Aşkın 6 Mil Derinliğinde Su Üstünde Kalmanın Çabası: Submarine

Şeyma Diş

Şeyma Diş

Aşkın 6 Mil Derinliğinde Su Üstünde Kalmanın Çabası: Submarine

Submarine Filminden Bir Kesit

Submarine Filminden Bir Kesit

Yönetmeni Richard Ayoade olan 2011 yapımı film, Submarine klasik bir ergenlik dönemi filminden çok daha fazlası. Bu yapım ele aldığı konuları trajikomik bir şekilde izleyiciye sunuyor. Filmin hikayesinin yanısıra, Arctic Monkeys grubunun solisti Alex Turner'ın film için hazırladığı soundtrack sayesinde de film boyunca sanki kendi ergenlik dönemimize gitmiş gibi hissediyor, kahramanımız Oliver ile aynı duyguları paylaşıyoruz.
relate-banner

Filmin ilk dakikaları şu sözlerle başlıyor: "Çoğu insan kendisini yeryüzünde benzeri olmayan bireyler olarak görür. Bu düşünce, onları her şey yolundaymış gibi yataklarından kalkmaları, yemek yemeleri ve boş boş gezinmeleri için motive eder. Adım Oliver Tate". Henüz 15 yaşındaki Oliver, hayatınının amacını bulmaya ve karakterini şekillendirmeye çalışan, kafası oldukça karışık bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Hayatını sanki her an metraja alınan bir filmmiş gibi görüp, hareketlerini ve davranışlarını sürekli değiştirip şekillendiriyor. Filmin birçok yerinde kendimizi Oliver'ın, yani karakter karmaşası içinde olan bir ergenin gözlerinden hayata bakıyor gibi hissediyoruz.

Film, klasik bir üstünlük, popülarite, hava atma ve cinsellik kavramlarının gündemde olduğu bir lise ortamında başlıyor. Oliver Tate ise aslında bulunduğu ortamda genellikle silik ve pasif, hatta çoğu zaman mobbinge maruz kalan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Oliver'in okul içindeki profilinin yanısıra, aile içinde de oldukça pasif ve etkisiz bir karakter olduğunu görüyoruz. Diğer bir yandan annesi ve babasının aralarındaki ilişkinin de normal ebeveyn ilişkilerinden farklı olduğunu ve aralarındaki ilişkide iletişimsizliğin ve monotonluğun öne çıktığını görüyoruz. Sıradan bir düzlemde başlayan film, Oliver'in, annesi ve babasının arasındaki sorunun derinine inmesiyle ve onların ilişkisinde göremediği her ne varsa kendi sevgilisi Jordana'da telafi etmeye çabalayıp ideal sevgili olma hedefiyle daha derin bir hikayeye evriliyor.

Oliver'in film boyunca sık sık ailesinin yatak odasını gözlemlediğini ve sevişip sevişmemelerinden yola çıkarak ilişkilerinin gidişatını öğrenmeye çalıştığına şahit oluyoruz. Annesi ve babasının arasındaki sorundan haberdar olan ama ebeveynleri tarafından asla dikkate alınıp açıklama yapılmayan Oliver, sanki ortamda yokmuş gibi veya hala küçük bir çocukmuş gibi muamele görüyor. İlişkilerin ve karakterin yoğun bir şekilde şekillenmeye başladığı, cinselliğin ve romantik duyguların da en üst seviyede seyrettiği ergenlik döneminin başında olan Oliver için aslında çözmeye çalıştığı durumun yaşının çok üstünde bir durum olduğunu görüyoruz. Diğer bir yandan, ailesi tarafından bile dikkate alınmayışın, Oliver'ın karakteri üzerindeki yıkıcı etkilerine de şahitlik ediyoruz. Oliver'ın içten içe zihinsel engelli olduğunu düşünen annesi, başlangıçta oğlunun Jordana ile olan ilişkisine dahi inanmıyor. Aksine, onun tıpkı eskisi gibi -ilkokuldaki ezilmişliğini de hatırlatarak- arkadaşları tarafından yine ezildiğini ve dışlandığını düşünüyor.

Ebeveynlerinin her birinin kendi hayatlarında gerçekleştiremedikleri hayallerinin verdiği öz güvensizliği ilişkilerine de yansıttıklarını görüyoruz ve en önemlisi bütün bunlar onbeş yaşındaki erken yetişkinlikte olan bir gencin gözleri önünde oluyor. Babasının aile içindeki pasif durumu karşısında Oliver, adeta ebeveyn rolüne bürünerek onların evliliklerini kurtarmaya çalışsa da bulduğu çözümlerin yaşını ele verdiğini görüyoruz. Durum böylesi karışıkken bir de annesinin çocukluk aşkının evlerinin hemen yanına taşınmasıyla işler iyice karmaşıklaşıyor. Annesinin babasını Graham ile aldattığına şahit olan Oliver, babasının bu durum karşısındaki pasifliğiyle, annesinin ise özür dilemekten ve açıklama yapmaktan uzak umursamaz tavırlarıyla karşılaşıyor. Babasıyla konuşmak istese dahi, tıpkı annesiyle olduğu gibi pek dikkate alınmıyor ve ailesi tarafından sürekli olarak henüz çocuk olduğu hatırlatılıyor. Film boyunca annesinin her tartışmada veya Oliver'in şahitlik ettiği her olayda ona gidip uyumasını gerektiğini söylemesi, Oliver'i düşünceleri ve karakteri gelişmekte olan bir birey olarak görmediğini gösteriyor.

Bütün bu aile dinamiklerine baktığımızda ebeveyn ilişkilerinin güvenli bağlanma stilinden oldukça uzak olduğunu, kopuk ve iletişimsiz bir yolda ilerlediğini görüyoruz. Aile içindeki paylaşımsızlığın, annesinin ve babasının bilinmezliklerinden hissettiği duyguları Oliver şöyle özetliyor: "Annemin içinde ne var? Babamın içinde ne var?". Ve elbette ki bütün bu aile içindeki kuramadığı bağlar hem kendine hem de romantik ilişkilerine yansıyarak şöyle bir sorunun da eklenmesine sebep oluyor: "Jordana'nın içinde ne var?". Ailesinden ve sonrasında çevresinden yeteri ilgiyi göremeyen Oliver sık sık kendi ölümü hayal ederek, bu hayali ölüm sahnesinde gerçekte olduğundan oldukça farklı bir karakter oluşturduğunu görüyoruz. Oliver'in bu alter egosunda, ölümünden sonra herkesin onu nasıl sevdiğini, onu kaybettiği için ne kadar üzgün olduklarını söylediklerine şahit oluyoruz. Hayalinde, Oliver'ın ölümü yalnızca ailesini değil, arkadaşlarını, hatta tüm şehri derin üzüntüye boğuyor. Hayalindeki röportajda ölümünden sonra kendisi hakkında söylenenleri ise şöyle kurguluyor: "Oliver Tate çok popüler ve oldukça sevilen bir çocuktu", "Burada konuştuğum çoğu insan ona örnek biri olarak hitap etti". Oliver'ın gerçekte sahip olduğu pasif ve silik karakteri alıp hayalinde oldukça popüler ve sevilen bir karaktere dönüştürdüğünü görüyoruz. Aile içinde dahi yaratamadığı farkındalığın ancak ölümüyle olacağını düşünüp, sık sık kendi zihninde ölümünü canlandırıyor. Hem ailesi hem de etrafı tarafından pasif ve sorunlu bir karakter olarak görünen

Oliver için kimliğini oluşturmada en önemli adım ise bir kız arkadaşa sahip olmak. Bir sevgilisinin olmasının çevresindeki herkesin düşüncelerini değiştireceğine inanan Oliver, ideal bir sevgili olabilmek için yine yaşından uzaklaşarak yetişkin rolüne bürünüyor. Jordana'ya dünyanın en iyi sevgilisi olduğunu ispat edebilmek ve herkes tarafında da artık fark edilebilmek için ilişki içindeki neredeyse bütün hareketlerini planlayarak yapıyor. Jordana'nın da pek sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirmediğini de işin içine katacak olursak, Oliver'ın bu mükemmeliyetçi, aşırı yetişkin ve romantik tutumu başta Jordana'nın pek de dikkatini çekmiyor. Aslında Oliver'ın kendi ebeveynlerinde eksik olan ve bir ilişkide normalde olması gereken ne varsa Jordana üzerinde denemeye çalıştığını görüyoruz, ki cinsellik de bunun önemli bir adımı oluyor. Cinsel bir birlikteliğin, ergenlikten yetişkinliğe geçmek için şart olduğunu düşünen Oliver, Jordana ile olan ilişkisini de yaratmak istediği farkındalık için tek şans olarak görüyor ve olabildiğince her şeyi en mükemmel halinde yapmak istiyor. Oliver'ın bütün ailesinin ilişkisindeki bütün eksiklikleri kendi ilişkisinde telafi etmeye çalışmasının, ilişkisini sandığının aksine pek de sağlıklı bir yola götürmediğini görüyoruz. Mükemmel, sorunsuz ebeveynelere ve hayata sahipmiş rolü yapan Oliver'ın planları hiç tecrübesi olmadığı bir alanda sınanıyor. Jordana'nın annesinin kanser olduğunu öğrenen Oliver, sevgilisinin bu olası yas sürecinde nasıl yanında olması gerektiğini ebeveynlerinden değil, okuduğu kitaplardan öğrenmeye çalışıyor. Bir yandan ailesinin boşanma sürecini engellemeye çalışırken bir yandan da Jordana'ya ideal sevgiliden gelecek desteği göstermeye çalışan Oliver her iki durumda da bocalıyor. Aslında özellikle babasından gördüğü pasifliğin, gerektiği durumlarda eyleme geçemeyişliğin yansımasını Oliver'da da görüyoruz. Oliver da tıpkı babası gibi harekete geçmesi gereken durumlarda güvenli alanına saklanıyor ve bu durum Jordana ile olan ilişkisini olumsuz yönde etkiliyor.

Film boyunca yalnızca henüz onbeş yaşında ve erken yetişkinlikte olan Oliver'ın genel-geçer ergenlik dönemi sorularına şahit olmuyoruz. Aynı zamanda hemen hemen bu dönemden geçen herkesin sorduğu ben kimim, karakterim nedir ve yaşadığım hayatın anlamı nedir sorularının yanısıra, böylesi önemli bir dönemde aile ile kurulan bağların karakter gelişimi ve ikili ilişkiler konusunda ne derece etkili olduğunu görüyoruz. Mükemmel bir gözlemci olan Oliver'ın ebeveynlerinden karakteristik bir duruş göremeyişinin yarattığı arayış, bulunduğu çevrenin baskısıyla da artıyor ve bu karakter inşaasını hayalinde yarattığı alter egolarla ve okuduğu kitaplardan topladıklarıyla oluşturmaya çalışmasını izliyoruz.

Submarine adının nereden geldiğini değinecek olursak da, babasının deyimiyle altı mil derinliğinde olan okyanusu ve okyanusun altında yaşamayı temsil ediyor. Okyanusun altında yaşayan gizem ve bilinmezlik dolu bir dünyayı işaret ediyor. Tıpkı Oliver'in babasının ve annesinin, hatta Jordana'nın içinde ne olduğunu hiçbir zaman bilemeyişi ve en önemlisi hepsinin gizemlerle dolu oluşu gibi. Oliver ise iletişimsiz ve herkesin kendi denizaltı dünyasına çekildiği bir ailede ve böylesi bir ailenin kendi karakterine, ilişkilerine getirdikleriyle mücadele etmeye çalışan ama zaman zaman bu kargaşa içinde boğulup güvenli alanına dönmek isteyen bir karakter. Yani Oliver için de kendi denizaltı dünyası bazen yolunu bulamadığı her şeyden kaçıp saklandığı yatağı, bazen de başka bir karaktere bürünüp fark edildiği ve sevildiği hayal dünyası oluyor. Alex Turner, Oliver karakterini kendi yazdığı şarkı sözlerinde ise şöyle özetliyor:

"yarın daha güçlü olacağım

rengarenk koşacağım

artık siyah beyaz değil

ve su üstünde kalacağım

ama bugün saklanmam hiç de sorun değil."


Benzer yazılar

Sizin Aşkınız Hangisi?

Hiç aşık oldunuz mu? Peki aşkın ne anlama geldiğini düşündünüz mü? Aşk ne demek, hadi gelin birlikte bakalım.

İkinci Kez Aşık Olmanın Bize Getirdikleri

Her aşk hikayesi farklı olsa da aşkı yeniden bulma deneyimlerimizdeki çoğu süreç ortak. Bunlardan dördünü sizin için listeledik!

Ailemizle Siyaset Konuşmanın Sağlıklı Bir Yolu Var Mı?

Siyasi görüşlerimiz her zaman sevdiklerimizin düşünceleriyle aynı olmayabilir ve bu konuda tartışabiliriz elbette. Ancak siyaset konuşmalarını aile ilişkilerimize zarar vermeden nasıl gerçekleştiririz?
Mabel Matiz&Mert Demir - Antidepresan

2022’nin Aşk Şarkıları

Aşkı, özlemi, hayal kırıklığını ve ayrılığı uçlarda yaşadığımız 2022 yılında yayınlanmış olan aşk temalı şarkılara gelin birlikte bakalım.

The End of the F***ing World

Ergenlik dönemindeki iki gencin yaşadıkları travmatik deneyimlerin kendileriyle ve başkalarıyla olan ilişkilerini nasıl şekillendirdiğine odaklanan, kara mizah ve dram türünde bir mini dizi izlemek ister misiniz?

7 Toksik Aile Davranışı

’Çünkü ben öyle istiyorum!’’ Aile içinde görülebilen 7 toksik davranış biçimi bu yazımızda!
Ophelia (John Everett Millais, 1852)

Hamlet’in Ophelia’sı ve Ophelia Sendromu

Shakespeare’in Hamlet oyunundaki Ophelia karakterini ve adını verdiği Ophelia Sendromu’nu beraber inceleyelim!
Two On A Bridge - Igor Krapar Shcherbakov (2021)

Aşk İksiri: Feromon

Tanıştığınız andan itibaren birine ilgi duydunuz fakat nedenini anlamakta güçlük mü çekiyorsunuz? Bazı kişilere ise ilk andan beri arkadaş gözüyle mi bakıyorsunuz?
Aşk, Büyü, Vs. - Ümit Ünal (2019)

Yaşanamamış Bir Hayatın Rüyası: Aşk, Büyü, Vs.

Birbirine aşık iki kadının toplumsal tabular sebebiyle nasıl birbirlerinden ayrı düştüklerini anlatan duygu dolu bir film.
We Need to Talk About Kevin - Lynne Ramsay (2012)

Bir Anne-Oğul Çatışması: We Need to Talk About Kevin

Hazırlıksız annenin, oğlu Kevin ile bağ kuramamasını anlatan bu film, istenmediğini hisseden çocuğun neler yapabileceğini gösteriyor.

footer