7 Toksik Aile Davranışı

kategori

Yakın İlişkiler

7 Toksik Aile Davranışı



Aile üyelerimizin bazı davranış ve tutumları toplum tarafından normal görülse de aslında bu davranışlar psikolojik sağlığımıza iyi gelmeyebiliyor. Bu durumlardan bazılarını sizin için listeledik.

  1. Karşıt bir fikri ya da sorgulanmayı kabul etmeyen aile üyeleri:

Aile içindeki bir gidişata karşı çıkmak veya karşıt fikir öne sürmek her zaman için ‘’saygısız’’ bir davranışa eş değer olmuyor. Benzer bir şekilde, ‘’saygılı’’ biri olmak uyum sağlamak ya da diğerleriyle aynı görüşte olmak anlamına da gelmiyor. Bize doğru gelmeyen durumlara karşı çıkabiliriz elbette ama önemli olan bunu nasıl yaptığımız. Karşımızdakinin düşüncelerini, duygularını veya gerçekliğini yok saydığımız noktada işler istenmeyen bir hale gelebiliyor.

  1. Etrafındakiler için zararlı bir aile üyesini sırf ‘aileden’ olduğu için tolere etmek:

Bazı aileler, yaşanılan istismar durumlarının üzerini kapatarak bunu uygulayan aile bireylerini tolere edebiliyorlar. Ancak kim uygularsa uygulasın fiziksel, duygusal ya da mental istismarın hiçbir koşulda tolere edilmemesi gerekiyor. Eğer biri sonuçlarını hesap etmeden bizi incitmeyi göze alabiliyorsa duygusal enerjimizi korumak ve kendimiz için en iyisini düşünmek hakkına her zaman sahibiz.

  1. Sınırların olmadığı ya da sınırların çok rahat aşılabildiği aileler:

Kişisel sınırlarımızın aile üyelerimiz ya da ebeveynlerimiz için geçerli olmadığına dair bazı yaygın inanışlar bulunabiliyor. Oysa sınırlarımız herkes için geçerli, bu kişiler ailemizden olsa dahi. Mental, fiziksel ve duygusal enerjimizi korumak, ailemizle daha iyi vakit geçirmek veya onlarla daha iyi ilgilenmek için de aslında oldukça önemli.

  1. Çocukların ebeveynlerinin ihtiyaçlarını karşılamak durumunda kaldığı aileler/ ebeveynleştirilen çocuklar:

Aslında pek çok kişi çocukluğunda aile üyelerinin sorunlarına çözüm sağlamak ya da onlara ekstra özen göstermek için üzerlerinde bir baskı veya beklenti hissedebiliyor. ‘Ebeveynleşme Travması’ olarak da görülebilen bu durumda çocuklar ağlanacak bir omuza ya da aile içi bir evlilik terapistine de dönüşebiliyorlar. Bu anlamda, ebeveynlerin kendi mücadelelerinin veya problemlerinin bulunması gayet doğal olduğu gibi bunları düzeltmekten çocuğun sorumlu olmadığını da belirtmek gerekiyor.

  1. ‘’Çünkü ben öyle diyorum!’’ dendiğinde çocuğun kendilerini dinlemesini bekleyen ebeveynler:

Aile içerisindeki birçok kararı almaktan ebeveynler sorumlu olsa da bu noktada önemli olan, bu kararlar alınırken diğer aile üyeleriyle kurulan iletişim oluyor. Diğer üyelerin de fikir ve duyguları göz önünde bulunduruluyor mu, ebeveynler yeni fikirler veya alternatifler için esnekler mi gibi soruların mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor.

  1. Sizin için her zaman en iyisini bilen, hatta sizi sizden daha iyi tanıyan aile üyeleri:

Ailemizin bizi diğer insanlardan daha derin bir seviyede tanıyor olması mümkün olsa da bu durum özgür irademizi kısıtladığında toksik bir yere evrilebiliyor. İnsanlar bizi tanıyabilirler ama gerçek bizi, duygularımızı, gerçekliğimizi, inanışlarımızı, hayallerimizi, beklentilerimizi ve değerlerimizi yine en iyi kendimiz bilebiliyoruz.

  1. Sorunlarını çözmek yerine her şey yolundaymış gibi davranan aileler:

Sorunları zamanında konuşup çözmektense halının altına süpürmek daha çok soruna ve güven duygusunun azalmasına sebep olabiliyor. Sorunların hiç konuşulmadığı bir ortam, aile bireylerine güvensiz ve samimiyetsiz hissettirebiliyor. Üstelik, bu ortamda büyüyen çocuklar, gelecek ilişkilerinde tartışmaların nasıl çözümleneceğine dair doğru bir rol modele sahip olamıyorlar.



Yazar: Elif Sabuncuoğlu

Düzenleyen: Dr. Gizem Sürenkökrelate-banner

Bu yazı @mindmatterswithdiv adlı hesabın “7 toxic family behaviors that are normalized by society.’” adlı gönderisinden derlenerek hazırlanmıştır.

Benzer yazılar

İlişkilerdeki 4 Alarm Verici İşaret

Romantik ilişkilerimizde büyük sorunlar baş göstermeden önce genellikle bize küçük ve gizli bazı uyarı işaretleri veriyorlar. Bu işaretler hakkında farkındalık kazanmak hem sağlığımızı korumamıza hem de daha olumlu ilişkilere adım atmamıza yardımcı olabilir.

“Ve Sonsuza Dek Mutlu Yaşadılar…”

Bir ilişkiye, çoğu zaman “sonsuza dek mutlu yaşamak” gibi beklentilerle başlarız. Ancak bu beklentiler karşılanmayınca hayal kırıklığına uğrayıp öfkelenir, hatta belki bazen o ilişkide olmaktan pişmanlık bile duyarız.
Ron Hicks

Tartışsak da Beraberiz

Hiç tartışılmayan bir ilişki güzel olurdu, öyle değil mi? Aslında tam olarak öyle değil. Tartışmalar sağlıklı yapıldığında ilişkimize çok iyi geliyor. Gelin birlikte bakalım.

İkinci Kez Aşık Olmanın Bize Getirdikleri

Her aşk hikayesi farklı olsa da aşkı yeniden bulma deneyimlerimizdeki çoğu süreç ortak. Bunlardan dördünü sizin için listeledik!

Kaygı Flört Etmemize Engel Değil

Yüksek düzeyde kaygıya veya kaygılı bağlanma stiline sahip olmak zaman zaman kendimizi sabote etmemize ve geçmişteki olumsuz deneyimlerimize saplanıp kalmamıza sebep olabiliyor. Peki kendimizi sabote etme halinin üstesinden gelmek için neler yapabiliriz?
Ron Hicks, 1965

İlişkide Sadakatsizlik Yaşanması

Romantik ilişkilerin sonunu getiren en temel sebeplerden biri olan sadakatsizlik nasıl gerçekleşir? Herhangi biri aldatılmaktan sorumlu olabilir mi?

Ailemizle Siyaset Konuşmanın Sağlıklı Bir Yolu Var Mı?

Siyasi görüşlerimiz her zaman sevdiklerimizin düşünceleriyle aynı olmayabilir ve bu konuda tartışabiliriz elbette. Ancak siyaset konuşmalarını aile ilişkilerimize zarar vermeden nasıl gerçekleştiririz?

“Her şeyi son ana bırakıyorum.” Peki ya yaşamayı?

Ertelemek kronik ve otomatik bir hale geldiğinde bizim için zararlı bir davranış haline gelebiliyor. Kendimizi yalnızca görevlerimizi değil aslında yaşamın kendisini ertelerken bulabiliyoruz.

İlişkimize Zarar Veren 7 Düşünce Kalıbını Nasıl Değiştiririz?

Zihnimizde dönen bazı düşünce kalıpları partnerimizle aramızda çatışmalar ve hatta ayrılıklar yaşamamıza sebep olabiliyor. Gelin birlikte bize ve ilişkimize zarar veren bu düşünce kalıplarına ve bu kalıpları nasıl değiştirebileceğimize bakalım.

Hep Siz Mi Özür Diliyorsunuz?

Özür dilemek ilişkilerimizi olumlu bir şekilde etkilese de gereğinden fazla özür dilediğimizi fark ettiğimiz noktada durup düşünmemiz hem kendimiz hem de ilişkimiz için daha sağlıklı oluyor.

footer