
İnsanın kendisini hiçbir yere ait hissedemediği anlar için en iyi çözüm yöntemi, tekrar sosyal kabul ve bağlanma sağlamak oluyor. Güncel araştırmalar, insanlar aidiyet ihtiyaçlarını karşılayamadıklarında davranışlarının otomatik ve kontrolsüz bir şekilde değiştiğine işaret ediyor. İnsanlar, özellikle dışlanma sonrası zarar görmüş bağları tamir edebileceklerine inanıyorlarsa karşılarındakinin davranışlarını taklit ediyor ve bunu farkında bile olmadan yapıyor. Aynı şekilde, dışlanan bireylerin dayanışmaya ve uyumluluğa meyilliliğinin artması da anlık bir tepki olarak kendini gösteriyor. Örneğin, bir top atma oyununda dışlanan bireylerin tekrar gruba dahil olabilmek için daha fazla çabalamaya başladığı gözlemleniyor. Ancak, bütün bu yöntemler bireyler tekrar dahil olabileceklerini düşündüklerinde gözlemleniyor. Maalesef ki, bu şansa her zaman sahip olamıyoruz.
Annesini kaybetmiş bir çocuğun annesi kokan bir tişörtle uyuması elle tutulur sosyal sembollerin gücüne işaret ediyor. Dışlanmak ya da soyutlanmak kaçınılmaz hale geldiğinde bir nevi "sosyal atıştırmalık" adını verebileceğimiz davranışlar sayesinde bununla baş etmeye çalışıyoruz. Bu sosyal atıştırmalık adını verdiğimiz davranışlar sosyal açlığımıza veya aidiyet ihtiyacımıza kalıcı çözüm sağlayamasa da sağlıklı bir sosyal çevreye dönüşümde bir tampon bölge görevi görüyor. Yetişkinler için de bir nişan yüzüğü ya da tatilde alınmış bir hediye bile bu bağlanma ihtiyacını güçlü bir şekilde karşılayabiliyor. İnsanlar yalnız hissedip de elle tutulur bir hatıra bulamadıklarında ise eski mesajları tekrar okuyarak, sevdiklerinin fotoğraflarına bakarak ve onları düşünerek hisleriyle baş ediyorlar.
Bütün bu "sosyal atıştırmalık" davranışları içinde en çok görülen ise sevdiklerinin fotoğraflarına bakmak. Amerika genelinde yapılan araştırmalar gösteriyor ki; yetişkinlerin %85'i cüzdanlarında, çantalarında veya çalışma masalarında sevdiklerinin resimlerini bulunduruyorlar ve bu hatırlatıcılar çalışanlara destek hissi ya da daha yüksek verimlilik sağlayarak iyi geliyor. Hatta, fotoğrafların sosyal bağlara olan etkisi o kadar derin ki insanlara bir yabancıyla olan bir resimlerini vermek karşılıklı yakınlık hissi uyandırmaya yetiyor.
Bunun yanı sıra, sevdiğimiz insanlarla paylaştığımız olumlu bir hatırayı düşünmek de sosyal dışlanma durumlarında ortaya çıkan saldırganlık eğilimini azaltabiliyor. Sevdiğimiz insanlarla hatıralarımızı düşünmek, onlarla olan fotoğraflarımıza bakmak gibi kötü durumlarla başa çıkma gücümüzü arttırıyor.
Peki şahsen tanımadığımız ama aslında tanıyor gibi hissettiğimiz ünlülerin bize böyle durumlarda bir yararı olabilir mi? Parasosyal ilişkiler, insanların ünlüler, televizyon ve internet figürleriyle kurdukları tek taraflı bağları kapsıyor ve herhangi bir televizyon dizisine ya da ünlüye ilgi duymaktan çok daha öteye gidiyor. Bu bağları kuran insanlar televizyon karakterlerinin kendilerine yoldaşlık ettiğini ve seslerini duymaktan dahi mutlu olduklarını belirtiyor. Bu tip ilişkiler kuran insanlar genelde utangaç oluyor ve ilişkilerinde kaygılı bağlanıyor. Aynı şekilde utangaçlık seviyesi ve hissedilen aidiyet ihtiyacı arttıkça bağ kurulan karakterlerden beklenen gerçekçilik seviyesi azalıyor. Yani, bir çizgi film karakteriyle sadece aidiyet ihtiyacı yüksek bireyler bağ kurabilirken bir insanın canlandırdığı bir televizyon karakteriyle ise herhangi bir insan bağ kurabiliyor. Bu konuda yapılan bir araştırma evrimin bizi televizyon ve gerçek hayattaki sosyal etkileşimleri ayırmaya hazırlamamasından dolayı, parasosyal ilişkilerin aynı arkadaşlık ilişkileri gibi tecrübe edildiğini öne sürüyor. Öyle görünüyor ki parasosyal ilişkiler sosyal ve psikolojik olarak soyutlanmış insanlar için tek taraflı da olsa bir ilişki kurma fırsatı sağlıyor. Ancak, bütün bu parasosyal ilişkilerin toplumdan soyutlanmış bir bireyin sosyal açlığını doyurabilecek kadar iyi bir koruma sağlayıp sağlayamadığını hala tam olarak bilemiyoruz.
Gerçek olsun ya da olmasın geçmişteki olumlu sosyal tecrübelerimiz ve hatıralarımız, dışlanma ve reddedilme anlarımızda bize yardımcı oluyor. Bu yüzden, siz de zor anlarınızda size ne kadar değerli olduğunuzu hatırlatmaları için elinizden geldiğince sevdiklerinizin resimlerini beraberinizde taşıyabilir ya da hiç olmazsa stresli anlarınızda sevdiklerinizle yaşadığınız güzel hatıraları hatırlamaya çalışabilirsiniz.