“Kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanır.” cümlesini hepimiz en az bir kez duymuşuzdur. Peki ama bu gerçekten doğru mu? Mizah gerçekten de partner seçiminde etkili olabilir mi? Eğer öyleyse mizahın partner seçimine etkisi konusunda cinsiyetler arası bir farklılık var mı? Gelin tüm bu soruların yanıtlarını beraber arayalım ve mizahın partner seçimindekirolünebakalım.
Partner seçimi yaparken farkında olduğumuz ya da olmadığımız pek çok soru zihnimizde uçuşabiliyor: Nasıl biri, beni gerçekten sevebilir mi, ortak değerlerimiz var mı, bakış açılarımız benzer mi, benzer kültürlerden mi geliyoruz? Tüm bunların yanında araştırmalara konu olmuş bir diğer kriter daha var ki o da mizah. Yapılan pek çok araştırma, mizahın birini çekici bulup bulmama durumumuzu etkilediğini gösteriyor.
İyi bir mizah anlayışına sahip biriyle ilk kez karşılaşmış olsak bile ona otomatik olarak yaratıcı, kıvrak bir zekaya sahip ve sosyal olmak gibi başka pek çok iyi özelliği daha atfetmeye meyilli olabiliyoruz. Hal böyle olunca o kişi gözümüze çok daha çekici gelebiliyor. Peki ama yalnızca mizah anlayışına sahip olması yeterli mi? Pek değil. Genellikle zararsız şakalar ve sosyal ilişkileri güçlendiren unsurlar içeren mizah tarzına sahip biri; başkalarını inciten ve aşağılayan, şakalarında daha agresif ve saldırgan unsurlar bulunan mizah tarzına sahip birinden çok daha çekici gelebiliyor.
Mizah hem kadınlar hem erkekler için partner seçiminde önemli bir yer tutsa da araştırmalar mizahın partner seçimini etkileme biçiminin cinsiyetler arasında farklılık gösterdiğine işaret ediyor. Heteroseksüel ilişkiler ele alındığında; kadınlar mizah üreten ya da en bildik haliyle “kendilerini güldüren” erkeklerden hoşlanırken erkekler daha çok kendi şakalarına tepki veren yani “güldürebildikleri” kadınlardan hoşlanıyorlar.