20. yüzyılın sonunda yapılan araştırmalarda var olan evliliklerin %40'ından fazlasının boşanmayla sonuçlandığı gözlemleniyor. İlişkiyi boşanmaya götürme ihtimali olan belli risk faktörleri bulunuyor. Bunlar erken yaşta evlenmek, maddi yetersizlik, işsizlik, eğitim düzeyinin düşüklüğü, önceki evlilikten meydana gelmiş çocuklar olarak sıralanabilir. Fakat bu faktörler boşanmaları öngören durumlar olsalar da tek başlarına boşanmaların nedeni olarak sayılamıyorlar. Araştırmalar boşanmaların esas sebebinin zaman içerisinde ilişkideki yakınlık hissinin kaybolması ve partnerlerin aradaki sevgiyi ve değer gördüklerini hissetmemeleri olduğunu gösteriyor. Bu durum kadın-erkek fark etmeksizin araştırmaya katılan insanların %80'i tarafından rapor ediliyor.
Peki bu yakınlık hissinin kaybolmasına ve ardından da ayrılığa neden olan şey nedir? Çiftler üzerine yapılan birçok araştırma, bir ilişkide aşağıda bahsedeceğimiz 4 günahın (four horsemen of the apocalypse) var olup olmamasına göre, o ilişkinin ayrılıkla sonuçlanıp sonuçlanmayacağının çok büyük ölçüde tahmin edilebileceğini söylüyor. Bunlar sırasıyla eleştiri, savunmaya geçme, küçümseme (aşağılama ya da hor görme) ve duvar örme davranışları.
- Eleştiri: Eleştirmek, genelde ilişkilerde bir tarafın yaşanan bir problem sırasında soruna odaklanmak yerine, o sorunu genelleştirdiği durumda tehlikeli oluyor. Durumdan yakınmak yerine partnerin kişiliğine yönelik eleştirilerde bulunmak, sorunu olduğundan daha büyük hale getiriyor. Örneğin, taraflardan biri, partneri o akşam birlikte dışarı çıkıp yemek yiyeceklerini unuttuğunda ya da bulaşıkları yıkamadığında "Sen zaten hep böyle yapıyorsun, ne zaman hatırladın ki?" şeklinde yaklaştığında ilişki çıkmaza girebiliyor.
- Savunma: Genelde eleştiri davranışı, partnerin savunmaya geçmesine yol açıyor. Eleştirilen kişi sorumluluk kabul etmek yerine, bir savunma mekanizması geliştirip karşısındakini haksız çıkaracak durumları ortaya sürüyor ve "Ben mi hep böyle yapıyorum? Asıl sen kendine bak. Geçtiğimiz günlerde sen de böyle yapmıştın." gibi cümleler kuruyor. Bunun sonucunda artık her iki taraf da kızgın ve kavganın içine çekilmiş duruma geliyor.
- Küçümseme/Hor görme: Artık bu noktaya gelindiğinde taraflardan biri diğeriyle aşağılayıcı ya da iğneleyici bir şekilde konuşuyor, gözlerini deviriyor ya da diğer kişiye birtakım kötü sıfatlarla (aptal, gerizekalı vs.) hitap ediyor. Alay etme, sarkastik bir şekilde konuşma, küçümseme de bu kategori içerisinde görülüyor. Bu davranışlar temel olarak aynı mesajı veriyorlar: Senden tiksiniyorum! İlişki içindeki iki kişinin birbirine hissedebileceği en tehlikeli duygulardan biri bu. Üstelik küçümseme davranışları hiçbir zaman uzlaşmayla sonuçlanmıyor, tersine tarafların daha da fazla çatışmasına yol açıyor.
- Duvar örme: Bu davranış, ilişkide bir tartışma çıktığında taraflardan birinin ötekini dinlememesi, ona sırtını dönmesi ve zihinsel olarak kendini partnerine kapatması şeklinde yaşanıyor. İletişimi tamamen kesen bu davranış, partnerlerin birbirleriyle konuşmalarına ve duygularını paylaşmalarına engel oluyor. Bu davranış genellikle erkeklerde daha fazla gözlemleniyor.
Bu bulgular aslında bize ilişkiler ve evliliklere dair çok mühim bir şey söylüyor: Evliliğinizin ya da ilişkinizin sürmemesi için birçok farklı neden olabilir (maddi yetersizlik, erken yaşta evlilik vs.) fakat ilişkinizin gidişatını belirleyen esas şey bunlardan ziyade ilişkinizde bu dört günahı işleyip işlemiyor olduğunuz. Bu sebeple siz ilişkinizde bu dört günaha yer veriyor musunuz sorusu üzerine düşünmenizi öneriyoruz.