Bu konuda yapılan çalışmalar arkadaşlıkların genel olarak dört ana sebeple bittiğini gösteriyor:
- Arkadaşımız olan kişinin hoşumuza gitmeyecek bir davranışta bulunması ve bu durumun arkadaşlıktan beklediğimiz şeylerle uyuşmaması
- Arkadaşlık kavramından beklentilerimizin değişmesi ve içinde olduğumuz arkadaşlığın yeni değerlerimize uymaması
- Yeni kurduğumuz bir arkadaşlığın eskisine kıyasla bizi daha çok tatmin etmesi ve diğerinin yerini alması
- İçinde bulunduğumuz arkadaşlığın artık bizi tatmin etmemesi, kurulan iletişimden eskisi gibi keyif almıyor olmamız.
Öte yandan, arkadaşlık ilişkisi derinleştikçe duygusal yakınlığın önemi vurgulanıyor. Bir katılımcı en yakın arkadaşlık kavramını şu şekilde tanımlıyor: "En yakın arkadaşlık kendi kendini korur. En yakın arkadaşlık mesafeyi, zamanı ve baskıyı tolere eder. Aradaki sadakat kendiliğinden devam eder. Duygusal derinlik değişmez."
Duygusal yakınlığın önemi yakın arkadaşlıkların bitme sürecinde de karşımıza çıkıyor. Bu arkadaşlıklar fiziksel olarak uzaklaşmaktan ziyade duygusal yakınlığın zaman içinde yok olmasıyla sonlanıyorlar. Duygusal yakınlığın yok olmasına sebep olarak ise yeni ilgi alanlarının ortaya çıkması, ortak değerlerin azalması, ihanet veya sıkılma gibi durumlar gösteriliyor. İletişimin azalması, başka ilişkilerin araya girmesi veya artık eskisi gibi keyif alamama da arkadaşlık ilişkilerini sekteye uğratan sebepler arasında sıralanıyor. Aynı zamanda bir tarafın aradaki arkadaşlık ilişkisine diğer tarafa kıyasla daha fazla emek harcadığını düşünmesi, görüşmek için daha fazla çabaladığını hissetmesi de arkadaşlık ilişkisine zarar veren faktörler arasında sayılıyor.
Yapılan çalışmalar arkadaşlıkların bitme sürecinin yaşa göre de değişim gösterdiğine işaret ediyor. Arkadaşlıkların en fazla sonlandığı dönemler lisenin bittiği ve üniversiteye başladığımız dönemlere denk geliyor. Bu durumun sebepleri arasında üniversiteye geçerken arkadaşların fiziksel olarak ayrılması, hayatlarına yeni insanların girmesi, üniversiteyle birlikte kişinin hayata bakış açısının ve ilişkilerine verdiği değerin değişmesi olduğu öne sürülüyor. Arkadaşlık ilişkilerini sekteye uğratan bir başka sebep ise arkadaşlardan birisinin sevgilisinin olması veya evlenmesi oluyor. Bu durum arkadaşların birlikte geçirdikleri zamanın azalmasına ve önceliklerinin değişmesine yol açıyor. Ancak bu bulgunun özellikle de heteroseksüel ilişki içindeki kadınlar için geçerli olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Kadınların arkadaşlıkları kişilerden birinin partnerinin olmasından erkeklerin arkadaşlık ilişkilerine kıyasla çok daha fazla etkileniyor. Bu farklılık üzerine yapılan çalışmalar erkeklerin arkadaşlarının ilişki sürecine kadınların arkadaşlarına kıyasla çok daha fazla dahil olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu sebeple çift olarak erkeğin arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirildiği için erkeklerin arkadaşlıkları içinde bulunulan duruma uyum sağlayabiliyor ve kadınların arkadaşlıklarına kıyasla bundan daha az etkileniyor. Yapılan bir başka çalışmada ise bekar insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılamada evli insanlara kıyasla arkadaşlarını çok daha ön planda tuttukları ve arada bir partner olmadığı sürede arkadaşlar arasındaki duygusal yakınlığın arttığı bulunuyor.
Bütün bu çalışmalara göre arkadaşlık ilişkileri birçok farklı sebepten dolayı bitebiliyor. Bu durum bazen hayatımızın ve değerlerimizin değişmesinden, bazen yaşadığımız olumsuz bir deneyimden kaynaklanabiliyor. Arkadaşlıklarımız hayat devam ettikçe dinamik bir şekilde değişiyor. Ancak şanslıysak ve yeteri kadar emek harcamayı göze alırsak, gerçekten yakın olduğumuz güçlü arkadaşlıklar kurmak mümkün olabiliyor.