Her yerde aile ve evlilik üzerine bolca konuşulurken, arkadaşlık kavramından bu kadar az bahsediliyor olması size de tuhaf geliyor mu? Peki ya kendi hayatlarınızda arkadaşlarınızın varlığını ne kadar takdir ediyorsunuz ya da bunu ne kadar önemsiyorsunuz? Bu yazımızda çoğumuzun her zaman hayatımızdalarmış ve olmaya da devam edeceklermiş gibi davrandığı, bize kattıklarına yeterince minnet duymadığı arkadaşlıklarımızın ne kadar önemli ve aslında hayatımızdaki etkilerinin ne kadar görülebilir olduğundan bahsedeceğiz.
Dünyayı nasıl algıladığımız uzunca bir zamandır sadece fizikle alakalı değil; ekolojik psikolojiye göre kişilerin çevreleri ile arasındaki ilişki kişilerin algılama şekillerini etkiliyor. Sırtında ağır bir çanta taşıyan bir insana, yaşça daha büyük birine ya da hali hazırda yorulmuş birisine bir yokuşun olduğundan daha dik görünmesini hepimiz normal karşılayabiliyoruz. Peki bu fiziksel şartların dışında yanımızda sosyal anlamda bir destek varsa, mesela bir arkadaşımız, bu durum algımızı nasıl etkiliyor olabilir? Virginia Üniversitesi'nden 34 katılımcı ile yapılan bir deneyde o esnada yalnız olan veya yanlarında arkadaşları olan insanlardan önünde bulundukları tepenin eğimini tahmin etmeleri isteniyor ve yanlarında arkadaşları bulunan insanlara tepe çok daha az dik görünüyor. Başka bir deneyde de bir kutuyu kaldırmak için başkasından yardım alacağını düşünen insanlar kutuyu yalnız kaldıracaklarını düşünen insanlara kıyasla kutunun çok daha hafif olduğunu düşünüyorlar.
Sanıyoruz ki arkadaşlarımızın bizi daha sağlıklı insanlar yapmasının yanında bir tepeyi daha az dik görmemizi sağlamaları oldukça küçük bir etki olarak kalacaktır. Arkadaşlarımızın varlığı stresli durumlar karşısında yaşayacağımız stres miktarını azaltıyor ve bu şekilde bizi stres kaynaklı hastalıklardan uzak tutuyor. Varsayalım ki önemli bir iş görüşmesine gideceksiniz, arkadaşınızın girmeden önce sizi rahatlattığını, siz içerdeyken onun kapının önünde olduğunu bildiğinizi, çıktığınızda da sizi karşılayacağını hayal edin ya da böyle stresli bir görüşmeye tek başınıza gitmek zorunda kaldığınızı düşünün. Araştırmalara göre bize stres veren bu tür durumlara nabzımızın ve tansiyonumuzun verdiği tepki yanımızda destek alabileceğimiz biri varken yalnız olduğumuza göre çok daha az oluyor.
Bazı durumlarda arkadaşlarımızın sağlığımıza olan olumlu etkilerini görebilmek için arkadaşlarımıza fiziksel olarak ne kadar yakın olduğumuz ya da onlarla ne kadar sık görüştüğümüz bile fark etmiyor. 2006 yılında göğüs kanserine yakalanmış yaklaşık 3000 hemşireden yakın arkadaşa sahip olmayanların ölüm oranlarının on ya da daha fazla arkadaşa sahip olan kadınlara kıyasla dört kat daha fazla olduğu gözlemlendi. Üstelik, bu etkinin gözlemlenebilmesi için onlarla sık sık görüşüyor olmaları da gerekmiyordu; sadece bu arkadaşlara sahip olmak yeterliydi. Arkadaşlıkların bir tek kadınlara mı faydası var diye düşünmeyin. Ne yazık ki bu alanda yapılan araştırmalar genellikle kadınlara odaklansa da erkeklerde de durum farklı değil; örneğin arkadaşlarınız varsa kalp krizi geçirme riskiniz de azalıyor.
Arkadaşlara sahip olmanın fiziksel ve psikolojik sağlığımızı neden ve nasıl bu kadar etkileyebildiği tam olarak açıklanabilmiş değil. Hastalandığınızda size ilaç alabilecek ya da sizi hastaneye götürebilecek bir arkadaşınızın olması durumu bir yere kadar açıklasa da bahsettiğimiz deneylerdeki etkilerini gözlemleyebilmek için yakınımızda olmalarına dahi gerek olmadığını söylemiştik. Kurduğumuz güçlü ve yakın arkadaşlıkların en önemli özelliklerinden biri de sanıyoruz ki her zaman -iyi ya da kötü koşulların içindeyken- arkamıza baktığımızda bizim için orada olacaklarını bilmemiz. Onların varlığı, kaygılandırıcı gördüğümüz herhangi bir durum karşısında bize ilerleme, durumu olduğundan daha az stresli geçirme imkanı sunuyor diyebiliriz.