Diğerleriyle aramıza kendi faydamızı gözetmek için koyduğumuz düşünsel ya da davranışsal limitler sınır olarak adlandırılıyor. Fiziki dünyada sınırlardan bahsetmek çok daha kolay gözüküyor; ülkeler arasında çizilmiş sınırlar ya da yasaların belirlediği davranış limitleri gibi bazı keskin sınırlarla karşılaşıyoruz. Biz de kişiliğimizde, ilişkilerimizde, duygu ya da düşünce sistemlerimizde, aldığımız rollerde, fiziksel ve cinsel temaslarımızda aslında belirlediğimiz sınırlara göre kararlar alıyoruz. Hangi alanda olduğu fark etmeksizin sınırlar bizi dışarıdan gelecek tehditlere karşı koruyor.
İlişkilerde ise sınırlar, iletişimi ve ilişkiyi sağlıklı bir şekilde sürdürme görevini üstleniyorlar. Bu nedenle sağlıklı ilişkilerde partnerlerin sınırları birbiriyle paralellik göstermeye yatkın oluyor. Temelde kişiler arasındaki fiziki ve duygusal sınırlar doğru belirlendiğinde herkes ne istediği ve ne elde edebileceği hakkında fikir sahibi oluyor. Aynı zamanda kimlik oluşturma, otokontrol kurma ve hedeflere ulaşmaya yardımcı olan bu sınırlar, öz saygımızı güçlendirme konusunda etkili oluyor. İlişkilerde 3 farklı sınır türüyle karşılaşılıyor:
1. Geçirgen Sınırlar
Sınırlar geçirgen olduğunda, kuma çizilen bir çizgi gibi, bir sınır olduğu anlaşılsa bile bu sınırları aşmak için büyük engeller olmuyor. Geçirgen sınırlara sahip insanlar, karşılarındaki kişilere hızlı güveniyor ve karar alırken yönlendirilmeye oldukça açık oluyorlar. Bu durum duygusal ve zihinsel açıdan ihtiyaç duydukları korumadan yoksun kalmalarına sebep olabiliyor ve mahremiyet ve benlik algılarını zedeleyebiliyor.
2. Katı Sınırlar
Katı sınırları sağlam bir tuğla duvar gibi düşünebiliriz. Bu duvarın güçlü bir darbe almadıkça yıkılması ya da geçit vermesi zor oluyor. Katı sınırlar koymayı tercih eden insanlar genellikle duygusal ya da fiziki yakınlık kurmaktan kaçınıyorlar. Fikirlerini kendilerine saklamayı tercih ederek kararlarında tamamıyla kontrol sahibi olmak istiyorlar.
3. Yarı-Geçirgen/Esnek Sınırlar
Sık işlenmiş kaskatı bir duvar olmasa dahi bu sınırlar sağlam ve belirgin çizgileri ifade ediyor. Yarı geçirgen/esnek sınırlar çizen insanlar yeni fikir ve verilere daha açık oluyorlar. Bunu yaparken kendilerini tehlikelerden koruyacak olan mesafeyi rahat ve aynı zamanda korumacı bir biçimde belirliyorlar.
Sınır çeşitlerine bakıldığında kendini bir sınır türüne konumlandırmak zor olabiliyor ancak sınır biçimini bir spektrum gibi değerlendirmek gerekiyor. Her birimizin bir ucu aşırı katı, bir ucu aşırı geçirgen olan o doğruda bir yeri bulunuyor. Sağlıklı sınırlara ulaşmak istiyorsak yarı geçirgen/esnek diye tanımlanan orta noktaya kaydığımız bir değişim yaşamak gerekiyor. Peki nasıl yarı geçirgen sınırlar koyabiliriz? Sağlıklı sınırlara nasıl ulaşabiliriz?
- Limitlerinizi tanımlayın. Hepimizin fiziksel, duygusal, mental ya da zamansal sınır değerlendirmeleri farklı olabiliyor. Kendinizi iyi hissettiğiniz fiziksel yakınlığın limiti nedir? Kararlarınıza dışarıdan gelen müdahaleler ne düzeyde kabul edilir boyuttadır? Kendinize doğru soruları sorarak bu alanlardaki fikirlerinizi tanımaya çalışabilirsiniz.
- Duygularınızı takip edin. Belirlediğimiz bir sınırın farkında olmadan aşılması stresli hissetmemize yol açıyor. Karşı karşıya kaldığınız hangi davranışların sizde ne gibi duygular uyandırdığını takip edin ve rahatsız edici bulduğunuz davranışları belirleyin.
- Sınırları tanıyın. Sizden faydalanıldığını düşündüğünüz ya da kendinizi istemeden içinde bulduğunuz anlarda bu ana sizi neyin getirdiğini düşünün. Belirli kişiler, belirli zamanlar ya da kullandığınız yöntemler sizi bu noktaya getiriyorsa bunları engellemeniz mümkün olabilir.
- Direkt olun. Biz ifade etmedikçe insanlar sınırlarımızı geçip geçmediklerinin farkında olamayabiliyorlar. Sınırlarınızı ifade etme konusunda direkt olun, böylelikle istenmeyen durumların önüne geçmeniz daha kolay olacaktır.
- Kararlı olun. Sınırlar belirlemek işin önemli bir kısmı ancak bu durumun sürdürülebilir olması da önem taşıyor. Sınırlarınızı belirtmeniz tartışmalara ve savunmalara yol açsa dahi direkt ve kararlı olmayı sürdürmek, sınırlarınızı sağlamlaştırmanız konusunda önemli olacaktır.
- Küçük adımlarla başlayın. Sınırları korumak ve iletişimi sağlıklı kılmak cesaret ve pratik isteyen yorucu bir durum gibi gözüküyor olabilir. Öyleyse iş saatleri dışında gelen maillere cevap vermemek gibi daha kolay başlangıçlar yapabilirsiniz! Aile ve arkadaş ilişkilerinizde sağlıklı sınırlar koymaya bunun gibi kolay pratiklerden sonra başlamak size daha rahat gelebilir.
- Kendinize "hayır" deme hakkı tanıyın. Sınırlar öz saygımızı korumakta etkin rol oynuyor. Bu nedenle içinde olmak istemediğiniz her türlü duruma karşı "hayır" demeniz büyük önem taşıyor. Kendinize bu hakkı tanıyın.
- Kendinize ait zamanınız önceliğiniz olsun. Kendimize ayırdığımız zamana başka kişi ya da durumlarla ilgili meseleleri taşımak, sınırlar üzerine çalışmalarımızı olumsuz etkiliyor. Kendi zamanınızı önceleyin.
- Başkalarının sınırlarına saygılı olun. Kendi sınırlarımızın yanı sıra, ilişki kurduğumuz bireylerin sınırlarına gösterdiğimiz saygı da ilişkilerimizin iyileşmesinde etkili oluyor. Başkalarının sınırlarını anlamaya ve onlara saygı duymaya özen gösterin.
- Destek alın. Eğer koyacağınız sınırları belirlemek ya da sürdürmekte zorluk yaşıyorsanız bir terapistten destek almayı düşünebilirsiniz.