Toksik pozitiflik, herhangi bir negatif duyguyu hissetmekten kaçınma, onu yok sayarak ve bastırarak hem kendi duygularımızı hem de etrafımızdaki insanların olumsuz duygularını görmezden gelme ve pozitif düşünme üstüne ısrarcı olma olarak tanımlanıyor. Olumsuz bir duygunun hemen sonrasında kurulan pozitif olmakla alakalı cümleler, aslında başarısızlık, utanç, baskı, pişmanlık ve en önemlisi suçluluk hissini tetikliyor. Olumsuz duygular içerisindeyken pozitif hissedemeyen veya bu duyguları hemen geçiştiremeyen kişiler haliyle kendini bunun için suçlu ve yetersiz hissedebiliyor.
Toksik pozitifliğin aksine sağlıklı pozitiflik durumu ise kişinin tüm duygularını kabul etmesi, yaşaması ve süreç içerisinde üstesinden gelmesine odaklanıyor. Diğer bir deyişle, yalnızca pozitif duyguları değil, tüm duyguların bize ait olduğunu söylüyor. Bu sayede, negatif duyguların üstesinden onlarla savaşmaya çalışmadan, sağlıklı pozitif düşünme yöntemleri ile zamanla ve adım adım gelmemizi hedefliyor.
Toksik pozitifliğe örnek olarak vereceğimiz cümleler ve bize hissettirdikleri ise şu şekilde:
-”Bu kadar olumsuz olma.”
Böyle bir cümle kurduğumuzda karşımızdaki kişinin o an hissettiği duygulardan dolayı suçluluk duymasına neden olmuş olabiliriz.
-”Senden daha kötü durumda olan insanlar var.”
Karşımızdaki kişinin acısını başkalarının acısıyla kıyaslamasına sebep olup acı çektiği için nankörmüş gibi hissetmesine yol açabiliriz.
-”Yeteri kadar denemedin ki!”
Gerçekten öyle olmuş olsa bile, karşımızdaki kişi bir hayal kırıklığı yaşıyorsa veya umutsuzluğa kapılmışsa bu cümle, tüm bu olumsuz duyguların yanına yetersizlik duygusunu da ekleyebilir.
Toksik pozitiflik hissedilen duygunun temeline inmeye, dinlemeye ve o duygunun yaşanarak atlatılmasına odaklanmak yerine, onun üzerinde durmamayı ve yok saymayı vurguluyor. İradenin ve olumlu düşünmenin her şeyin cevabı ve çözümü olduğunu öne süren bu pozitiflik yaklaşımı, olumlu duygular dışındaki diğer bütün duyguların dile getirilmesine ve hissedilmesine karşıt bir tavır sergiliyor.
Yukarıda kuracağımız cümleler yerine kullanabileceğimiz alternatif cümleler ise şu şekilde:
-”Şu an içinde bulunduğun durumdan dolayı böyle hissetmeni anlıyorum ama bir süre sonra bu duyguların hafifleyeceğini ve farklı hissedeceğini de unutma.”
-”Bu duruma sinirlenmen kadar doğal bir şey yok. Ben senin için buradayım, hissetiğin tüm duyguları paylaşabiliriz.”
-“Şu an ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum, ama bunları benimle paylaştığın için teşekkür ederim, dinlemek için her zaman buradayım.”
Her sorunun cevabını bilmek, çözüm sunmak veya fikir vermek zorunda değiliz. Çözümünü bilemediğimiz zamanlarda, karşımızdaki kişinin hissetiklerini dinleyerek ve yanında olarak stresine, üzüntüsüne ortak olmak çogu zaman yapabileceğimiz tek şey olabiliyor. Sözlü olarak ifade edemediğimiz zamanlarda uygun bir ortamdaysak ve karşıdaki kişinin de bundan rahatsız olmayacağını biliyorsak samimi bir sarılmayla, ufak bir dokunuşla dahi hissettiklerini yaşamasını alan tanıyabiliriz.
Sağlıklı pozitiflik düşüncesinin temelinde, hissettiğimiz tüm duyguların bizim en insani yönümüz olduğu ve hepsinin yaşanılması gereken bir tecrübe olduğu düşüncesi yer alıyor. Bu düşünce, hissedilen duyguların bastırılmadan yaşanmaları durumunda zaman içerisinde paylaşılarak ve destek alınarak hafifleyeceklerini savunuyor. Mutluluğun hep pozitif duygular hissetmekten geçmediğine, bunun çoğunlukla ve zamanla hissedilen bir duygu olduğuna dikkat çekiyor.
