Partnerimizle olan romantik ilişkimizin bitmesi her zaman aramızdaki ilişkinin tamamen bittiği anlamına gelmiyor. Sona eren bir romantik ilişkinin ardından "En azından arkadaş kalmaya devam edelim" cümlesi birçoğumuzun duyduğu veya çevremizdeki insanların ayrılıkları esnasında tanık olduğu bir cümle olarak biliniyor. Bazı durumlarda yalnızca kibarlık etmek için kurulan bu cümle bazen samimi ve içten gelen bir talep olabiliyor. Bunu eyleme dökmek veya en azından denemek ise kimi zaman bize iyi gelen kimi zaman ise canımızı çok yakan, bazen başarılı olan bazense hüsranla sonuçlanan bir durum oluyor. Peki nedir bu işin aslı? Eski sevgililer gerçekten arkadaş kalabilir mi? Bu yazımızda ayrılan partnerlerin arkadaş kalma ihtimallerini artıran etkenlerden, kurulan arkadaşlığın kalitesinden ve eski sevgiliyle arkadaş kalmanın ayrılık sonrası uyum sağlama sürecinde kişileri psikolojik olarak nasıl etkilediğinden bahsedeceğiz.
İnsanlar eski sevgilileriyle birçok sebepten ötürü arkadaş kalabiliyorlar. Örneğin, aynı iş yerinde çalışmak, birlikte çocuklarının olması, aynı sosyal çevrede bulunmak gibi durumlar onları arkadaş kalmaya zorunlu bırakabiliyor. Ya da ilişki esnasında sahip oldukları arkadaşlığı korumak isteyebiliyorlar. Bazen de sebep hala romantik hislerinin olması ve yeniden bir araya gelmek istemeleri oluyor. Sebepleri çeşitlilik gösterse de aslında kişilerin arkadaş kalmak isteyip istememelerini öngören birçok faktör bulunuyor. Örneğin, kişiler romantik ilişkilerinden önce bir arkadaşlık kurmuşlarsa ayrılıktan sonra da arkadaş kalma ihtimalleri artıyor. Bu durum romantik bir bağlılık olmasa dahi kişilerin birbirleriyle arkadaş olmanın nasıl olduğunu zaten biliyor olmalarından kaynaklanıyor ve yeniden "yalnızca arkadaş" durumuna geçmelerini kolaylaştırıyor. Arkadaş kalma ihtimalini artıran bir başka önemli unsur ise "hoşlanmak" ve "aşık olmak" arasındaki ayrım. Kişiler birlikteyken partnerlerine karşı olan hislerini aşk ve tutku yerine hoşlanmak olarak görüyorlarsa, bu onların birlikteliklerinin yoğun ve romantik bir ilişkiden ziyade yakın arkadaş olmaya daha yakın olduğuna işaret ediyor. Bu durum ilişki sona erince kişilerin arkadaş kalmalarını daha muhtemel kılıyor.
Yapılan başka bir araştırmaya göre, partnerlerin sahip oldukları romantik ilişkiden aldıkları tatminin fazla olması ayrıldıktan sonra arkadaş kalma olasılıklarını artırıyor. Üstelik bu durum birbirleriyle olan arkadaşlıklarından aldıkları tatmin duygusunun da daha fazla olmasını sağlıyor. Ek olarak, birlikteliklerinde tatmin düzeyi yüksek olan kişiler, düşük olanlara kıyasla kurulan bu arkadaşlığı korumak adına daha çok davranış sergiliyor. Çok nadir de olsa ilişkilerin karşılıklı olarak bitmesi ve kişilerin ilişkiyi sonlandırırken kullandıkları iletişim stratejileri de daha sonra arkadaş kalmak isteyip istememeleri üzerinde büyük rol oynayabiliyor. Son olarak, eğer kişilerin arkadaş kalmaları sosyal çevreleri tarafından da destekleniyorsa partnerlerin arkadaş kalma ihtimalleri artıyor.
Peki bu arkadaşlık kurulduktan sonra neler oluyor? Kurulan arkadaşlık gerçekten "sağlıklı" olabiliyor mu?
Heteroseksüel insanlarla yapılan bir çalışmada eski sevgiliyle kurulan arkadaşlıklar daha önce romantik anlamda bir şey yaşanmamış karşı cinsle kurulan arkadaşlıklarla kıyaslanıyor. Karşılaştırma kriterleri olarak arkadaşlığın kişiye olan fayda ve zararları, birbirlerine duydukları romantik arzular, "arkadaşlığın kuralları" (bir ilişkinin arkadaşlık olarak değerlendirilebilmesi için gerekli görülen faktörler - daha detaylı bilgi için aşağıdaki tabloyu inceleyebilirsiniz) ve genel olarak arkadaşlık ilişkisinin kalitesi değerlendiriliyor ve ortaya çok çeşitli sonuçlar çıkıyor. Kişilerin romantik geçmişi olmayan arkadaşlarıyla ilişkilerinde uygulandığı gözlemlenen kuralların çoğu eski sevgilileriyle olan arkadaşlıklarında görülmüyor. Bu durum genel olarak eski sevgililerle kurulan arkadaşlık ilişkilerinin kalitesinin daha düşük olduğunu, bu arkadaşlıkların devam etme ihtimalinin daha az olduğunu ve ayrıca bu çiftlerin tam anlamıyla "yakın arkadaş" olamadığını gösteriyor. Buna ek olarak, kişilerin eski sevgililerine karşı daha fazla kıskançlık gösterdiği bulunuyor ve bunun o kişiyle hala romantik bir ilişki kurmak istemelerinden kaynaklanabileceği düşünülüyor.
Aynı araştırmada, kişilerin eski partnerlerine karşı daha güçlü bir cinsel çekim hissettikleri bulunurken, romantik anlamda bir ilişki kurma beklentilerinde cinsiyet farklılıkları bulunuyor. Kadınlar, romantik geçmişi olmayan arkadaşlarına kıyasla, eski sevgilileriyle romantik bir bağ kurmak için daha fazla istek gösterirken erkeklerde bu isteğin eski sevgililerine ve diğer karşı cins arkadaşlarına karşı neredeyse aynı seviyede olduğu gözlemleniyor. Son olarak, normal arkadaşlıklar daha çok faydaları ve pozitif özellikleri ile öne çıkarken eski sevgiliyle kurulan arkadaşlıklar olumsuz yanları ve beslenen romantik isteklerle öne çıkıyor.
Hayatınızda büyük ve mühim bir yeri olan bir insanla romantik bağlarınızı kopardıktan sonra devamında zorlu bir uyum sağlama süreci gelebiliyor. Bu uyum sağlama süreci hem ayrılığı ne kadar kabullenmiş olduğunuzla hem de - eğer arkadaş kaldıysanız - partnerinizle kurulan arkadaşlığın cinsellik içerip içermemesiyle yakından ilişkili. Evliliklerini sonlandıran çiftlerle yapılan bir araştırmaya göre, bu uyum sürecini en iyi şekilde geçiren insanlar ayrılığı kabullenen ve eski partnerleriyle yalnızca arkadaş olarak kalan insanlar. Kişiler, ayrılığı kabullenemedikleri durumlarda uyum sağlamak konusunda çok daha fazla sorun yaşıyorlar. Ayrılığı kabullenemeyen ve arkadaş kalmak isteyen insanlarda şöyle bir ayrım gözlemleniyor: Eğer kişiler arkadaş kalmakla beraber seks yapmaya devam ederlerse, yalnızca arkadaş kalanlara göre uyum sürecini biraz daha iyi atlatıyorlar. Bunun, kişilerin cinsel birliktelik sayesinde eksikliğini hissettikleri bağlanma ve kendilerini güvende hissetme ihtiyaçlarını gidermeleri sayesinde olduğu düşünülüyor. Fakat eğer ilişkinin bittiği kabullenilirse cinsel birliktelik olmadan uyum süreci daha sağlıklı atlatılıyor.
Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz gibi ayrılık bazılarımız için diğerlerinden çok daha zorlu bir süreç olabiliyor, dolayısıyla ayrılık sonrasında o kişiyle arkadaş kalmadan önce bir kez daha düşünmekte fayda var. Üstelik yeniden bir arada olma beklentisiyle bu arkadaşlığı devam ettirmek daha büyük hayal kırıklıklarına yol açabiliyor. Bunun asıl sebebi, uzun süren bir ilişki sonrası yaşanan ayrılığın - çoğu zaman söylenenin aksine - ani veya karşılıklı alınan bir karar sonucu değil, uzun süreli ve tek tarafın aldığı karar sonucunda gerçekleşiyor olması.
Eğer bir ilişkiyi bitirecekseniz "En azından arkadaş kalalım" cümlesini kurmadan önce veya partnerinizin bu isteğini kabul etmeden önce bir durum analizi yapmak isteyebilirsiniz. Genellikle en kısa zamanda iyileşmek için karşı tarafla bütün temasınızı - en azından bir süreliğine - kesmek yapılacak en doğru adım olabiliyor.