmak, ayrılığın bir aşaması olabildiği gibi sorunları çözüp devam etmek için olumlu bir adım da olabiliyor.
- Ara verme: Romantik ilişkilerde olduğu gibi arkadaşlık ilişkilerinde de tamamen ayrılmak yerine ara vermek mümkün. Bu strateji taze edilmiş bir kavgadan sonra sakinleşebilmek, olaylara daha geniş bir perspektiften bakabilmek adına oldukça faydalı olabiliyor. Her zaman net bir ”Ara verelim.” konuşması yapılmasa da doğal bir şekilde arkadaşların arasına mesafe girip bir süre sonra ilişkileri tekrar düzelebiliyor.
- Anında iletişimi kesme ve yok olma: Arkadaşlar birbirleriyle tartıştığında ve bir taraf diğerinin sınırlarına saygı duyamaz hale geldiğinde durumdan incinen taraf iletişimi net ve direkt biçimde kesmeyi tercih edebiliyor. Bu durumdan eğer karşı tarafın haberi yoksa, karşı tarafın iletişim kurma çabaları sebep gösterilmeden görmezden geliniyorsa durum ”ghosting”e dönüşebiliyor. Her ne kadar ghosting normalde ilişkilere zarar veren bir strateji olarak görülse de manipülatif ilişkilerde kişiler kendilerini korumak için bu yolu tercih etmek durumunda kalabiliyorlar.