Yeni baba olan kişiler, bebeklerinin doğumundan sonra depresyona girebiliyor ya da depresif semptomlar gösterebiliyorlar. Araştırmalar her on babadan birinin doğum sonrası depresyonu yaşadığını gösteriyor. Babalar, doğum sonrası depresyon belirtilerini genellikle bebeğin doğumundan sonraki üç ay ile altı ay arasında gösterse de depresyon bundan daha erken veya daha geç başlayabiliyor. Yeni anneler gibi babaların da desteğe, cesaretlendirilmeye, güvenceye ve endişelerini dile getirebilecekleri güvenli bir çevreye ihtiyaçları bulunuyor.
Tıpkı annelerde olduğu gibi, hormonlardaki değişiklikler babalarda doğum sonrası depresyonunu daha olası hale getirebiliyor. Yeni baba olan kişilerde testosteron, östrojen, kortizol, vazopressin ve prolaktin gibi hormonların düzeyleri, bebekleri doğduktan sonraki dönemde değişebiliyor. Bunun yanı sıra depresyona katkıda bulunabilecek birçok faktör bulunuyor.
Babalık korkusu bu faktörlerin başında geliyor. Bebek gelene kadar oldukça heyecanlı ve mutluyken doğum sonrasında yeni sorumluluklar ve özgürlüğün kaybedilmesi konusunda artan endişeler babalarda doğum sonrası depresyonuna neden olabiliyor.
Finansal endişeler depresyona sebep olan faktörlerden bir diğeri. Bir bebek dünyaya getirmenin ve bakımının oldukça maliyetli olması babalar için büyük bir stres faktörü haline gelebiliyor. Bir diğer faktör ise babalık rolü ile ilgili endişeler. İyi bir baba olup olamayacağı konusundaki yoğun endişeler babalarda doğum sonrası depresyonuna sebep olabiliyor. Babanın, kendi çocukluğuyla ilgili mutsuz anıları varsa bebeğin gelişiyle birlikte bu anılar yeniden canlanabiliyor. Kendi ebeveynlerinden farklı bir ebeveyn olmak isteme düşüncesi, stres faktörü haline gelebiliyor. Ayrıca, doğum sonrası depresyonu olan partnere sahip olan babalarda depresyon görülme olasılığı artıyor.
Baba olmanın getirdiği olağan stresle birlikte de görülebilen belirtiler, doğum sonrası depresyonunda daha şiddetli ve daha uzun süreli şekilde görülüyor.
Belirtiler şunları içerebiliyor: Gelecekle ilgili korku, kafa karışıklığı, çaresizlik ve belirsizlik, aile hayatından, işten ve sosyal hayattan çekilme ya da çok yoğun çalışma, bebekten uzaklaşma, kararsızlık, hayal kırıklığı, öfke, evlilik çatışmasında artış, olumsuz ebeveynlik davranışları, alkol ve uyuşturucu kullanımı, hazımsızlık, iştah ve kilo değişiklikleri, ishal, kabızlık, baş ağrısı, mide bulantısı ve nefes darlığı.
Toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle erkeklerin, duyguları hakkında konuşmaya ve korkularını paylaşmaya teşvik edilmemesi, yaşanan stresi daha zor bir hale getiriyor. Kadınlar, hamilelik ve annelik hakkında deneyim ve stratejilerini birbirleriyle daha çok paylaşma eğilimi gösterirken erkekler hissettikleri duygular konusunda daha yalnız ve güçsüz hissedebiliyorlar.
Bilinmesi gereken en önemli şey, babanın doğum sonrası depresyonunun olumsuz sonuçlarının önlenebilir olması. Uygun tedavi ve destekle depresyona sahip kişiler tamamen iyileşebiliyor. Yardım almak, kişi ve tüm aile açısından önemli rol oynuyor. Siz de yeni baba olmuş biri olarak bu belirtileri yaşıyorsanız başta zor olsa da yaşadıklarınızı bir yakınınızla paylaşmayı deneyebilirsiniz. Duygularınız hakkında konuşursanız daha net bir bakış açısı kazanabilir ve ihtiyaç duyduğunuz desteği yakınlarınızdan alabilirsiniz. Son olarak, yaşadıklarınızı küçümsememeli ve bir uzmandan destek almalı değerlendirmelisiniz.