1.Genç Yetişkinlerde Sexting
50 çalışmayı incelen bir meta-analizde, 18-29 yaşları arasındaki yaklaşık 18 bin genç yetişkinin sexting davranışları inceleniyor. Bu çalışmada cinsel içerikli mesajları gönderme yaygınlığı %38, cinsel içerikli mesajları alma yaygınlığı %42, karşılıklı mesajlaşma ise %48 çıkıyor. Bu kapsamlı bilgiler, bize sexting'in genç yetişkinler içinde yaygın olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki rıza dışı cinsel mesajlar da %15 oranında gözlemleniyor. Uzmanlar, bilinçlendirme çalışmaları ve eğitimlerle bu potansiyel zararlar taşıyan ve yasa dışı davranışın azaltılabileceğine inanıyor.
Sexting'in yasallığı ve güvenliği konusundaki tartışmalar devam ederken sexting ve sağlık arasındaki ilişki az sayıda araştırmacı tarafından inceleniyor. Tam da bu soruyu soran bir araştırma 18-24 yaşları arasındaki katılımcıları sexting davranışlarına göre dörde ayırıyor: cinsel içerikli mesajlaşmayanlar (1), cinsel içerikli mesaj alanlar (2), cinsel içerikli mesaj yollayanlar (3) ve karşılıklı cinsel içerikli mesajlaşanlar (4). Bulgular ise şöyle:
- Erkek katılımcıların kadın katılımcılara göre cinsel içerikli mesaj alanlar grubunda olma olasılığı daha yüksek.
- Cinsel olarak aktif katılımcıların, aktif cinsel hayatı olmayanlara göre karşılıklı cinsel içerikli mesajlaşanlar grubunda olma olasılığı daha yüksek.
- Cinsel olarak aktif olan katılımcılar arasında, son 30 gün içinde cinsel partner sayısı veya korunmasız cinsel partner sayısı açısından 4 sexting grubu arasında hiçbir fark bulunmuyor.
- Ayrıca sexting ile mental sağlık arasında da bir ilişki bulunmuyor.
2.Evlilerde Sexting
Evli veya birlikte yaşayan çiftlerle yapılan bir çalışmada, evlilerde sexting sıklığının, evli olmayan ya da birlikte yaşamayan genç yetişkinlere göre daha az olduğu bulunuyor. Evlilerde sexting içeriğini daha çok cinsel ve samimi yazışmalar (%29) oluştururken, fotoğraf ya da videoların (%12) paylaşımı daha nadir bulunuyor. Peki, sexting ilişki memnuniyetini etkiliyor mu? Yazılı cinsel mesajların sadece bağlanmadan kaçınan bireylerde ilişki memnuniyetiyle olumlu ilişkisi olduğu görülürken, cinsellik içeren görsel göndermenin sadece erkekler ve bağlanma kaygısına sahip kadınlarda ilişki memnuniyetiyle olumlu ilişkisi olduğu bulunuyor. Ayrıca, görsel paylaşımı hem kadın hem erkeklerde daha fazla korkulu-kaçınmacı bağlanma stili ile ilişkili.
327 evli ya da birlikte yaşayan kişiyle yürütülen bir başka çalışmada, katılımcıların %91'inin cinsel içerikli yazılı mesaj gönderdiği ya da aldığı bulunuyor. Araştırma, evli bireylerin diğer ilişki durumlarındaki bireylere göre sexting'e karşı daha olumsuz tutumları olduğunu gösteriyor. Sexting'in evlilikte ilişki memnuniyetini artırdığına dair bir veri elde edilemiyor.
3.Tehlike ve Riskler
Sexting'in mental sağlığa olumsuz etkileri olduğu hipoteziyle bir çalışma yürüten araştırmacılar, cinsel mesajları göndermenin de almanın da mental sağlığa herhangi bir etkisi olmadığını buluyorlar. Ancak, istenmeyen cinsel mesajlar almak ve baskı yüzünden sexting yapmak yüksek depresyon, kaygı ve stres semptomlarına, düşük öz güvene yol açıyor. Bunun yanında, istenmeyen cinsel mesajlar almak ve sexting'i baskı yüzünden yapmak psikolojik stresin ön göstergeleri.2015 yılında, üniversite öğrencileriyle yürütülen bir araştırmada, çalışmaya katılan her beş kişiden birinin istemedikleri halde sexting yaptıkları bulunuyor. Bu zorlama çoğu zaman fiziksel tehditler gibi şiddetli baskı sonucu değil, ısrarla sorma ve karşıdaki kişiyi buna mecbur hissettirme gibi daha üstü kapalı taktikler yoluyla yapılıyor. Fiziksel tehdit kadar tehlikeli görünmemesine karşın, baskı ve zorlama eylemlerine bağlı travmaların hem yaşandıkları anda hem de bugünden bakıldığında fiziksel seks zorlamalarından daha fazla olduğu bulunuyor. Sexting zorlamalarının da hem fiziksel seks baskısı hem de yakın partner şiddetiyle ilişkisi olduğu görülüyor. Bu da sexting zorlamalarının yakın partner şiddetinin bir çeşidi olabileceğini ve diğer şiddet çeşitlerinin de bir ön habercisi olabileceğini düşündürüyor. Bu sebeple, eğer bu konuda partnerinizden bir zorlama görüyorsanız, bu konuyla ilgili birileriyle konuşmanızı ve kendi sınırlarınızı net çizgilerle koymanızı tavsiye ediyoruz. Şiddetin hiçbir türünün ilişkiler içerisinde yer almaması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Sınırlar koymanın ve bu sınırların net şekilde ifade edilmesinin önemini ne kadar vurgulasak da günlük hayatta bunları uygulamak her zaman kolay olmuyor. Derinlikli bir şekilde bu konuda bilgi almak ve sınırları hayatınızda uygulamak için Relate uygulamamızın "Kişisel Sınırlar İnşa Etme" yolculuğuna başlayabilirsiniz.