![relate-banner](images/relate_banner_new.webp)
Tartışma anlarında, tartışmanın sonucunu etkileyen üç önemli faktör olduğu düşünülüyor: Çatışmanın kendisi, algılanan anlayış ve ilişkiden duyulan memnuniyetin derecesi. Başka bir deyişle, çatışma durumunda kişinin partneri tarafından anlaşılıp anlaşılmadığına dair algısı ilişkiden duyulan memnuniyeti etkiliyor. En az altı aydır birlikte olan çiftlerle yapılan iki araştırmada, partnerlerin ne sıklıkla çatışma ve anlaşmazlık yaşadığı, ilişki memnuniyetleri ve partnerleri tarafından anlaşılma hissi ölçülüyor. Buna göre, daha sık çatışma ve anlaşmazlık yaşayan çiftlerin ilişki memnuniyetlerinin azaldığı görülüyor. Buraya kadar aslında tahmin edilebilir bir çıkarımdı, öyle değil mi? Fakat, araştırmanın önemli bir sonucu daha var: Çatışma sonucu oluşan ilişki memnuniyetindeki azalma, ancak partnerler birbirleri tarafından anlaşılmadıklarını hissettiklerinde gözlemleniyor. Yani, sıklıkla tartışsalar bile birbirleri tarafından anlaşıldıklarını hisseden çiftlerin ilişki memnuniyetinde bir azalma gözükmüyor!
Bir başka çalışmada ise kişilerden partnerleriyle gelecekte yaşayabilecekleri çatışmaları ya da tartışmaları hayal etmeleri isteniyor. Çatışma durumunu sadece gözünde canlandırdığında bile partneri tarafından anlaşıldığını hayal eden kişilerin ilişki memnuniyetinde azalma görülmüyor. Öte yandan, birbiriyle tartışan, çözüme ulaşamayan fakat birbirlerini tartışma esnasında anladıklarını hissettiren çiftlerin ilişki memnuniyeti azalmıyor; aksine çok az bir miktar da olsa artabiliyor. Bu anlaşılma hissinin tartışmalarımızda neden bu kadar büyük bir rol oynadığı ise üç şekilde açıklanıyor. Bunlardan ilki, anlaşıldığı algısına sahip partnerlerin kendilerini aynı takımda hissetmeleri, yani birbirlerine düşman değil aynı safta yer aldıkları düşüncesi. Bir diğeri, bu durumun kişiye partnerinin kendisini önemsediğini ve ilişkinin geleceğini düşündüğünü hatırlatması. Son olarak da yukarıdaki sebeplerden dolayı, yaşanan tartışmanın öyle ya da böyle çözüleceğinin sinyalinin karşı tarafa verilmesi.
Peki tartışma halindeyken partnerimize anlaşıldığını nasıl hissettirebiliriz? Bunun en iyi yollarından biri beden dili ve mimikleri doğru şekilde kullanmak. Olumlu bir beden dili kullanarak ve mimiklerden yararlanarak karşı tarafa anlaşıldığını hissettirmek mümkün. Örneğin; kollarınızı önünüzde bağlamak yerine açık bir şekilde tutmak, ifadesiz bir surat yerine yüzünüze yumuşak bir ifade vermek, göz teması kurmak ve partnerinizin beden dilini ve mimiklerini (olumlu olanları) kopyalamak karşı tarafa anlaşıldığını hissettirebiliyor.
Bir diğer yöntem ise kelimeleri yıkmak için değil, harmoni ve iletişim kurmak için kullanmak. Sarkastik olmayan, içten ve sıcak bir ses tonu (aslında normalde partnerinizle iletişim kurarken kullandığınız ses tonunuz) kullanmak ve "Neden üzgün olduğunu anlayabiliyorum." gibi ifadeler kullanmak, yine karşı tarafa anlaşıldığı hissini verecektir. Fiziksel temas kurmak, partnerinize dokunmak da tartışmaların daha iyi sürdürülebilmesi ve karşı tarafa ilişkinin iyi durumda olduğunun iletilebilmesi için önemli bir yöntem. Üstelik, fiziksel bir dokunuş oksitosin salgılanmasını da sağladığı için ilişkideki yakınlık hissini artırmaya yardımcı olabiliyor. Ufacık bir dokunuş ve hatta sarılmak, tartışmanın gergin ortamını azaltmak adına oldukça iyi olabiliyor.
Çatışmayı ertelemeden sakince tartışmak ve tartışırken karşı tarafı dinlemek, sorunu çözmekle kalmıyor; tartışmanın yaratabileceği ilişki memnuniyetindeki herhangi bir azalmanın da önüne geçiyor. Araştırmalar, bu konularda eğitim alan çiftlerin, tartışmalarını da daha sağlıklı yaşamaya başladığını gösteriyor. Yani, aslında sadece bu yazıyı okuyarak bile ilişkinize büyük bir iyilik yapmış olabilirsiniz!