Annelerin çocuklarının eğitimine katılımı ve özellikle erken çocukluk döneminde çocuklarıyla birlikte ödev yapmaları, çocukların akademik başarısına olumlu katkıda bulunuyor.
Okuma yazma bilmeyen anneler ve kızlarıyla yürütülen bir araştırma, annelerin okuma yazma bilmemelerinin olumsuz sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kaldıklarını gösteriyor.
Bu annelerin yaşadığı temel zorluklardan biri ödevlerinde çocuklarına yardımcı olamamaları oluyor. Anneler, kız çocuklarının eğitimine aktif olarak katılmak isteseler de veli toplantılarında öğretmenlerin verdiği yönergeleri yerine getiremediklerini ve bu sebeple veli toplantılarına katılmaktan kaçındıklarını belirtiyorlar.
Çalışmaya katılan bazı anneler, kendilerini eğitimsiz olarak nitelendiren kızları tarafından aşağılanmış hissettiklerini belirtiyorlar. Aynı zamanda okuma yazma bilmeyen annelerin günlük yaşamda sık sık okuma yazma ihtiyacı duymaları da ciddi bir öz güven sorununa yol açıyor. Rehber, akıl hocası, arkadaş ve otorite figürü olması beklenen annenin okuma yazma bilmemesi, bu tür rolleri etkili bir şekilde yerine getirmesini engelliyor.
Çalışmaya katılan annelerin tamamı bu eksikliğin farkında ve "Keşke daha iyisini yapabilseydim." diyerek bu zorluklarla ilgili duygularını dile getiriyor. Bu çalışmada tüm anneler, kız çocukları zor durumlarla karşılaştıklarında kendilerini örnek göstererek kızlarını okula gitmeleri için teşvik ediyor. Anneler bazen kızlarının okula gitmesini engelleyen sosyal ve kültürel engellerle, özellikle cinsiyet ayrımcılığı konusunda eşleri ve akrabalarıyla mücadele ediyorlar. "Benim gibi olma!" şeklinde cümlelerle kız çocuklarına yaklaşan annelerin en büyük hedefi ise kızlarının kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlar olmasına tanık olmak oluyor.