Sosyal Dışlanma Nedir ve Bireyleri Nasıl Etkiler?

Gizem Sürenkök

Gizem Sürenkök

Orhun Ogün Yücel

Orhun Ogün Yücel

Sosyal Dışlanma Nedir ve Bireyleri Nasıl Etkiler?

Untitled - Nick Almart

Untitled - Nick Almart

şimdi gözlerinizi kapayın ve bir ev partisine katıldığınızı düşünün. Siz etrafınızdaki insanlarla iletişim kurmaya çalıştıkça karşınızdaki kişilerin sizi konuşmalarına dahil etmediklerini, sizinle hiç ilişki kurmadıklarını, yani başka bir deyişle sizi yok saydıklarını hayal edin. Böyle bir durum karşısında nasıl hissederdiniz? Sosyal dışlanma olarak tanımlanan bu durumu birçok kişinin hayatında bir kez de olsa yaşadığını tahmin edebilirsiniz. Sosyal dışlanma, fiziksel bir şiddet içermemesine rağmen somut bir şekilde acı verici bir durum çünkü yok sayılmak kişinin öz güvenini azaltıyor, kendisini daha az ait hissetmesine sebep oluyor, daha az kontrole sahip olduğunu düşündürüyor. Kişinin varoluşunu daha az anlamlı ve değerli bulmasına yol açıyor.
relate-banner

Dışlanmanın üzerimizdeki etkisi dış faktörlerden (nerede, ne şekilde, kimler tarafından dışlandığımızdan) neredeyse bağımsız olarak oldukça olumsuz ve şiddetli oluyor. Öyle ki çok sevdiğimiz insanlar tarafından dışlanmak kadar küçümsediğimiz, hoşlanmadığımız insanlar tarafından reddedilmek de bizi incitiyor. Bilinçli olarak dışlandığımızda da, bizi dışlayan insanlar farkında olmadan bunu yapsalar da canımız yanıyor.

Peki dışlanma bizi neden bu kadar olumsuz etkiliyor? Evrimsel olarak baktığımızda, özellikle ilkel zamanlarda grup üyeliğinin ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz. İlkel zamanlarda bir gruba ait olmak, o grup sayesinde kişinin ihtiyaçlarının karşılanacağını garanti ediyordu. İnsanların yiyeceğe, barınağa, hatta potansiyel partnerlere o grup sayesinde erişimleri oluyordu. Ama eğer o grup kişiyi bir noktada dışlamaya karar verirse, o zaman tam anlamıyla ortada kalan bireyin sığınacağı bir grup olmadığı için vahşi doğada hayatta kalabilmesi çok daha zor oluyordu. Bu sebeple de dışlanmayı hızla tespit etmek ve buna tepki vermek hayatta kalabilmek adına çok önemli bir ihtiyaçtı. Bu ihtiyacı gideren mekanizmaya sosyal (ya da duygusal) acı ismi veriliyor. Yapılan deneylerde, dışlanan katılımcıların beyin görüntülerinde sosyal acının etkinleştirdiği bölgelerin fiziksel acının etkinleştirdiği bölgelerle aynı olduğu görülüyor. Hatta öyle ki fiziksel acıya iyi gelen parasetamol cinsi ağrı kesicilerin dışlanmaya karşı hissedilen duygusal acıya da iyi geldiği ortaya çıkıyor. Bu duygusal acı hissi dışlanmanın kaynağından bağımsız olarak insanın durup ne olduğunu anlamak için anlık bir tepki vermesini sağlıyor. Duygu değişimlerinin ve dışlanmanın tetiklediği bu anlık tepkiler, insanı dışlanmaya odaklanması ve üzerine düşünmesi için uyarıyor.

Dışlanma esnasında insanların davranışlarını en çok tehdit altındaki psikolojik ihtiyaçları yönlendiriyor. Ancak, dışlanmaya uzun sürelerle maruz kalmak insanın çevresine yabancılaşmasına, çaresiz hissetmesine ve hatta depresyona sebep olabiliyor. Sosyal dışlanma durumu o kadar şiddetli bir iz bırakıyor ki fiziksel acıdan farklı olarak, eskiden tecrübe edilmiş bir dışlanma anı üzerine düşünmek bile o anda hissedilmiş acının tekrar tecrübe edilmesine sebep olabiliyor.

Dışlanan insanların bu durum karşısında olumsuz hissettiklerini tahmin etmek güç değil. Ama bu duruma tepki olarak gösterilen davranışlara baktığımızda daha da ilginç bir durumla karşılaşıyoruz. Eğer birey gruba tekrar dahil edilmeyi mümkün görüyorsa buna yönelik davranışlar sergilemeye meyilli oluyor. Bu tekrar dahil olma ihtimali bireyin kendisini tekrar hayatının kontrolünü eline almış hissettiriyor. Buna bağlı olarak da dışlanan bireylerin dahil edilme şanslarını arttıracak davranışlar sergilediği, çevrelerindeki sosyal bilgilere daha fazla dikkat ettiği ve daha iyi hatırladığı, hatta sosyal ve duygusal çelişkileri daha iyi anlayabildikleri bulunuyor. Tekrar ilişki kurma, hatta ortamdaki yeni ilişki olasılıklarına daha sıcak bakma da gözlemlenen davranışlar arasında yer alıyor.

Ancak tam tersi bir durum söz konusu ise ve birey tekrar dahil edilmeyi mümkün görmüyorsa, kontrolün kendisinde olduğunu hissetmek için herkese karşı agresif ve zararlı davranışlar sergilemeye meyilli oluyor. Kontrol hissi bireyin çaresiz hissetmemesi için gerekli oluyor ve dışlanmaya ek olarak çaresiz hissettirilen bireylerin sadece dışlanan bireylere oranla beş kat daha agresif davranışlar sergiledikleri bulunuyor. Hatta, bireyler dışlanacaklarını ön gördüklerinde daha saldırgan davranıyorlar. Daha ekstrem durumlarda ise bireyler toplum içerisinde tamamen görünmez hissettikleri için, olumlu ya da olumsuz bir şekilde fark edilmeyi ana hedefleri haline getiriyorlar. Bu bilgiler ışığında, bireylerin öncelikle dışlandıkları gruba tekrar dahil olmaya çalıştıklarını; agresif davranışlara ise bir son çözüm olarak başvurdukları sonucuna ulaşabiliyoruz. Amerika'da son yıllarda giderek artan silahlı saldırıların bir bölümünün uzun yıllar boyunca dışlanmaya maruz kalmış, toplum içerisinde kendisini görünmez hisseden bireyler tarafından gerçekleştirildiği bilinen bir gerçek.

Laboratuvar ortamında beş dakika kadar süren ve çok da büyük bir anlam ifade etmeyen sosyal bağlamlarda hissedilen dışlanma bile istikrarlı bir şekilde aynı güçlü olumsuz hislerin tecrübe edilmesine sebep olmak için yeterli oluyor. Gerçek hayatta bireylerin dahil olmayı önemsedikleri gruplar tarafından dışlanmalarının bireyler üzerinde ne kadar çarpıcı etkiler yaratabileceğini buna bakarak dahi söyleyebiliyoruz. Dışlanma karşısında hissedilen acının tekrar tekrar hatırlanabilir ve hissedilebilir oluşu bir kez dışlanan bireylerin kendilerini algısal bir kısır döngüye kaptırarak çok daha kötü hissetmelerine ve kendi kendilerini durum gerçekte öyle olmasa dahi dışlanmış gibi algılamalarına yol açabiliyor.

Dışlanma ve yok sayılmanın vuku bulduğu sosyal ortamdan bağımsız olarak insana zarar veren olgular oluyor. Bu sosyal etkileşimin hangi tarafında bulunuyor olursak olalım bu bilgiyi aklımızın bir köşesinde bulundurmak, hem kendimizi koruyabilmemizi hem de başka insanları anlayabilmemizi oldukça kolaylaştıracaktır.

[1] Williams, K. D., & Nida, S. A. (2011). Ostracism: Consequences and coping. Current Directions in Psychological Science, 20, 71-75.
[2] Gonsalkorale, K., & Williams, K. D. (2007). The KKK won't let me play: Ostracism even by a despised outgroup hurts. European Journal of Social Psychology, 37, 1176-1185.
[3] Eisenberger, N. I., Lieberman, M. D.,& Williams, K. D. (2003). Does rejection hurt? An fMRI study of social exclusion. Science, 302, 290-292.
[4] DeWall, C. N., MacDonald, G., Webster, G. D., Masten, C. L., Baumeister, R. F., Powell, C., & Eisenberger, N. I. (2010). Acetaminophen reduces social pain: Behavioral and neural evidence. Psychological Science, 21(7), 931-937.
[5] Cacioppo, J. T., & Hawkley, L. C. (2005). People Thinking About People: The Vicious Cycle of Being a Social Outcast in One's Own Mind. In K. D. Williams, J. P. Forgas & W. von Hippel (Eds.), The social outcast: Ostracism, social exclusion, rejection, and bullying. (pp. 91-108). New York, NY US: Psychology Press.
[6] Allen, A.B., & Badcock, P.B. (2003). The social risk hypothesis of depression: Evolutionary, psychosocial, and neurobiological perspectives. Psychological Bulletin, 129, 887-913.
[7] Chen, Z.,Williams, K.D., Fitness, J., & Newton, N. (2008). When hurt won't heal: Exploring the capacity to relive social and physical pain. Psychological Science, 19, 789-795.
[8] Williams, K.D. (2009). Ostracism: A temporal need-threat model. In M. Zanna (Ed.), Advances in Experimental Social Psychology. (41, pp. 279-314). New York, NY: Academic Press.
[9] Maner, J.K., DeWall, C., Baumeister, R.F., & Schaller, M. (2007). Does social exclusion motivate interpersonal reconnection? Resolving the "porcupine problem." Journal of Personality and Social Psychology, 92, 42-55.
[10] Wesselmann, E.D., Butler, F.A., Williams, K.D., & Pickett, C.L. (2010). Adding injury to insult: Unexpected rejection leads to more aggressive responses. Aggressive Behavior, 35, 1-6.
[11] Williams, K. D. (2007). Ostracism. Annual Review of Psychology, 58, 425-452.

Benzer yazılar

One Hundred Years of Solitude No.31 - Zhu Zhengming

İlişkisiz, Mutlu, Huzurlu

Herkes romantik bir ilişkiye sahip olmak zorunda mı? Tek başımıza mutlu olmamız mümkün değil mi? Seçilmiş bekarlık kavramıyla tanışın!

Romantik İlişkiler ve Psikolojik Sağlık

Romantik ilişkiler psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor? Bu yazıda psikolojik sağlık ile ilişkiler arasındaki ilişkiyi derledik.
The Perks of Being Wallflower- Stephen Chbosky (2012)

Travmalar ve Ait Olma İhtiyacı: Saksı Olmanın Faydaları

Saksı Olmanın Faydaları çocukluk döneminde travmatik deneyimleri olan Charlie’yi ve bunların onun hayatındaki etkilerini konu alıyor.
Two Fridas, Frida Kahlo (1939)

İki Frida - Resim Önerisi

İki Frida adlı esere hiç yakından baktınız mı? Frida Kahlo çektiği ayrılık acısını, yalnızlık ve çaresizlik hislerini sanatıyla gösteriyor.
The 400 Blows - François Truffaut (1959)

Kabul Edilmemişliğin Gölgesinde Bir Çocukluk: The 400 Blows

İlgisiz bir anne, baskıcı kurallarla çalışan öğretmenler arasında kaybolan ve kendine bir yer edinemeyen Antonie’nin hayatını ele alıyor.

Bağlanma Hakkında Kitaplar

Bağlanma stilleri hem kendimizle hem de çevremizdekilerle kurduğumuz ilişkileri etkiliyor. Biz de bağlanma hakkındaki kitapları derledik!
Dorian Flórez Zuleta

Doğum Sonrası Depresyonda Babanın Rolü

Annenin yaşadığı doğum sonrası depresyonda babaya çok iş düşüyor. İşte bu zorlu dönemde babanın yapması ve yapmaktan kaçınması gereken şeyler!
Barbara Rosenzweig

Babanın Yaşadığı Doğum Sonrası Depresyonu

Bir bebeğin doğumu herkes için farklı duygular uyandırabiliyor. İşte babaların yaşadığı doğum sonrası depresyon hakkında her şey!
Untitled- Heather Horton

Ruminasyon: Bilişsel Aşırı Odaklanma

Gece başınızı yastığa koyduğunuzda keşke şunu deseydim, şöyle yapsaydım diye kara kara düşündüğünüz olur mu? Öyleyse bu yazımızı mutlaka okumalısınız!
Difference of Opinion- Malcolm T. Liepke (1996)

Ayrılık Da Sevdaya Dahil Mi?

Neredeyse hepimiz bir ilişkinin sona ermesinden sonra yas sürecinden geçiyoruz. Yas sürecinde bizi hangi aşamalar bekliyor?

footer