Riskten Kaçınmanın Riski: Konfor Alanlarımız

Berfin Gülbahçe

Berfin Gülbahçe

Riskten Kaçınmanın Riski: Konfor Alanlarımız

Sahara Novotna - Willing To Take Risks

Sahara Novotna - Willing To Take Risks

Kişisel gelişim ve ilerleme arayışımızda konfor alanımız bize mükemmel bir güvenlik duygusu sağlarken istemeden de olsa potansiyelimizi sınırlayabiliyor. Kendimizi geliştirmenin ve hem kendimizi hem de dünyayı daha iyi tanımanın bir yolu da bildiklerimizin ötesine geçmeyi ve bilinmeyeni kucaklamaya istekli olmayı gerektiriyor.
relate-banner

Bu yolculuk, bizi genellikle "optimal kaygı" bölgesine, yani çok bunalmış hissetmeden kendimize meydan okuduğumuz bir alana götürüyor. Burada “Yerkes-Dodson Yasası” devreye girerek bize performans ve kaygının benzersiz bir ilişkiye sahip olduğunu hatırlatıyor. Belirli bir düzeyde kaygı performansınızı artırabiliyor, ancak çizgiyi aşıp verimsizliğe dönüştürmesi de ekstrem durumlarında an meselesi olabiliyor.

Cesaret duygusu, bu noktada büyümemizin formülünün temel bileşenlerinden biri oluyor. Konfor alanınızdan çıkmak, belirsizlikle yüzleşmek, riski kucaklamak ve gelişme yeteneğinize inanmak için cesur olmak adeta bir şart haline geliyor.

Karar verirken gerçekçi bir düzeyde risk almanız size:

  • Kendinizi gerçekleştirme ve tam potansiyelinize ulaşma fırsatını veriyor.

  • Kendinizi zorluklara maruz bırakmak, sıkıntılar karşısında uyum sağlamanıza ve büyümenize yardımcı oluyor.

  • Ortaya çıkan aksilikleri olumsuzluktan ziyade bir büyüme fırsatı olarak gören bir zihin yapısı benimsemenizi sağlayabiliyor.
Peki bu yolda hangi stratejileri uygulayabilirsiniz?

  • Stresi yeniden tanımlayın: Her stres anı negatif olmayabilir, bu noktada pozitif stres faydalı da olabilir.

  • Yeni bir şey deneyin: Bildiğiniz işleri farklı şekilde yaparak rutini kırın, örneğin yorumları okumadan hiç gitmediğiniz bir restorana gitmek gibi.

  • Duygularınıza alan açın: Belirli durumlar hakkında nasıl hissettiğinizi düşünün. Elinizden geldiği kadar dürüst bir şekilde sizi rahatsız eden duyguların da farkına varın. Bu farkındalığı kendinizi konfor alanınızın dışına itmek için kullanın.

  • Öz şefkat üzerine çalışın: Kişisel gelişim dönemlerinde kendinize karşı nazik olun; bu süreci zorlayıcı bulmanız gayet doğal. Hepimiz dönüşürken zorlanıyoruz.

  • Destek arayın: Kişisel gelişim yolunda yalnız ilerlemek zorunda değilsiniz. Psikolojik destek almak süreci çok daha pürüzsüz yürütmenize yardımcı olabilir.
Unutmayın, konfor alanınızdan ayrılmak ilk başta korkutucu olsa da bu kendinizi gerçekleştirmeye ve kişisel gelişiminizi sağlamaya giden yollardan biridir. Bu yolculuğu kucaklamak konfor alanınızın ötesinde yeni ufuklar keşfetmenizi sağlayacaktır!

[1] Donegan, H. (2023, September 20). The Risk of Being Risk-Averse: Departing the Comfort Zone. Peaceful Mind Psychology. Retrieved from https://peacefulmind.com.au/2023/09/20/the-risk-of-being-risk-averse-departing-the-comfort-zone/

Benzer yazılar

Muhammad Suleman - Souls of Sunshine

Kendimizle ilişkimiz romantik ilişki memnuniyetimizi olumlu etkiliyor!

Öz şefkat, duygusal zeka ve farkındalık gibi kendimizle olan ilişkimize dair kavramlar romantik ilişki memnuniyetimize etki edebiliyor.
Lionel Le Jeune - Indian Summer

Daha Motive Hissetmeniz Mümkün!

Uzun süredir motivasyonsuz ve amaçsız hissediyor, günlerinizin durağan ve birbirinin aynısı gibi geçtiğini düşünüyorsanız languishing yaşıyor olabilirsiniz.
Sahara Novotna - Willing To Take Risks

Riskten Kaçınmanın Riski: Konfor Alanlarımız

Siz de konfor alanınızdan çıkmakta zorlanıyor ve bir türlü risk alamıyorsanız bu yazıdan ilham alabilirsiniz!

Mezun Oluyorum. Peki Ya Sonra?

Gelin mezuniyet kaygısı ile nasıl başa çıkabileceğimize göz atalım.

Kaygı Flört Etmemize Engel Değil

Yüksek düzeyde kaygıya veya kaygılı bağlanma stiline sahip olmak zaman zaman kendimizi sabote etmemize ve geçmişteki olumsuz deneyimlerimize saplanıp kalmamıza sebep olabiliyor. Peki kendimizi sabote etme halinin üstesinden gelmek için neler yapabiliriz?

Kaygı Kaynaklı Olabilecek 8 Davranış

Hepimizin geçmiş deneyimlerinden ötürü geliştirdiği ve bazen başkalarına tuhaf gelen davranışları olabiliyor. İşte kaygı kaynaklı olabilecek sekiz davranış!

“Her şeyi son ana bırakıyorum.” Peki ya yaşamayı?

Ertelemek kronik ve otomatik bir hale geldiğinde bizim için zararlı bir davranış haline gelebiliyor. Kendimizi yalnızca görevlerimizi değil aslında yaşamın kendisini ertelerken bulabiliyoruz.

Hep Siz Mi Özür Diliyorsunuz?

Özür dilemek ilişkilerimizi olumlu bir şekilde etkilese de gereğinden fazla özür dilediğimizi fark ettiğimiz noktada durup düşünmemiz hem kendimiz hem de ilişkimiz için daha sağlıklı oluyor.

Taşınmayı Keyifli Hale Getirmenin 6 Yolu

Bu yazımızda taşınma gibi zorlayıcı hayat olaylarından nasıl keyif alabileceğimizi anlatıyoruz.

Kontrol Edemediklerimizden Misiniz?

Kontrolümüz dışında olan dört durumdan ve bu durumlara nasıl yaklaşmamız gerektiğinden bahsettik.

footer