Teknoloji ilerledikçe farklı doğum kontrol ve cinsel hastalıklardan korunma yöntemleri ortaya çıkıyor. Birçok farklı yöntem ortaya çıkmış olmasına rağmen en çok bilinen ve kullanılan doğum kontrol yönteminin prezervatif olduğu görülüyor. Prezervatif bir doğum kontrol yöntemi olmasının yanında, doğum kontrol haplarından farklı olarak cinsel hastalıklardan korunmaya da yardımcı oluyor. Fakat yine de bazı çiftler ya da partnerlerden biri prezervatif kullanımına karşı olabiliyor ya da çeşitli sebeplerle prezervatif kullanmamayı tercih edebiliyor.
Prezervatif sanılanın aksine sadece erkekler tarafından değil, kadınlar tarafından da bir korunma yöntemi olarak kullanılabiliyor. Prezervatif, kullanan kişinin cinsiyetinden bağımsız olarak spermin rahim ağzından içeri girerek yumurtaya ulaşmasını engellemeyi amaçlıyor. Erkek prezervatifi cinsel ilişki esnasında erekte halde olan penis üzerine geçiriliyorken kadın prezervatifi cinsel ilişkiden 8 saat öncesine kadar vajina içine yerleştirilebiliyor. Buna ek olarak bir kadının erkek partneri prezervatif kullanmak istemiyorsa kadın prezervatifi bu noktada iyi bir koruma yöntemi olabiliyor.
Erkek prezervatifi aynı zamanda dışsal prezervatif olarak da adlandırılıyor ve cinsel yolla bulaşan hastalıkları ya da istenmeyen hamilelikleri önleme konusunda en etkili doğum kontrol yöntemi olarak biliniyor. Kadın prezervatifi ise içsel prezervatif olarak geçiyor ve hem dışsal prezervatife göre daha maliyetli oluyor hem de koruyuculuk açısından daha güçsüz olduğu biliniyor. Dışsal prezervatifin seks sonrasında hemen çıkarılıp atılması gerekiyorken kadın prezervatifi, yani içsel prezervatifte böyle bir durum söz konusu olmuyor. Ancak içsel prezervatif seks sırasında olduğu yerden hareket ederek istenmeyen durumlara sebep olabiliyor.
Peki genel olarak prezervatif kullanımının artıları ve eksileri nelerdir? Prezervatifler diğer doğum kontrol yöntemlerine göre ekonomik olarak daha karşılanabilir olması nedeniyle tercih ediliyor. Ek olarak cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme açısından en yüksek koruyuculuğa sahip olması da bir artı değer taşıyor. Özellikle doğum kontrol hapı gibi kadınların hormonları üzerinde etkisi olduğu bilinen doğum kontrol yöntemlerine kıyasla prezervatif, kadınlar tarafından daha çok tercih ediliyor. Ancak prezervatifler de bazı riskleri taşıyor. Ortaya çıkabilecek risklerden biri prezervatif kullanan partnerlerden birinin lateks veya poliüretan yani prezervatifin yapıldığı maddeye alerjisi olması. Buna karşılık, kadın prezervatiflerinin yapıldığı madde farklı olduğundan olası bir alerjik reaksiyonda kullanımları daha az riskli olabiliyor. Ek olarak partnerler prezervatif kullanımının cinsel ilişkiden alınan hazzı azalttığını düşünebiliyor. Bu durumun ön sevişmenin süresinin artırılması veya prezervatif kullanımının ön sevişmenin parçası haline getirilmesiyle değişebildiği biliniyor. Prezervatifin delik olma riskini ortadan kaldırmak için paketi açıldıktan sonra kontrol etmek koruyuculuğu açısından büyük önem taşıyor. Sadece kullanmadan önce değil, prezervatifi kullandıktan sonra da atma işlemi esnasında herhangi bir delik olup olmadığına dikkat edilmesi gerekiyor. Prezervatif kullanımına ek olarak; nerede saklanabileceği, nereden satın alınabileceği ve farklı prezervatif türleri arasında nasıl tercih yapılacağı gibi sorular da ortaya çıkabiliyor. Cüzdan veya cepte muhafaza edilen prezervatiflerin sıcaklık nedeni ile koruyuculuğu azalabiliyor. Bu nedenle prezervatifleri serin ve kuru olacakları bir yerde muhafaza etmek gerekiyor. Prezervatiflerin aynı zamanda bir kullanım ömrü bulunuyor. 3 ila 5 yıl içerisinde prezervatifler kullanılmaz hale gelebiliyor. Her prezervatif her penis boyuna ve şekline uygun olmayabiliyor. Bu nedenle kişinin kendi penisine uygun bir seçim yapması gerekiyor. Her iki prezervatif türünde de olası bir yanlış kullanımda ertesi gün hapı gibi acil durum koruma yöntemleri işe yarayabiliyor. Ancak bu acil durum yöntemlerine gerçekten de acil durumlarda başvurulması ve kullanımları ile ilgili bir doktorla temas halinde bulunulması öneriliyor.
Araştırmalara göre lise çağındaki gençler arasında her 10 kişiden birinin düzenli olarak prezervatif kullandığı görülüyor. Buna ek olarak cinsel olarak aktif gençler ile yapılan bir röportajda sadece yarısının yaşadığı son cinsel birleşmede prezervatif kullandığı öğreniliyor. Hem istenmeyen hamilelik hem de cinsel yolla bulaşan hastalıkları önlemede en yüksek koruyuculuğu olan bu yöntemin bu denli az kullanılıyor olması, bu yöntemin yaygınlaşması için bazı teşvikler yapılmasını ve çeşitli önlemler alınmasını gerektiğini gösteriyor. Kültür ve cinsiyetin de prezervatif kullanımı ve satın alımı açısından etkisi oluyor. Bazı bölgelerde kadınların prezervatif satın alması veya kullanmak istemesi garipsenebiliyor ya da yargılanabiliyor. Bazı bölgelerde ise hem kadın hem de erkekler prezervatif satın alırken utanabiliyor. Bu noktada prezervatife ulaşımın artması, ailelerin bu konuda bilinçlenerek çocuklarını da bilinçlendirmesi ve okullarda cinsel eğitim verilmesi önem taşıyor.
Prezervatif kullanımının size uygun olup olmadığını ya da sizin için en uygun doğum kontrol yönteminin ne olduğunu keşfetmek için https://findmymethod.org/tr/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.