Son günlerde sık sık bahsi geçen "karanlık üçlü" kavramının yakın ilişkilerimizi de etkileyebileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Karanlık üçlü adı verilen kişilik özellikleri narsisizm, psikopati ve makyavelizm olarak tanımlanıyor. Narsist insanların kendilerini her şeyden üstün gördükleri ve aşırıya kaçacak ölçüde benmerkezci oldukları biliniyor. Bununla uyumlu bir şekilde, narsist insanlar problemler karşısında hep kendilerini haklı çıkartarak başkalarını suçlu görme eğiliminde oluyorlar. Psikopati ise empati eksikliği ve dürtüsellikle ilişkilendiriliyor. Üçlünün son ayağı olan makyavelizm ise faydacılık, hırs, benmerkezcilik, kapalılık, vicdansızlık ve duygusal soğukluk gibi karakter özellikleriyle tanımlanabiliyor. Bu yazımızda, her ne kadar diğerlerine kıyasla biraz daha az dikkat çekse de yakın ilişkilerimizi çok etkileyen bir kavram olan makyavelizm üzerinde duracağız.
"Amaca giden her yol mübahtır." söylemini mutlaka daha önce duymuşsunuzdur. 15. yüzyıl siyasi düşünürü Niccolo Machiavelli'nin yöneticiler için yazdığı Prens isimli kitabındaki bu söylem aslında makyavelizmin ana çerçevesini oluşturuyor. Makyavelist kişilik özellikleri gösteren bireyler, rekabete dayalı sosyal ortamlarda başkalarını kandırmakta ve amaçlarına ulaşmakta başarılı olsalar da aynı durumun güven, bağlılık ve iş birliği gerektiren durumlarda geçerli olduğunu söyleyemiyoruz. Dolayısıyla ikili ilişkiler çerçevesinde makyavelizmin oldukça yıkıcı olduğunu gözlemliyoruz.
Makyavelist insanların içsel deneyimlerinin genel olarak daha az yoğun olduğu düşünülüyor. Kendi duygularıyla daha az bağlantıda olan bu kişilerin, başkalarının da ihtiyaçlarına ve isteklerine daha az cevap verebildiği ve daha az duygusal destek sağlayabildikleri biliniyor. Araştırmalar makyavelist kişilerin duygusal zekalarının da daha düşük olduğunu gösteriyor. Makyavelist insanların nasıl bu özelliklere sahip olduğunu araştıran çalışmalar, bu özelliklerin kısmen de olsa çocukluk deneyimleri ile ilgili olabileceğini gösteriyor. Buna göre, makyavelist kişilerin bir kısmı sevgisiz, ilgisiz, cezalandırıcı ya da fazla kısıtlayıcı ebeveynler tarafından yetiştiriliyorlar ve bunun sonucu olarak böyle bir adaptasyon geliştiriyorlar. Yeri gelmişken makyavelizmin bir hastalık olmadığını belirtmekte fayda görüyoruz. Ayrıca, bu özelliğin bir spektrum üzerinden daha iyi anlaşılabileceğini de eklemeliyiz. Bazıları bu kişilik özelliğini daha yoğun gösterirken diğerleri daha az makyavelist olabiliyor.
Yüksek oranda makyavelist olan kişiler esnemez karakterleri, başkalarına muhtaç olmadan kendi işlerini kendileri görebilmek konusundaki ısrarları ve sarsılmaz öz benlikleri ile diğer insanlardan ayrılıyorlar. Yakınlık kurma ihtiyaçları minimum düzeyde olan bu kişiler duygularını ve kırılganlıklarını göstermeyi de zayıflık olarak nitelendiriyorlar. Genel olarak insanlara güvensiz yaklaşan makyavelistler, diğer insanların tahmin edilemez ve güvenilemez olduklarını varsayıyorlar. O yüzden de diğer insanların değerlerine saygı duymuyorlar ve başkalarının her davranışının arkasında bir art niyet arıyorlar. Kendi duygu ve düşüncelerini paylaşmaktan kaçınan bu kişiler, kişiliklerinin bir parçası olarak manipülatif davranmaya da daha meyilli oluyorlar. Bu davranışlarının arkasında da duygularını gizleyerek kendilerini koruma güdüsünün yattığı bulunuyor. Daha çok kısa süreli, daha az duygusal yatırım gerektiren ilişkilere girmeyi tercih eden makyavelistler partnerlerini de duygusal olarak sömürmeye daha yatkın oluyorlar. Daha uzun vadeli, bağlılık gerektiren ilişkilerde de bu duyguyu hissetmekte zorlanmaları sebebiyle, partnerlerini aldatma ihtimalleri daha yüksek oluyor.
Buraya kadar bahsi geçen özelliklerin kaçıngan bağlanma stiliyle benzerlikler gösterdiğini fark etmiş olabilirsiniz. Gerçekten de makyavelizm ile kaçıngan bağlanma stili arasında pozitif bir ilişki gözlemleniyor. Hem makyavelistlerin hem de kaçıngan bağlanan kişilerin kendileri hakkında olumlu ama başkaları hakkında olumsuz bir zihinsel şemaya sahip olduğu biliniyor. Başkalarına güvenememe ve kırılganlıklarını kolay gösterememe özellikleri de benzer şekilde her iki grupta da gözlemleniyor. Makyavelistlerin kaçıngan insanlardan farkı, ilişki içerisindeki yakınlık beklentileri oluyor. Kaçıngan insanlar mesafeyi korumak isterken makyavelizm özellikleri gösteren insanlar karşılarındakini kontrol etmeye ve sömürmeye yönelik bir yakınlık beklentisi içerisinde yaşıyorlar. Bir başka deyişle, makyavelist insanlar için partnerlerinin varlığının tek amacı onların kişisel ihtiyaçlarını tatmin etmeleri oluyor. Bu faydacı tutum, makyavelist kişilerin ilişki içerisinde sürekli almalarına ve hiç karşılık vermemelerine yol açıyor. Üstelik bu sömürücü tavır, partnerin rızası olmadan sürdürüldüğü için partnerin de ilişki içerisinde gelişmesini ve kendini iyi hissedebilmesini engelliyor.
Peki makyavelistlerin ilişkileri ne kadar uzun soluklu olabiliyor? Araştırmalara göre, partnerler artık bu duygusal sömürüye daha fazla dayanamadıkları noktada makyavelist kişileri terk ediyorlar ve bu aslında oldukça sık rastlanan bir durum. İlişkideki bütün yakınlık ve uzaklık kontrolünü elinde tutmak isteyen makyavelist kişiler, ilişkinin en temel kurallarından biri olan karşılıklılık (reciprocity) ilkesine zarar veriyorlar. Bu da ilişki memnuniyetlerini sürekli azaltan ve sonuçta ilişkilerinin bitmesine neden olan yegane sorun olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik eleştirme veya terk edilme gibi durumlarda makyavelist insanların tepkisi de genel olarak partnerlerini ve aralarında kurulmuş bağı aşağılamak ve yoğun bir öfke göstermek şeklinde oluyor.
Makyavelist kişiler, her ne kadar psikolojik olarak dengeli olduklarını ve günlük hayata iyi adapte olduklarını iddia etseler de bu durumun psikolojik sağlıklarından ziyade kullandıkları savunma mekanizmalarından kaynaklı olduğuna inanılıyor. Bu kişiler, sağlıklı yakın ilişkiler kuramadıkları için genel hayat memnuniyetlerinin de bununla ilişkili olarak daha düşük olduğu düşünülüyor. Araştırmalar makyavelist kişilerin manipülatif kişilik özelliklerinin yüksek kaygıyla, ilişki sorunlarıyla, aldatmayla, aile içi şiddetle ve cinsel saldırganlıkla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bu sebeple politik teoride önemli bir yeri olsa da Machiavelli'nin ortaya koyduğu fikirlerin yakın ilişkilerimizi olumsuz etkilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.