Sürdürülebilir yaşamın size bireysel faydalarının ve doğaya yaptığınız iyiliklerin sayısız artısının yanında sizi çekici de kıldığını söylesek ne düşünürdünüz? Araştırmalar etik değerlere dayanan yaşam biçimlerinin kişilerin romantik tercihlerine oldukça büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor! Öyle ki sürdürülebilir yaşam standartlarını benimseyen bireyler prososyal davranışları sebebiyle potansiyel partnerleri tarafından çekici bulunuyor ve ilişkileri içerisinde kibar, önemseyici, saygılı roller üstleniyorlar.
Çevreyi koruyucu davranışların ilişkilerimizde oynadığı rol yalnızca bununla da sınırlı değil. Bireylerin sürdürülebilirliğe olan erişimlerinde ve bakış açılarında yaş, gelir durumu, geleneksellik, eğitim seviyesi, yaşanan coğrafya ve cinsiyet unsurları da oldukça büyük rol oynuyor.
Dilimizdeki toprak ana, İngilizce'de mother nature gibi kullanımları duymuşsunuzdur. Doğanın gerçekten de toplum tarafından genellikle kadın olarak algılandığını biliyor muydunuz? Yapılan örtük çağrışım testlerinde dünya çoğu kişi tarafından bilge, yüce ve feminen bir güç olarak algılanıyor. İlk bakışta doğanın feminen algılanması kadınları güçlü bir konumda gören feminist bir olgu gibi görünürken pratikte maalesef ki böyle değil. Her ne kadar bilimsel gerçekler geleceğimiz için hem bireysel hem toplumsal adımlar atmamız konusunda her gün bizi uyarsa da sürdürülebilir yaşam pratikleri sıklıkla cinsiyetçi bir bakış açısıyla beraber anılıyor.
Cinsiyetçi bakış açısına göre kadınlar bakım veren, koruyan konumunda görüldüğünden prososyal, yani fayda sağlama amacı gütmeden insanlara ve topluma yardım hedefi taşıyan davranışlar da feminenlikle kolayca ilişkilendirilebiliyor. Cinsiyete dayalı yargılar bireylerin sürdürülebilirlikle ilgili düşünce biçimlerini, konuyu ciddiye alış seviyelerini ve alınan aksiyonları etkiler nitelikte. Örneğin yapılan birçok araştırmaya göre erkekler alışverişlerinde bez çanta yerine plastik poşet kullanmayı tercih ediyorlar çünkü bez çanta kullanmak "kadınsı" olmak ile ilişkilendiriliyor.
Daha geniş çaplı incelemeler ise birçok kişinin ev işlerini kadınlarla ilişkilendirmesinden dolayı su tasarrufu ya da sürdürülebilir kıyafet alışverişi gibi konularla kadınların ilgilenmesi gerektiğini düşündüğünü gösteriyor. Bu noktada aslında tüm topluma iş düşüyor. Toplum standartları erkekleri hem tüketimin daha içinde görüyor hem de çevreci adımlar atmalarını zorlaştırıyor. Bu nedenle bez çanta gibi eşyalara ya da çevreyi korumak gibi olgulara bir cinsiyet atamaktan vazgeçmemiz gerekiyor.
Partnerinizle beraber çevreye duyarlı bir yaşam standardı benimsemek hem attığınız adımları kolaylaştırırken hem de aranızdaki iletişimi güçlendiriyor, ilişkinizi sağlamlaştırıyor ve hatta fark etmeden toplumsal cinsiyet kalıplarıyla dahi savaşmanızı sağlıyor. Yazımızın sonuna gelirken ilişkinizde benimseyebileceğiniz birkaç öneriyi listeledik. Bunların dışında da partnerinizle beraber deneyebileceğiniz birçok şey var, yenilerini üretmek tamamen size kalmış!
- Birbirinize hediye alırken temiz içerikli, deneysiz ve/veya ev yapımı ürünleri tercih edebilirsiniz.
- Partnerinizle hayvansal gıda tüketiminizi azaltmak adına yemeklerinizde lezzetli vegan/vejetaryen tarifler deneyebilirsiniz.
- Beraber bisiklet sürme veya yürüyüş buluşmaları yapabilir, araba alma durumunuz varsa hibrit arabaları tercih etmeyi düşünebilirsiniz.
- Temizlik, alışveriş, yemek gibi konularda ortaklaşa karar alıp iş bölümü yaparak satın aldığınız ve harcadığınız kaynakların bilincinde olmayı kolaylaştırabilirsiniz.