Cinsel yakınlık mutlu ve tatmin edici bir ilişkinin temel dayanaklarından birisi olsa da birçok çift ilişkilerinde cinsel istek ve tutkuyu devam ettirmekte zorlanabiliyor. Araştırmalar, uzun süredir devam eden ilişkilerin %38’inde partnerlerin cinsel ilişki sıklığı konusunda anlaşmazlıklar yaşadıklarını ve düşük cinsel arzu gibi cinsellikle ilgili sorunlarla karşılaştıklarını gösteriyor. Bununla birlikte uzun süreli heteroseksüel ilişkilerin çoğunluğunda partnerlerden birisi kronik olarak cinsel istek azlığı deneyimleyebiliyor. Özellikle cinsel istek ve tutkudaki düşüş çiftlerin ebeveyn olmalarıyla birlikte azalmaya daha da meyilli hale geliyor. Farklı cinsel ihtiyaçlar ve arzular, çiftler arasında cinselliğe yönelik beklentilerin dengesizliğiyle ve tarafların partnerleriyle olan cinsel uyumluluklarını sorgulamalarıyla sonuçlanabiliyor. Bu dengesizlik ve sorgulama hali, yatak odasının ötesine geçip zamanla ilişkinin temelinde bazı hasarlara neden olarak ilişki tatminini negatif etkileyebiliyor ve partnerler arasında uzaklaşmaya yol açabiliyor. Peki cinsel isteksizlikle ilgili araştırmalar bize bu konuda ne öneriyorlar?

1. Yatak odası dışındaki etkileşim:
   
   

Partnerimizin cinsel olmayan ihtiyaçlarına ve iyilik haline gösterdiğimiz duyarlılık, partnerimize karşı destekleyici olmak ve onu içtenlikle anlamaya çalışmak partnerimizle aramızdaki duygusal bağı kuvvetlendirmenin bir yolu olarak hem bizimle daha sık cinsel birliktelik yaşama isteğini hem de birliktelikten aldığı zevki artırabiliyor.

2. Duyarlılık göstermek:
   
   

Cinsel reddedilme sonucu ortaya çıkan öfke ilişki yakınlığını zedeleyip zamanla artan cinsel isteksizliğe neden olabiliyor. Cinsel reddedilme durumunda kızgınlık göstermek yerine partnerimizin isteğine anlayışla yaklaşmak, partnerimize ihtiyaçlarının kabul gördüğünü hissettirebiliyor.

Diğer taraftan, cinsel reddedilme, kişinin partneri tarafından arzulanmadığına dair düşüncelere neden olarak cinsellik isteğini köreltebiliyor. Bu nedenle, partnerimizin cinsel birliktelik isteğine cevap veremediğimiz zamanlarda ona olan sevgimizin ve onu çekici bulduğumuzun güvenini vererek cinsellik beklentisini reddetmek, partnerimizin reddedilmeyi kişiselleştirmesini önleyebiliyor.

3. Karşılığı zorunluluk gibi görmemek:
   
   

Partnerimizin cinsel ihtiyacına karşılık verdiğimizde direkt olarak partnerimizin de bizim bir ihtiyacımıza karşılık vermesini beklememek, partnerimizle olan bağımızı, cinsel tatminimizi ve ilişki memnuniyetimizi pozitif etkileyebiliyor.

4. Denge kurmak:
   
   

Partnerimizin cinsel beklenti ve ihtiyaçlarının da en az bizimkiler kadar önemli olduğunu unutmak sadece tek tarafın cinsel tatmin yaşamasına neden olabiliyor. Bu durum, ihtiyaçlara duyarlı olan tarafın zamanla cinsel sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor. Araştırmalara göre ihtiyaçlara cevap verme konusunda dengede olan çiftlerin, partnerlerinin aldıkları hazdan mutlu olduklarını ve cinsel tatminlerinin arttığını gösteriyorlar.