![relate-banner](images/relate_banner_new.webp)
Partnerler bazen çocuklarını daha mutlu etmek için kendilerinden ve romantik ilişkilerinden ödün verebiliyorlar. Çocuğun getirdiği sorumluluklar ve iş yükünün yanında çocukların etkinlik ve oyun saatleri çiftlerin birbirlerine vakit ayırmalarını engelleyebiliyor. Öte yandan, evlilik geri planda kaldığında çocuklar bunu hissedebiliyorlar. Araştırmalar, çocuktan bağımsız olarak partnerlerin birbiriyle olan ilişkisinin ve çocukların önünde paylaştığı mutluluğun onların yetişkin yaşamları üzerinde doğrudan bir etkisi olabileceğini gösteriyor. Yani aslında mutlu çiftler, mutlu çocuklar yetiştiriyor.
Partnerler ilişkilerini ikinci plana attığında çocuklar bu yakınlığın eksikliğini hissedebiliyorlar. Ayrıca araştırmalar, mutsuz bir ilişkiye sahip ebeveynleri olan çocukların, mutlu çiftlerin çocuklarına kıyasla davranışsal veya akademik sorunlar yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Evlilik ve aile araştırmaları yapan Dr. Cowan, "İlişkinizi, çocuğunuzun içinde yaşadığı duygusal ortam olarak düşünebilirsiniz. Nasıl temiz hava solumasını ya da iyi beslenmesini istiyorsanız, aynı şekilde çocuğunuzun sevgi dolu bir ortamda büyümesini de istersiniz. Partnerinizle kendiniz için bir randevuya çıkmasanız bile bunu çocuklarınız için yapmaya çalışın" diyor.
Birçok çift tartışmamanın evliliği güçlendirdiğine inansa da evliliklerdeki gerçek sorun, huzuru korumak amacıyla bireylerin kendilerini partnerinden uzaklaştırdığı zamanlar oluyor. Bireyler çatışmaya neden olan meselelerle uğraşmaktan kaçınmak için kendilerini çalışmaya verebiliyor. Partnerler birbirlerinden uzaklaştıklarındaysa duygusal ihtiyaçlarının karşılanması için çocuklarına baskı yapabiliyorlar.
Çocuklarınız, davranışlarınızı ve alışkanlıklarınızı genç yaştan itibaren taklit ediyor. Bu durum, sizin sevdiklerinizle ileşim kurma şeklinizi de içeriyor. Siz ve partnerinizin sorunları ele alma ve şefkat gösterme şekli, birlikte geçirdiğiniz zaman, çocuğunuzun mutluluk düzeyinin yanında romantik geleceğini ve davranışlarını da şekillendirebiliyor.