İlişkinde Kaygı Mı Duyuyorsun?

Begüm Yılmaz

Begüm Yılmaz

İlişkinde Kaygı Mı Duyuyorsun?

Battersea, London- Niall McDiarmid (2017)

Battersea, London- Niall McDiarmid (2017)

Romantik ilişkilerimizde de tıpkı kurduğumuz diğer tüm ilişkilerde olduğu gibi kaygılandığımız zamanlar olabiliyor. Üstelik bu kaygıyı deneyimlemek için kaygılı bir bağlanma stiline sahip olmamız dahi gerekmiyor. Güvenli bağlanan kişiler de ilişki içerisinde kaygıyla ortaya çıkan düşünceler geliştirebiliyor. Kimi zaman ilişki içerisinde yaşanan sorunlardan ya da tartışmalardan ötürü, kimi zaman da hayatımızdaki bir problemin ilişkimize yansımasından dolayı yoğun bir endişeye kapılabiliyoruz. Peki bu gibi zamanlarda zihnimiz bize neler söylüyor?
relate-banner

"Garip olduğumu mu düşünüyor?"

İlişkilerin özellikle de ilk zamanları, partnerlerin birbirlerinin hayatlarını, alışkanlıklarını, zayıf yönlerini, kendileriyle ilgili güvensizliklerini ve davranışlarını öğrenmekle geçiyor. Zamanın akışı içerisinde partnerler birbirlerini tanıyarak, keşfederek, dinleyerek yakınlaşıyor ve birbirlerine alışıyorlar. Bu tanıma sürecinde partnerimize kendimizi açtıkça aslında savunmasız yanlarımızı da göstermiş oluyoruz. Bu da "Tüm bunları bilmesine rağmen beni sevmeye devam edecek mi?", "Ya garip biri olduğumu düşünüyorsa?" sorularını akla getirebiliyor. Ancak temelleri sağlam bir ilişki kurmanın ve bağlanmanın oluşmasının ilk adımlarından biri, partnerlerin kendilerini birbirlerine açmasıyla oluyor.

"Ne hissettiğimi nasıl açıklayacağım?"

Açık iletişim kurmak, sağlıklı ilişkilerin en önemli öğelerinden biri. Yalan söylemenin, var olan bir şeyi çarpıtmaktan ibaret olduğu düşünülse de bir şeyleri gizlemek de yalana giriyor. Örneğin, partnerinizin rahatsız olacağını bildiğiniz için gece kimlerle vakit geçireceğinizi ona söylemediğinizde doğruyu söylemiş oluyor musunuz? Fakat tabii ki ilişkilerde açık iletişimin sağlanabilmesi için kişilerin rahatlıkla konuşabileceği bir ortamın var olması gerekiyor. Yani, partnerlerin rahatsızlıklarını dile getiremediği, "Eğer bunu söylersem kesin tartışacağız, o halde dile getirmemek en iyisi." diye düşünerek hislerini veya düşüncelerini sakladığı ilişkilerde, ne yazık ki bu güvenli ortam sağlanamamış oluyor. O nedenle, zihninizden "Ne hissettiğimi nasıl dile getireceğim?" düşüncesi geçtiğinde bunun ilişkinizdeki güven eksikliğinden mi yoksa daha çok sizin duygularınızı dile getirememenizden mi kaynaklandığını fark etmeniz gerekiyor.

"Arkadaşları beni sevecek mi?"

Partnerinizin arkadaşlarıyla ya da ailesiyle ilk tanıştığınız zamanı hatırlıyor musunuz? Özellikle de ilişkinin başlangıcından itibaren uzun zaman geçtiğinde taraflarda arkadaş ve aileyle tanıştırılma beklentisi oluşabiliyor. Kimi ilişkilerde partneri aile veya arkadaşlarla tanıştırmamak, bir güven problemi olarak algılanıyor ve "Benimle ciddi bir ilişki düşünmüyor." gibi düşünceler geliştirmeye neden olabiliyor. Hatta kimi ilişkiler sırf bu nedenle sonlanabiliyor. Ancak bu durumu "Partnerimin arkadaşlarıyla tanışacağım." olarak görmektense sadece yeni birileriyle tanışma etkinliği olarak görmek ve yeni birileriyle tanışırken heyecanlanmanın normal olduğunu kabul etmek, yaşanan endişenin azalmasına yardımcı olabiliyor.

"Değişmezsem beni terk eder mi?"

Partnerler, ilişki içerisinde gelişerek serpilebiliyor ve sağlıklı ilişkiler kişilerin olumlu yönde bir değişim göstermesine neden oluyor. Destekleyici, güven ortamının oluştuğu ve duygu tezatlığının yaşanmadığı ilişkiler, hem psikolojik hem de fiziksel sağlığımıza iyi geliyor. Ancak zaman zaman, özellikle de partnerlerden biri diğerine karşı sert eleştirilerde bulunarak kişinin özellikle de kendisiyle ilgili sevmediği yanlarını ortaya çıkardığında kişiler "Ya hiçbir zaman davranışlarımı değiştiremezsem ve benden ayrılırsa?" gibi düşünceler geliştirebiliyor. Bu düşünceler, kaygılı bağlanan kişilerin zihninden geçirdiği düşüncelere çok benziyor. Çünkü kaygılı bağlanan kişiler, çocukluklarında bakım verenleri tarafından tutarsız bir ilgi gördüklerinden ve eleştirilme durumu onlara fazlasıyla tanıdık geldiğinden partneriyle yaşadıkları bu gibi durumlarda eleştiriler karşısında tetiklenebiliyorlar. Bu da "Ya giderse?" gibi düşüncelerin zihinlerinde büyük bir yer kaplamasına yol açabiliyor.

"Zor biri olduğumu düşünüyor mu?"

Birbirimize içimizi açmak, beraberinde savunmasızlıklarımızı, zayıf noktalarımızı ve hatta zorlu yanlarımızı karşı tarafa göstermeyi getiriyor. Öyle ki tüm yaşanmışlıklarımızı, bizde yara açan olayları, hatta belki travmalarımızı bir zamanlar hiç tanımadığımız bir yabancıya açıyoruz. Tabii ki bu yabancı artık adeta derimizin altına işleyen biri oluyor fakat nihayetinde bir başka benlikle en özelimizi paylaşıyoruz. Bu da kaçınılmaz bir şekilde beraberinde yara alma riskini getiriyor. Zayıflıklarımızı böylesine bilen birinden gelen bir söz, bizi darmadağın etmeye yetebiliyor. Bu durumda kendimizi darbe almış hissettiğimizden dolayı savunma mekanizmalarımızı devreye sokarak karşımızdaki kişiye duvar örmeye başlayabiliyor ya da büyük tepkiler verebiliyoruz. Ancak sonrasında partnerimizin gözünde nasıl biri olduğumuza dair endişelere kapılabiliyoruz. "Ya çok zor biri olduğumu düşünüyorsa?", "Ya benden bıktıysa?" gibi düşünceler zihnimize üşüşüyor. Bir yandan açılan yara dolayısıyla tetikleniyor ve bir tepki gösteriyoruz, öte yandan da partnerimizi kaybetme endişesi taşıyoruz. Bu tarz durumlarda, tekrarlayan davranışlarımızın farkına varmak bize yardımcı olabiliyor. Örneğin, tartışmalar sırasında hep benzer bir döngüye giriyorsanız ya da partnerinizle hep aynı noktada anlaşmazlık yaşıyorsanız o halde bu durumun üzerine eğilmek iyi bir çözüm gibi duruyor. Eğer bu durumla tek başınıza mücadele edemediğinizi hissediyorsanız bir uzmandan yardım almayı değerlendirebilirsiniz.

"Neden hep böyleyim?"

Partnerinizle yaşadığınız tartışmalar sırasında fazlasıyla yükselip ardından "Neden böyle davrandım ki?" sorusunu kendinize yönelttiğiniz oluyor mu? Ya da kimi zaman ortada hiçbir sorun yokken bir tartışma çıkarttığınız ve sonrasında çıkan tartışmanın nedenini bile hatırlamadığınız? Böyle durumlarda sizde bir tuhaflık olduğunu düşünebilir veya partnerinize haksızlık ettiğiniz için suçluluk duygusu taşıyabilirsiniz. Özellikle hayatımızda stres yaratan durumlarla baş etmeye çalıştığımızda ya da belirsizlikle dolu bir zaman diliminin ortasında olduğumuzda yaşadığımız stres ve kaygıyı genellikle en yakınlarımızdan çıkarma eğiliminde oluyoruz. O nedenle kendinize "Neden böyleyim?" sorusunu yöneltmek yerine öz şefkat göstererek yaklaştığınızda kaygılarınızın da bir nebze hafiflemesine olanak sağlayabilirsiniz. Partnerinize ise "Sana böyle davranmış olmam doğru değildi. O anda neden böyle davrandığımı da bilmiyorum. Ancak biliyorum ki şu anda oldukça stresli bir durumun ortasındayım ve yaşadığım en ufak terslik bile beni tetikleyebiliyor. Bu durum sana haksızlık etmem için geçerli bir neden olmasa da bunu bilmeni isterim." tarzında bir açıklamada bulunarak sizi anlamasına yardımcı olabilirsiniz. Günün sonunda aslında hepimizin derdi anlaşılabilmek ve olduğumuz halimizle kabul görebilmek.


Benzer yazılar

Sahara Novotna - Willing To Take Risks

Riskten Kaçınmanın Riski: Konfor Alanlarımız

Siz de konfor alanınızdan çıkmakta zorlanıyor ve bir türlü risk alamıyorsanız bu yazıdan ilham alabilirsiniz!

Mezun Oluyorum. Peki Ya Sonra?

Gelin mezuniyet kaygısı ile nasıl başa çıkabileceğimize göz atalım.

Kaygı Flört Etmemize Engel Değil

Yüksek düzeyde kaygıya veya kaygılı bağlanma stiline sahip olmak zaman zaman kendimizi sabote etmemize ve geçmişteki olumsuz deneyimlerimize saplanıp kalmamıza sebep olabiliyor. Peki kendimizi sabote etme halinin üstesinden gelmek için neler yapabiliriz?

Kaygı Kaynaklı Olabilecek 8 Davranış

Hepimizin geçmiş deneyimlerinden ötürü geliştirdiği ve bazen başkalarına tuhaf gelen davranışları olabiliyor. İşte kaygı kaynaklı olabilecek sekiz davranış!

Kontrol Edemediklerimizden Misiniz?

Kontrolümüz dışında olan dört durumdan ve bu durumlara nasıl yaklaşmamız gerektiğinden bahsettik.

Duygularımızla ilgili öğrendiğimizi unutmamız gereken 7 şey

Duygularımız söz konusu olduğunda bazı hatalı düşüncelere sahip olabiliyoruz. Bu düşünceleri, doğru ve bize iyi gelecek düşüncelerle değiştirmek mümkün! Buyrun yazımıza…
Negro - Cristina Troufa

Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Bağlanma stillerinin çok popüler olmayan ancak belki de anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyan türü: düzensiz bağlanma. Detayları yazımızda.
The Meal - Alex Gross (2016)

Bağlanma Stilleri ve Ayrılık Sonrası Davranışlar

Eğer ayrılmayı isteyen ve ilişkiyi bitiren taraf biz değilsek ayrılık sonrası kısa dönemde davranışlarımızı neler belirler?
Gourment- Victoria Kharchenko (2008)

Stres ve Duygusal Yeme

Mutsuzken eliniz buzdolabına gidiyor mu? Çikolatanın bütün dertlerinizi alıp götüreceğine inanıyor musunuz? Ya açlığınız fiziksel değil de duygusalsa?
How being attached to you felt like sometimes - Laura Miclea

Kaygılı - Kaçıngan Birlikteliği Mümkün mü?

Yüksek seviyede bağlanma kaygısı ve kaçınması ilişkide belli sorunlarla ilişkilendiriliyor. Peki kaygılı ve kaçıngan bağlanan iki kişi bir ilişki sürdürebilir mi?

footer