Bağlılık, temel olarak herhangi bir ilişkiyi devam ettirmeye olan niyetimiz olarak tanımlanıyor. Bu ilişki illa romantik bir ilişki olmak zorunda da değil. Örneğin; arkadaşlık ilişkilerimizde de o arkadaşlığı sürdürmeye niyetimiz olup olmaması o arkadaşlığın geleceğini belirliyor. Romantik ilişkilerimize gelince partnerimizin - hatta bazen kendimizin bile - ilişkiyi sürdürme gibi bir niyeti olup olmadığını anlamak her zaman kolay olmuyor. Peki o ilişki içerisinde olmaya devam etmek istediğimizi gösteren davranışlar nedir?
- Yakın olduğumuz insanlarla partnerimizi tanıştırmak istememiz ilişkiye bağlılık duyduğumuzun en büyük göstergelerinden biri. Ailemize, en yakın arkadaşlarımıza ondan bahsederek aslında "Bu insan benim hayatımda ve onunla olan ilişkime devam etmek istiyorum." demiş oluyoruz. Üstelik de bu davranışımızla hem bağlılığımızı sergiliyoruz hem de sırf bunu yaptığımız için kendimizi partnerimize daha bağlı hissediyoruz.
- İlişkiye yaptığımız yatırımlar ve ilişkinin devamlılığı için yaptığımız fedakarlıklar diğer bir bağlılık göstergesi. Bu, partnerinizin beğendiğini bildiğiniz bir çantayı almak için para biriktirmek de olabilir, ilişki için harcadığınız emek, zaman gibi daha soyut şeyler de olabilir. Üstelik araştırmalar gösteriyor ki ilişkiye yatırım yaptıkça o ilişkiye karşı duyduğunuz bağlılık da artıyor.
- Kendinizi partnerinizle özdeşleştirmeye başlamanız bağlılığın da kurulmaya başladığını gösteriyor. Örneğin "ben" demek yerine "biz"i tercih etmeniz, onu mutlu eden veya üzen olayların siz yaşıyormuşçasına sizi de mutlu etmesi veya üzmesi kendinizi onunla özdeşleştirdiğinizi gösteriyor. Bu da bu ilişkinin içerisinde uzun süre kalmaya hazır olduğunuzun bir başka göstergesi.
- Yaptığınız gelecek planlarının içinde onun da yer alıyor olması diğer bir bağlılık göstergesi. Örneğin şimdiden gelecek yaz olacak bir festival için birlikte plan yapıyorsanız bu, gelecek yaz da onunla birlikte olmak istediğinizi gösteriyor.
1. Kişisel bağlılık: Bir insanı sevdiğimiz, o insanla birlikte olmaktan hoşnut olduğumuz için ilişkide kalmamız kişisel bağlılık olarak adlandırılıyor. Kişisel bağlılık, ilişkinin sürmesi için en ideal bağlılık türü olarak görülüyor.
2. Ahlaki (manevi) bağlılık: Bazen bir ilişkide o insanı sevdiğimiz için değil de manevi bir sorumluluk duygusuyla kalıyoruz. Bu sorumluluk duygusunun birçok sebebi olabiliyor. Örneğin; bazı insanlar evliliklerini bitirmekten çekiniyorlar ya da çocukları olan insanlar sadece çocukları için o ilişkiyi yürütmeye çalışıyorlar.
3. Yapısal bağlılık: Yukarıdaki iki sebebin de olmadığı fakat insanların hala ilişkilerini sürdürdükleri durumlar olabiliyor. İnsanların başka bir seçenekleri olmadığı için ilişkilerini sürdürmeye devam etmesi yapısal bağlılık olarak adlandırılıyor. Örneğin, kişi finansal olarak partnerlerine bağımlı oluyor ve bu sebeple ilişkiyi bitirmeyi göze alamıyor.
Bu sebepleri okuyunca sizin de aklınıza evlilik kavramı geldi mi? Evliliğin birçok toplumda en büyük bağlılık olarak sayılmasının altında genellikle bu üç bağlılık türünü de içermesi yatıyor. İnsanlar çoğunlukla aşık oldukları için evleniyorlar (kişisel bağlılık), çoğu toplumda evlilik kutsal, korunması gereken bir kurum olarak görülüyor (ahlaki bağlılık) ve birçok evlilikte partnerler finansal olarak birbirlerine bağımlı olabiliyorlar (yapısal bağlılık).
Bağlılık ilişkinin sürdürülmesi için ne kadar kritik olsa da en mutlu ilişkide bile partnerlerin bağlılıkları zaman zaman azalabiliyor. Partnerlerin bağlılık seviyelerinin zaman zaman değişiklik göstermesi normal görülüyor. Kimi zaman kişisel bağlılığımızın azaldığı durumlarda ahlaki ve yapısal bağlılıklar sebebiyle ilişkide kalmaya devam edebiliyoruz. Belki de bir ilişkide niye bulunduğumuzu, o ilişkinin bize nasıl hissettirdiğini ve bizi ve karşımızdaki kişiyi nasıl değiştirdiğini ara ara düşünmek gerekiyor.