Rönesans'ın oldukça etkileyici heykeltıraşlarından Michelangelo'ya nasıl bu kadar muhteşem heykeller yaptığı sorulduğunda heykelin zaten mermerin içinde saklı olduğunu, heykeltıraş olarak kendisinin sadece fazlalıkları yontarak o saklı güzelliği ortaya çıkardığını söylemiştir. İnsan söz konusu olduğunda ise her birimizin kafasında olmayı arzuladığı bir "ideal benlik" imajı bulunuyor ve partnerlerimiz de -Michelangelo'nun mermerdeki fazlalıkları atması gibi- bu benlikleri şekillendirmemizde önemli bir rol oynayabiliyorlar. Psikolojide Michelangelo etkisi olarak isimlendirilen bu durum ilişkilerimizin bizi nasıl olumlu yönde değiştirebileceğine güzel bir örnek oluşturuyor. Fakat bu değişim her zaman olumlu yönde olmayabiliyor. Bir ilişki içerisindeyken partnerlerimiz bizde 4 farklı şekilde değişime sebep olabiliyorlar:
- Benliği genişletme: Michelangelo etkisinin ilişkideki karşılığı benliği genişletme olarak görülüyor. Bu değişimin gerçekleştiği ilişkilerde partnerler birbirlerine hedeflerine ulaşmaları konusunda destekleyici ve cesaretlendirici davranıyorlar. Uzun zamandır aklınızda olan fakat bir türlü harekete geçmediğiniz planlarınızı partnerinize anlattığınızda sizinle birlikte o da heyecanlanıyor ve sizi bunları yapmanız yönünde teşvik ediyor. Bir anda yıllardır cesaret bulup başlayamadığınız dans kursuna başlayabiliyor, belki de onun da desteğiyle utanılacak bir şey olmadığını fark ediyorsunuz. Olur da bir şekilde başarısızlığa uğrarsanız sizi destekleyecek biri olduğunu biliyorsunuz. Kişiler, ideal benliklerine ulaştıklarını hissettikleri, kendilerini geliştirdikleri bu tarz ilişkilerde ilişkiyi sürdürmek için daha fazla çaba harcıyor ve partnerlerine duydukları sevgi de artıyor.
- Benliği daraltma: Ne yazık ki ilişkilerimiz kişiliklerimizi her zaman pozitif yönde etkilemiyor. Bazen de kendimizde olumlu gördüğümüz özellikleri kaybetmemize sebep oluyorlar. Arkadaşlarıyla sürekli iletişim halinde olan ve sık sık görüşen biri, partneri bu konu hakkında huzursuzluk çıkarıyor diye arkadaşlarına daha az vakit ayırmaya başlayabiliyor. Basketbol maçlarını hiç kaçırmadan izleyen biri, partneri onunla maç izlememek ve hatta maç olan günlerde başka aktiviteler yapmak konusunda ısrarcı olduğunda basketbola olan ilgisini zamanla kaybedebiliyor. Kısacası kişi, ilişkideyken onu o yapan şeylerden vazgeçmeye başlayabiliyor ve böylece kişinin benlik kavramı romantik ilişki içerisindeyken zarar görüyor.
- Benliği budama: Her ne kadar budamak kelimesi dilimizde olumsuz anlamlarda kullanılabilse de aslında budama ağaçların yeni sürgünler vermesi için yapılıyor ve ağaçlara faydası oluyor. Bazen olumlu yönde bir değişim göstermek için mutlaka kendimize benliğin genişlemesinde olduğu gibi yeni şeyler eklememiz gerekmiyor. Partnerimiz olumsuz gördüğümüz özelliklerimizden kurtulmamız konusunda da bizi cesaretlendirebiliyor ya da buna ikna edebiliyor. Örneğin partneriniz sayesinde daha az sigara içiyor, her gün mutlaka yediğiniz cipslerin veya çikolataların sayısını azaltıyor olabilirsiniz.
- Benliği bozma: Olumsuz yöndeki değişimler de yalnızca pozitif gördüğümüz özellikleri kaybetme yoluyla olmuyor. Partnerlerimiz halihazırda sahip olduğumuz negatif davranışlarımızın daha çok yerleşmesinde ya da yeni olumsuz davranışlar edinmemizde de etkili olabiliyor. Örneğin ilişkideki sorunlardan dolayı öfke, kızgınlık gibi olumsuz duyguları daha fazla hissetmeye başlayabiliyoruz. Bunun yanı sıra tartışmalar sırasında partnerimiz ne kadar hiçbir şeyi beğenmeyen, bir türlü tatmin olmayan bir insan olduğumuzu söylüyorsa zamanla biz de kendimizi gerçekten memnuniyet duygusu az bir insan olarak görmeye başlayabiliyoruz.