Özellikle, La Casa De Papel dizisi Türkiye piyasasına girdikten sonra, dizideki profesör karakterini oynayan Alvaro Morte, nam-ı diğer el Profesor, diziyi izleyen birçok insanın beğenisini kazandı. Peki, çok sayıda insanın diziyi izleme sebebi olan bu karakteri bu denli çekici kılan şey ne? Bu yazımızda birçoğunuza oldukça tanıdık gelecek, daha önce duymuş olabileceğiniz bir kavrama değineceğiz: sapyoseksüellik.
Sapyoseksüellik, kişinin karşısındaki insanı çekici bulmasında zekanın, dış görünüşten veya diğer faktörlerden daha önde olması anlamına geliyor. Bu kişiler, karşılarındaki kişinin konuşmasından, eğitim seviyesinden, okuduğu okullardan veya bilgi birikiminden etkilenip onu fazlasıyla çekici bulabiliyorlar. Sapyoseksüelliğin evrimsel bir dayanağı olduğu düşünülüyor. İnsanların, hayatta kalmak için stratejiler geliştirebilen ve yiyecek bulma konusunda çok daha hızlı çözüm bulabilen daha "zeki" insanların çevresinde/hayatında bulunmayı istemesi ve onlara bir hayranlık duyması kulağa hiç tuhaf gelmiyor. Fakat akıllara şöyle bir soru da geliyor: Bu evrimsel süreç, zeki insanları neden cinsel anlamda daha çekici bulduğumuzu tam olarak açıklıyor mu yoksa sapyoseksüelliğin evrimsel kökenleri dışında bir açıklaması olabilir mi?
Araştırmacılar, zeka testi olarak bilinen IQ testine benzer bir Sapyoseksüellik Testi (SapioQ) hazırlıyorlar ve katılımcılara çekicilik ve zeka arasındaki ilişkiyle alakalı türlü sorular yöneltiyorlar. Testin sonucunda bu iki değişken arasında bir korelasyon bulunuyor. Katılımcılar 120 IQ'ya sahip olmanın hem çok çekici hem de uzun süreli ilişkilerde aranan bir özellik olduğunu belirtiyorlar. Ardından, oldukça fazla katılımcının dahil olduğu kültürler arası bir araştırma daha yapılıyor. Bu araştırmada ise katılımcılara partner seçimlerinde içerisinde zekanın da olduğu 18 özelliğin hangi derecede önemi olduğu soruluyor. Araştırma sonucunda zekanın, kibar ve anlayışlı olmadan sonra partner seçiminde en önemli görülen ikinci özellik olduğu bulunuyor. Ancak burada bahsedilen zeka, insanların partnerinde belli bir zeka düzeyini araması mı yoksa yüksek bir zeka seviyesi mi bu hala tartışılıyor.
Öte yandan, sapyoseksüelliğe daha psikanalitik bir bakış açısıyla yaklaşmak da mümkün. Bu yaklaşıma göre, kişilerin zeki insanları çekici bulmalarının altında kendilerinde eksik gördüklerini partnerlerinde aramaları yatıyor olabilir. Örneğin, çocukluğundan beri zeki olmadığına inandırılmış bir insan, karşısındaki insanı kendisinden daha zeki görüp o kişinin kendisinde olmayan bir şeye sahip olduğuna inandığı için onu daha çekici bulabilir.
Bu konu üzerinde çalışan başka bir grup bilim insanı ise sapyoseksüelliğin ayrımcılığa yol açtığını ve sabit bir zeka anlayışını desteklediğini öne sürüyor. Örneğin, zeka dediğimizde aklımıza genellikle derin konuşmalar yapabilme, eğitim seviyesinin yüksekliği veya analitik düşünme yeteneği geliyor. Fakat zekanın bunlar dışında birçok türü bulunuyor. Aynı zamanda sapyoseksüelliğin, yüksek eğitim almaya gücü yetmeyen kişilere veya zeka geriliği olan insanlara karşı bir ayrımcılığa yol açıp açmadığı da hala tartışılan bir konu.
Sonuç olarak, sapyoseksüellik hala tam olarak açıklanamamış durumda. Bu konu üzerine birçok araştırma yapılıyor ve türlü hipotezler ortaya atılıyor olsa da çekicilik ve zeka arasındaki ilişkiyi çözebilmek adına daha katedilmesi gereken çok yol var gibi görünüyor.