C.R.A.Z.Y., Noel zamanı doğduğu için muhafazakar çevresi tarafından özel bir çocuk olduğuna inanılan Zach'in büyüme hikayesini merkezine alan bir film. Doğumundan genç yetişkinlik dönemine kadar izlediğimiz süreçte Zach, cinsel yöneliminin etkisi ile ailesi ve çevresi ile sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Film Zach'in eşcinsel kimliğinin hayatının farklı dönemlerinde ailesiyle olan ilişkisini nasıl etkilediğine odaklanıyor. "Normal" bir çocuk olmayı dileyip kaçamadığı benliği ile olan yüzleşme süreci, başta geleneksel bir karakter olan babası olmak üzere herkesi etkiliyor. 1960-80 yılları arası bir zaman zarfında Kanadalı bir aileyi anlatan C.R.A.Z.Y, geleneksel aile yapısına ve homofobiye karşı bir eleştiri yaparken cinsel yönelimi keşfetme ve çevre tarafından kabul görme sürecinin yarattığı psikolojiyi oldukça derin bir şekilde işliyor.
Zach, 5 erkek kardeşten dördüncüsü. Diğer erkek kardeşlerinden farklı bir çocuk olarak büyüyor. Babasının ona dikte ettiği "erkeklik" kalıplarının dışına çıkıyor ve bebek arabası, takılar, kıyafetler gibi toplumda "kız işi" olarak görülen oyuncaklara ilgi duyuyor. Henüz 6 yaşında olmasına rağmen bu durum babasında bir panik uyandıyor, ancak sürekli görmezden geliniyor. Kendisini olduğu gibi kabul etmesine izin verilmeyen Zach, iyi bir Katolik olarak sürekli "normal" bir çocuk olmayı diliyor. Eşcinsel olduğu gerçeğini görmezden gelip bastırmak istese de buna karşı koyamıyor. Ne kız arkadaşı Michelle ile olan ilişkisi ne de "gerçek" bir erkekte olabilecek saldırgan tutum onu babasının istediği gibi bir erkek yapmaya yetmez. Filmde baskılanan cinsel yönelimin dışa vurumu Zach'in yaşadığı benlik çatışması çerçevesinde ele alınıyor. Gerçek benliği ve toplumun ona dikte ettiği benliği arasında bocalayışı izleyiciye gerçekçi bir biçimde aktarılıyor.
Film boyunca eşcinsel kimliğin kendini var etme çabası sürekli ataerkil yapı tarafından bastırılıyor. Ataerkil yapı hem Zach'in babası hem de erkek kardeşi Raymond tarafından temsil ediliyor. Ayrıca Zach'in kendisi de bu erkeklik normlarını istemeyerek de olsa yaşadığı baskılar sebebiyle kendi benliğini bastırmak için kullanıyor. Erkeklik meselesi onu aslında vermek istemediği bir savaşa itiyor. Zach'in bu iki erkek karakter ile olan çatışması filmin eleştiri noktalarının zeminini hazırlıyor. Uyuşturucu bağımlısı ve esrar ticareti yaptığı için bir süre hapiste yatmış, ailesiyle arası açılmış ancak yine de evden kopamamış, içinde aile sevgisi olduğunu gördüğümüz bir kardeş. Raymond'ın Zach'in eşcinsel olduğunu ima eden iğneleyici sözleri baba ile gerginliklere sebep oluyor. Sabıkaları olan Raymond'ın her şeye rağmen eve sembolik anlamda bir geri dönüş biletinin olması ancak eşcinsel olduğu için Zach'e böyle bir şansın tanınmaması bunun en büyük örneği. Babanın Zach'in karşısında bunları dile getirmesi direkt olarak bunu ona gösteriyor. Raymond'ın filmin finalinde yaşadığı durum aile olmanın bir anlamda ne demek olduğunu gösteriyor. Ancak film bunu didaktik bir biçimde cezalandırma gibi değil karakterleri film boyunca sahip oldukları psikolojiye maruz bırakarak yapıyor. Bir başka deyişle kabullenme ve sevginin ne demek olduğunu sorgulatıyor.
Filmde inanç da önemli bir yer tutuyor. Noel'de doğan Zach'in İsa peygamber ile aynı gün doğduğu için özel olduğuna inanılıyor. Yaralı ve hasta akrabaları kendilerini iyileştirmesi için Zach'in annesini arıyor, çünkü Zach'in iyileştirme gücü olduğuna inanılıyor. Bu güce büyüyünce artık inanmayan Zach ile muhafazakar annesi arasındaki ilişki de kendini bu noktada gösteriyor. Annesi cinsel yönelimi ortaya çıktıktan ve aile içinde gerginlikler oluşmaya başladığı zamanlardan beri Zach'i olduğu gibi kabul eden ve ona koşulsuz sevgi gösteren tek kişi. Ancak onun özel biri olduğu iması bir anlamda onun kimliğine atfediliyor ve Zach'in içine işliyor. Dini bir rehber gibi gördüğümüz satıcı bir kadın olan Madam Chose, Zach'in kendisine herkes gibi olmak istediğini söylediğinde ona "Tanrıya şükür ki hiçbir zaman herkes gibi olmayacaksın." diyor. Yaşadığı zorluklar karşısında her daim onun yanında olacak birisinin olduğunu dini bir hikaye anlatarak aktarıyor. İnanç teması üzerinden eşcinselliğin Katolik inancındaki yerinin nasıl mümkün olabileceğine dair eleştiriler getiriliyor.
Cinsel yönelimini kabullenme sürecinde sürekli gelgitler yaşayan ve bu durumu inkar edip "normal" olduğuna inanmaya çalışan Zach'in bastıramadığı bu durum bir astım metaforu üzerinden anlatılıyor. Zach'in sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için astım ilacına ihtiyacı var. Aslında astım ilacını kullanması ile cinsel yönelimi arasında metaforik bir ilişki kuruluyor. Bırakmaya çalışıyor ancak bırakamıyor. Kız arkadaşı Michelle beraber iken ve bir eşcinsel olmadığına inanırken iki yıl bu ilacı kullanmıyor. Ancak yine de Michelle bilmeden gece astım ilacı kullandığı sahne Zach'in sürekli inkar ettiği benliğini gösteriyor. Kudüs'te ilk eşcinsel deneyimini yaşayan Zach için bu kabullenme kolay bir süreç olmuyor. Normal olamamanın verdiği ızdırap ile her şeyi ve astım ilacını bırakıp çöle gidiyor. Ancak yine de onsuz hayatta kalmayı başaramıyor. Ta ki çölde yaşayan yerliler onu bulup astım ilacını ona verene kadar.
C.R.A.Z.Y., bir kabullenme hikayesi. Yaşadığı toplumda herkes gibi "olamayan" birinin yaşadığı süreci onun perspektifinden anlatıyor. Bu süreçte her ne kadar olduğu halini kabul etmeye çalıştığında aile gibi toplumun bir yansıması haline gelen kurum onu kendi kabuğuna itiyor. Dışarıdaki çevresine verdiği var olabilme savaşı gücünü kendi içinde benliği ile olan savaştan alıyor. Hiçbir noktayı yüceltmeye veya kötülemeye girmeden eşcinsel bir bireyin yaşadığı psikolojik savaşı tüm sadeliği ile anlatıyor.