Mutlu olduğumuz, kendimizi iyi hissettiğimiz zamanlarda etrafa iyilik saçasınız geliyor mu? Ya da birine yardım etmenin mutluluğu başlı başına sizi iyi hissettiriyor mu? Başkalarına yarar sağlamak, yardım etmek, paylaşmak, gönüllü faaliyetlerde bulunmak veya bağış yapmak gibi olumlu sosyal davranışlar prososyal davranış olarak tanımlanıyor. Peki insanlar mutluyken mi daha çok prososyal davranış gösteriyorlar yoksa mutsuzken mi?
Yapılan bir çalışmada, kişilerin iyilik haliyle prososyal davranış gösterme sıklıklarının ilişkili olduğu görülüyor. Çalışmada katılımcılara geçtikleri ay içerisinde para bağışında bulunup bulunmadıkları, gönüllü bir faaliyete vakit ayırıp ayırmadıkları ve tanımadıkları birine yardım edip etmedikleri soruluyor. Sonuçlara göre, yaşam memnuniyeti yüksek olan katılımcılar tüm bu prososyal davranışları çok daha sık gösteriyorlar. Yaşam memnuniyetinin yanında kendilerini yakın zamanda keyifli, dinlenmiş veya saygı görmüş, kısacası mutlu hisseden katılımcıların kendilerini daha endişeli, öfkeli, stresli ya da üzgün hisseden katılımcılara göre çok daha fazla gönüllü faaliyetlere vakit ayırdıkları, başkalarına daha çok yardım ettikleri ve daha fazla bağış yaptıkları bulunuyor.
Peki olumsuz duyguların da prososyal davranışa sebep olabileceği durumlar oluyor mu?
Bu noktada kültürel değerler önemli olabiliyor. Zevk ve hazzın yani hedonik değerlerin önemsendiği toplumlarda kişilerin olumsuz duygular içindeyken daha çok prososyal davranış gösterdiği görülüyor. Çünkü bu toplumlarda insanlar olumsuz duygular içerisindeyken bu duygulardan sıyrılıp iyi hissetmek amacıyla daha prososyal davranışlarda bulunabiliyorlar.
Kısacası, insanlar kendilerini ne denli iyi hissediyorlarsa prososyal davranış göstermeye o kadar yatkın oluyorlar. Başkalarının yararını gözetmek, insanlara yardımda bulunmak da insana iyi hissettiriyor. Tam da bu sebeple, bazı kültürlerdeki insanlar olumsuz ruh halleriyle başa çıkmak için bu davranışlarda bulunmayı seçebiliyorlar.