"Instagram'ı ne?", "Twitter'dan tanıştık.", "Fotoğrafıma like attı.", "Dm'den yürüdü.". Bu cümleleri yakınlarımızdan sıklıkla duyuyoruz, bazen de biz kuruyoruz. Değişen koşullar aşkı, ilişkilerimizi, ilişki kurma şekillerimizi de değiştiriyor. Günümüz ilişkileri artık çok farklı şekillerde başlıyor. Hatta yeni normallerimizden biri de bu diyebiliriz. Aslında sosyal medyanın bu denli sık kullanımı sonucu, nasıl iletişim kurduğumuzu ve nasıl aşık olacağımızı yeniden tanımlama sürecindeyiz.

Bir partner bulma, iyi bir aşk yaşama ve bunu sürdürme genelin istediği fakat artık günümüzde özellikle de geçmişle karşılaştırıldığında gerçekten de zorlaşan, karmaşık hale gelen bir durum. Medyanın yarattığı, gerçekçi olmayan mükemmel aşk tanımları aslında bizleri bir tatminsizliğe ve birbirimizle çatışmaya götürüyor. Günümüzde "Seni seviyorum." demenin bile modern bir yolu var. Psikolog Shauna H. Springer'a göre "Seni seviyorum" cümlesi karşılıklı bir taahhüt içeriyor. İnsanlar artık "Seni seviyorum." yerine "Sana aşık oluyorum." veya "Senden hoşlanıyorum." gibi cümleler kurmaya daha eğilimliler. Springer bu durumun sebebini şöyle açıklıyor: "Seni seviyorum." cümlesi bir bağlılık içeriyor ancak "aşık olma veya hoşlanma" durumunda bu o kadar söz konusu değil. Springer şöyle ekliyor; "Belki de nefessiz bir beklentiyle duymayı beklediğimiz şey, birinin bize sağlam bir şekilde bağlı olması değil, birisinin büyümüz altında olmasıdır." Yani belki de kimileri için bağlılık kurmaktan ziyade karşısındaki kişiyi etkileyebileceğini görmek daha fazla önem taşıyordur.

Modern zamanda aşkı bulmak ve aşkı yaşamak için aslında çok fazla seçeneğe sahibiz. Yeni biriyle tanışmak için çoğu zaman bir ortama girmeye, yeni bir hobiye ya da birinin bizi o kişiyle tanıştırmasına ihtiyacımız yok. Herhangi bir ilişki uygulaması, Instagram, Twitter ya da online oyunlar partner bulmamıza yardımcı araçlar olabiliyor. Ancak bu durum seçim felcini de beraberinde getiriyor. Daha önce Online Dating ve Seçim Felci yazımızda bahsettiğimiz üzere herhangi bir alanda çok sayıda seçeneğe sahip olmak, kişilerin anksiyete ve depresyon semptomlarını artırabiliyor. Seçim Paradoksu adlı kitabın yazarı Psikolog Barry Schwartz, "Bir noktada seçim artık özgürleştirmiyor, zayıflatıyor." sözleriyle seçim felcini özetliyor.

Modern dünyada aşkı bulmanın ve yaşamanın en kısa ve çabuk yolu ilişki uygulamaları oluyor. Bireyler kendi istediği şekilde birini internet sitesi ya da uygulama üzerinden filtreleyerek seçebiliyor. Partner seçiminde genel anlamda karakterin önemli olduğu vurgulanıyor ancak Avustralya'da ilişki uygulamaları ile ilgili yapılan bir ankette katılımcıların %85'i bir fotoğraf paylaşılmadan biriyle iletişime geçmeyeceklerini belirtiyorlar. Yani fiziksel görünüm kişiler için -her ne kadar bunu inkar etseler de- gerçekten de önemli bir yerde duruyor. İlişki uygulamaları ile ilgili yapılan bir diğer araştırma ise bireylerin potansiyel bir partner hakkında daha fazla bilgiye sahip olmalarının, genellikle onları daha az sevmeye yol açtığını belirtiyor. Çünkü partnerler canlı bir görüşme yaşadığında bu bilgilerde tutarsızlıklar oluyor ve boşlukları olumlu çıkarımlarla doldurma şansları pek kalmıyor. Öte yandan, çok ayrıntılı bir profil daha az sayıda ancak daha uyumlu adayları çekebiliyor. Çünkü kendinize uyumlu bir partner hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak onu daha fazla sevmenize yol açabiliyor.

Modern aşkları bulmanın modern versiyonu olan ilişki uygulamaları aslında sanıldığının aksine çok da ciddiyetsiz değil. Yapılan bir çalışma, kullanıcıların ilişki uygulamalarını arkadaşlık, aşk, seks ve yakınlık arayışında bir araç olarak gördüklerini gösteriyor. Kullanıcılar için flört uygulamaları ve internet üzerinden flört etme; romantik aşk, tek eşlilik veya daha uzun vadeli bir ilişki gibi kavramları değersizleştirmiyor. Bireylerin çoğunluğu bu kavramlara değer veriyor ve teknolojiyi bu anlamda anlamlı ilişkiler kurmak için bir araç olarak kullanıyorlar. Ayrıca katılımcılar, önceki nesillere göre teknoloji sayesinde daha fazla romantik ilişki olasılıklarına sahip olduklarını belirtiyorlar. Yine de, bazı bireyler için birini sadece profil fotoğrafına bakarak partner olarak seçmek yüzeysel bir durum ve insanları metalaştırıyor. Sonuç olarak aşkı nereden, nasıl bulduğumuz ve aşka nasıl baktığımız değişse de aşka olan ihtiyacımız değişmiyor ve koşullar ne olursa olsun aşkı aramaya devam ediyoruz.