Travmatik Bağlanma Nedir?

İlayda Akınkoç

İlayda Akınkoç

Travmatik Bağlanma Nedir?

Eye in Eye - Edvard Munch

Eye in Eye - Edvard Munch

Daha önceki yazılarımızda, ilişkilerimizdeki bağlanma süreçlerinden ve bu süreçlerin ilişkilerimize olan etkilerinden bahsetmiştik. Bu yazımızda ise romantik ilişkileri temel alarak benzer bir mekanizmaya sahip olan ve bireylerde travmatik etkiler yaratabilen bağlanma süreçlerinden bahsediyoruz.
relate-banner

Travmatik bağlanma kavramı, Stockholm şehrinde meydana gelen bir banka soygununa dayanıyor. Bu banka soygunu sırasında çalışanlar esir alınıyor. Fakat araştırmacılar, esir alınan bireylerin esir tutuldukları süre boyunca soygunculara karşı duygusal bağ geliştirdiklerini gözlemliyor. Esir tutulan kişilerin yaşadıkları bu duruma "Stockholm sendromu" adı veriliyor. Stockholm sendromu her ne kadar travmatik bağlanma kavramı ile ilişkilendirilse de travmatik bağlanma genelde istismar ve şiddet döngüleri içeren ilişkilerdeki ikili bağlanma sürecine işaret ediyor.

Travmatik bağlanmanın genellikle istismara veya şiddete maruz kalan kişinin kendini giderek güçsüz, çaresiz ve savunmasız hissettiği bir güç dengesizliğini ve sürekli olmayan bir istismarı içeren ilişkilerde geliştiği görülüyor. Fakat travmatik bağlanmadan daha detaylı bir şekilde bahsetmeden önce, travmatik bağlanmanın gelişimine sebep olan döngüden bahsedelim.

Genelde toksik ilişkilerde, çiftler için tetikleyici olabilen bir deneyim yaşandığı zaman partnerler arasındaki gerilim artıyor. İstismar uygulayan kişi, bu tetikleyici durum yüzünden partnerini suçlayabiliyor ve deneyimlediği gerilimi fiziksel veya duygusal şiddete başvurarak dışa vurabiliyor. Fakat bazı durumlarda bu zarar verici deneyim sonrasında istismar uygulayan kişi, suçluluk veya pişmanlık hissedebiliyor ve kendini affettirmek için jestler sergilemeye çalışabiliyor. İstismara maruz bırakılan kişi ise istismarcının iyi niyetli olduğunu ve hatasını anladığını düşünüp o kişiyi affedebiliyor ve ilişkide kalmaya devam edebiliyor. Ancak bu bir döngü haline gelebiliyor ve partnerler bu travmatik döngü içinde hapsolabiliyorlar. Bu döngüde özellikle istismarcının özür dileyip kendini affettirmesi, istismara veya şiddete maruz bırakılan bireylerde çaresizlik hissi uyandırabiliyor. Peki bu tarz bir ilişkide olan biri neden bu döngüyü fark edemiyor ya da neden o ilişkinin içinde kalmayı seçiyor?

İlişkilerinde şiddete, istismara maruz bırakılan kişiler bunun bir seferliğe mahsus olduğunu düşünebiliyorlar ve istismarcının bu olay sonrası gösterdiği pişmanlık içeren tavır da aslında bireylerin bu inançlarını güçlendirebiliyor. Şiddet veya istismar özellikle ilişkinin başlarında yaşandığında istismara maruz bırakılan birey henüz istismarın tekrar edici ve kaçınılmaz olacağına dair bir inanç geliştirmediği için ilişkiyi devam ettirmeyi tercih edebiliyor ve partnerler arasındaki duygusal bağlanma da bu süreçte güçleniyor. İstismarın aslında bir kereliğine mahsus bir şey olmadığını ve zarar gördüğünün farkına varan birey için ise o ilişkiden ayrılmak ne yazık ki kolay olmayabiliyor. Çünkü o süreçte ilişkide travmatik deneyimler içeren bağ çoktan güçlenmiş oluyor.

Sorumuzun başka bir cevabı ise istismara maruz bırakılan bireylerin gerçekleri görebilmelerini engelleyecek şekilde çeşitli "bilişsel çarpıtmalara" başvurması. Bunu da aslında kaçamayacaklarını düşündükleri ilişkilerde hayatta kalabilmek için yapıyorlar. Yaygın bir bilişsel çarpıtma, istismara ve şiddete maruz bırakılan kişiler tarafından istismarın reddedilmesi veya küçümsenmesi olabilir. Bireyler ilişkideki güç dengesizliği arttıkça ve istismarcının aslında onlara değer verdiğine inandıkları zaman yaşadıkları durum için kendilerini suçlayabiliyor veya istismarcıyı iyi, kendilerini ise kötü olarak görebiliyorlar. Bu durum da bireylerin kendilerine olan güvenlerini ve saygılarını düşürerek o ilişki içinde kalma ihtimallerini artırabiliyor.

Başka bir cevap ise öğrenme teorilerinden geliyor. Bazı araştırmacılar, travmatik ilişkilerde kalmamıza sebep olabilen dinamikleri "öğrenilmiş çaresizlik" kavramıyla açıklıyor. Öğrenilmiş çaresizlik, kaçınılmaz olarak algılanan bir durumda bulunan canlıların belli bir süre sonra o durumdan kurtulmak için uğraşmayı bırakmasını açıklamak için kullanılıyor. İlişkilerde bireyler istismarı ve şiddeti ne kadar kaçınılmaz olarak algılarsa ve ne kadar çok stres deneyimlerse ilişkilerinde değişiklik yapma konusunda da daha az umutlu oluyorlar ve çabalamayı bırakıyorlar. Buna benzer başka bir açıklama ise travmatik bağların gücünü artıran unsurun istismarın sürekli değil, kesintili ve aralıklı olması olduğunu belirtiyor. Öğrenme teorilerine göre bir deneyim kesintili aralıklarla verilirse bu deneyimlere verilen tepkiler daha kalıcı ve güçlü olabiliyor. Travmatik bağlanma süreçlerinde de istismara maruz kalan birey, partnerinin ne zaman iyi davranacağını kestiremiyor fakat yukarıda bahsettiğimiz şiddet döngüsü devam ediyorsa belli bir süreçte ona iyi davranacağını tahmin edebiliyor. Bu yüzden de o kısa süren ve pişmanlığa dayanan iyi davranışlara tutunarak ya da güvenerek partnerinin iyi ve güvenilir biri olduğuna kendisini inandırıyor ve bu da sağlıksız bir ilişkinin devam etmesine sebep oluyor.

İlişkilerimizdeki her türlü şiddeti, istismarı, ihmali fark edebilmek çok büyük bir önem taşıyor. Bu yazımızın da ilişkilerimizin içindeki travmatik olabilen unsurları fark etmemiz açısından farkındalık yaratacağını umuyoruz. Fakat başka bir önemli nokta ise bize gerçekten iyi gelen ilişkiler içinde olabilmek ve her türlü zarar gördüğümüz ilişkileri bırakabilmek. Travmatik unsurlar ve bağlar içeren ilişkilerle nasıl başa çıkabileceğimizi ve neler yapabileceğimizi konu alacak olan gelecek yazımızın da bu konuda sizlere yardımcı olmasını umuyoruz. Takipte kalın!

[1] Reid, J. A., Haskell, R.A., Dillahunt-Aspillaga, C. & Thor, J.A. (2013). Contemporary review of empirical and clinical studies of trauma bonding in violent or exploitative relationships. International Journal of Psychology Research, 8(1), 37-73.
[2] Dutton, D. G., & Painter, S. L. (1981). Traumatic Bonding: The development of emotional attachments in battered women and other relationships of intermittent abuse. Victimology: An International Journal, 7(4), 139-155.
[3] Dutton, D. G., & Painter, S. (1993). Emotional Attachments in Abusive Relationships: A Test of Traumatic Bonding Theory. Violence and Victims, 8(2), 105-120.

Benzer yazılar

Sizin Aşkınız Hangisi?

Hiç aşık oldunuz mu? Peki aşkın ne anlama geldiğini düşündünüz mü? Aşk ne demek, hadi gelin birlikte bakalım.

Kaygı Flört Etmemize Engel Değil

Yüksek düzeyde kaygıya veya kaygılı bağlanma stiline sahip olmak zaman zaman kendimizi sabote etmemize ve geçmişteki olumsuz deneyimlerimize saplanıp kalmamıza sebep olabiliyor. Peki kendimizi sabote etme halinin üstesinden gelmek için neler yapabiliriz?
One Hundred Years of Solitude No.31 - Zhu Zhengming

İlişkisiz, Mutlu, Huzurlu

Herkes romantik bir ilişkiye sahip olmak zorunda mı? Tek başımıza mutlu olmamız mümkün değil mi? Seçilmiş bekarlık kavramıyla tanışın!
Mother and Child by Katie M. Berggren

Aile İçinde Öğrendiğimiz İlişki Modeli Gelecek Romantik İlişkilerimize Nasıl Yansıyor?

Hepimiz ilişki kurmanın farklı yollarını ailemizde öğreniyoruz. Ancak öğrendiğimiz bu yollar her zaman bizi mutlu etmeyebiliyor.

Romantik İlişkiler ve Psikolojik Sağlık

Romantik ilişkiler psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor? Bu yazıda psikolojik sağlık ile ilişkiler arasındaki ilişkiyi derledik.
Negro - Cristina Troufa

Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Bağlanma stillerinin çok popüler olmayan ancak belki de anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyan türü: düzensiz bağlanma. Detayları yazımızda.
We Need to Talk About Kevin - Lynne Ramsay (2012)

Bir Anne-Oğul Çatışması: We Need to Talk About Kevin

Hazırlıksız annenin, oğlu Kevin ile bağ kuramamasını anlatan bu film, istenmediğini hisseden çocuğun neler yapabileceğini gösteriyor.
The Meal - Alex Gross (2016)

Bağlanma Stilleri ve Ayrılık Sonrası Davranışlar

Eğer ayrılmayı isteyen ve ilişkiyi bitiren taraf biz değilsek ayrılık sonrası kısa dönemde davranışlarımızı neler belirler?
A Moment! - Holly Warburton

Öpüşmenin Tarihi ve Etkileri

Öpüşmek, midemizde kelebekler uçuran bir deneyim! Neden öpüştüğümüz ve öpüşmenin günümüze nasıl geldiği ise işte bu yazımızda.
İsimsiz

Güvenli Bağlanmayı Anlatan Türkçe Şarkılar

Güvenli bağlanma ile çevremizle daha yakın ilişkiler kuruyoruz. Romantik ilişkilerde güvenli bağlanmayı anlatan Türkçe şarkıları derledik!

footer