İş Hayatında Toksik İlişkiler - The Assistant Filmi

Recep Hazır

Recep Hazır

İş Hayatında Toksik İlişkiler - The Assistant Filmi

The Assistant - Kitty Green

The Assistant - Kitty Green

The Assistant, bir film şirketinin oldukça hareketli ve kalabalık bir ofisinde asistan olarak çalışan Jane'in bir gününe odaklanıyor. Jane, yeni mezun olmuş ve hayallerindeki işte iki aydır çalışan genç bir kadın. Filmde, Jane'in ofis rutinine şahit oluyoruz. Sabah daha gün doğmadan ofise gidiyor, ortamı hazırlıyor, kahve yapıyor, fotokopileri çekip herkesin masasına dağıtıyor. Günün sonunda en son ayrılanlardan biri yine o oluyor. Sektörün önemli şirketlerinden birinde çalışarak geleceği için başarılı bir kariyer çizebilme ihtimali var. Ancak Jane bir gün sabah erkenden gelip her zamanki gibi güne başladığı işinde belki de o zamana kadar hiç fark etmediği olaylara tanık oluyor. Bir asistan olarak işinde maruz kaldığı manipülasyon ve baskıların yanı sıra patronunun bir başka asistana cinsel istismarda bulunduğunu fark ediyor. Ancak genç bir kadın olarak bunlara karşı bir tepki göstermek istemesi iş yerindeki toksik ilişkilerle yüzleşmesine neden oluyor. The Assistant böyle bir ortamda genç bir kadının deneyimlerine odaklanıyor.
relate-banner

Film, öncelikle iş hayatındaki rutinin kişinin duygu ve düşünceleri üzerindeki uyuşturucu etkisini güçlü bir şekilde tasvir ediyor. Kişinin aldığı sorumlulukların yoğunluğu ve sürekli çalıştığı kişilerle olan münasebeti, onu belli bir rutine alıştırıyor. Ancak ortamda var olan problemler bu rutinin altında gizleniyor. Jane hayallerindeki işi yapıyor ve iş yeri, sektörde oldukça önemli bir kurum. Buradan yükselerek kariyer basamaklarını tırmanabilir. Böyle olunca da bilerek veya bilmeyerek ortamdaki olumsuzluklar Jane için görünmez olabilir. Bununla birlikte Jane tecrübesiz biri. Her ne kadar staj yapmış olsa da diğer çalışanların yanında yalnızca iki aylık tecrübesi var. Hal böyle olunca Jane için orada kendisi olabilmek, ilişkilerini dışarıdan görüp farkına varabilmek kolay olmuyor. Çünkü henüz kendisini ve ilişkilerini keşfetme aşamasında. Uzun bir süre boyunca Jane'in bu ortamda var oluşunu izliyoruz. Patronu, patronunun eşi, yan masada beraber çalıştığı kişiler, diğer görevliler ile olan ilişkisini görüyoruz. Hem tecrübesiz hem de genç bir kadın olarak nasıl bir manipülasyona uğradığını fark ediyoruz. İş yerindeki cinsiyetçi ve eril bakışlara karşı Jane, güçlü kalmaya çalışıyor. Onu bu ortamı idare ederken görüyoruz. Film, oldukça sade bir dil kullanıyor ve izleyici olarak Jane ile kolayca özdeşleşmemizi sağlıyor.

Ofise yeni gelen bir asistan ile patronunun ilişkisi ise Jane karakterinin büyük sınavı oluyor. Daha önce garsonluk yapan Sienna'nın patronu tarafından asistan olarak işe alınması Jane'i sorgulamalara itiyor. Sonrasında Jane, patronunun Sienna'ya cinsel istismarda bulunduğunu anlıyor. Ataerkil ilişki biçimleri ofisin her bir köşesine yayılmışken genç bir kadının, bu işin "babalarının" karşısına dikilmesi oldukça zor görünüyor ve Jane bu yolculukta yalnız. Bu noktada Jane'in atacağı adım, onu doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmaya götürecek ancak bu, onu işini kaybetme riski ile de yüzdeşleştirecek. Filmin en çarpıcı sahnelerinden biri, Jane ile patronunu şikayet etmek için gittiği görevli arasında geçiyor. Jane, ofisteki bir erkek görevliye olayı anlatmaya çalışıyor. Görevli, Jane'in anlatmak istediği olayı anlamış olsa da kendince herkes için en iyisi olarak düşündüğü şeyi yapıyor. Jane'in karşı geldiği düzene eklemlenmiş biri olarak tüm okları Jane'in üzerine çeviriyor. Bu noktada yönetmen film boyunca yaptığı şeyi yapıyor ve konuşmalarda kamera yalnızca Jane'i çekmeye başlıyor. İzleyici olarak tüm sorumluluğu üstlenen Jane'in ne karar vereceğini merak ediyoruz. Önemli olan nokta, herkesçe malum olan bu baskı dolu eril ortamın ifşası olmuyor. Herkesin gözlerini kaçırdığı, konuşmaktan korktuğu olayları yaşayan kadını ön plana çıkarıyor.The Assistant, Hollywood'un ünlü The Weinstein Company şirketi başkanı Harvey Weinstein'ın sektördeki çalışan kadınları sistematik bir şekilde taciz ettiği ortaya çıktığı 2017 yılından sonra başlayan #MeToo hareketi için önemli bir film. Filmdekiler gerçek kişi ve kurumlara dayanmıyor. The Assistant, tüm bu olaylarda patronu ya da diğer erkek çalışanları merkezine almıyor. Bir kadının bu süreçte yaşadıklarını, maruz kaldığı baskı ve manipülasyonu çarpıcı bir sadelikte gözler önüne seriyor. Emmy ödüllü başrol oyuncusu Julia Garner ise sergilediği performans ile The Assistant filminin 2020 yılının en iyi filmlerinden biri olmasını sağlıyor.


Benzer yazılar

İlişkimize Zarar Veren 7 Düşünce Kalıbını Nasıl Değiştiririz?

Zihnimizde dönen bazı düşünce kalıpları partnerimizle aramızda çatışmalar ve hatta ayrılıklar yaşamamıza sebep olabiliyor. Gelin birlikte bize ve ilişkimize zarar veren bu düşünce kalıplarına ve bu kalıpları nasıl değiştirebileceğimize bakalım.
Aşk, Büyü, Vs. - Ümit Ünal (2019)

Yaşanamamış Bir Hayatın Rüyası: Aşk, Büyü, Vs.

Birbirine aşık iki kadının toplumsal tabular sebebiyle nasıl birbirlerinden ayrı düştüklerini anlatan duygu dolu bir film.
We Need to Talk About Kevin - Lynne Ramsay (2012)

Bir Anne-Oğul Çatışması: We Need to Talk About Kevin

Hazırlıksız annenin, oğlu Kevin ile bağ kuramamasını anlatan bu film, istenmediğini hisseden çocuğun neler yapabileceğini gösteriyor.
The Letter - David Hettinger

Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

İşlerini son ana bırakanlardan mısınız? Yumurta kapıya dayanmadan odaklanıp çalışamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Erteleme davranışının pençesine takılmış olabilirsiniz!
Last Night in Soho - Edgar Wright

Karanlık Nostalji: Last Night in Soho

Film, 1960’lı yılların Londra’sında nostaljik bir rüyanın ardındaki zehirli dünyayı anlatıyor. Geçmişin travmaları bugünü nasıl etkiliyor?
The Perks of Being Wallflower- Stephen Chbosky (2012)

Travmalar ve Ait Olma İhtiyacı: Saksı Olmanın Faydaları

Saksı Olmanın Faydaları çocukluk döneminde travmatik deneyimleri olan Charlie’yi ve bunların onun hayatındaki etkilerini konu alıyor.
Druk - Thomas Vinterberg (2020)

Tehlikeli Bir Alkol Deneyi: DRUK

Yaşamanın keyfini unutmuş orta yaş krizindeki dört öğretmenin içlerindeki coşkuyu bulmaya çalışma öyküsünü anlatan bir Danimarka filmi.
Brita Grangström - A Jug for the Flowers (Tarihi bilinmiyor)

İş Yerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk

Takıntılı düşünceleriniz, tekrar tekrar kontrol ettiğiniz işler veya ritüelleriniz iş hayatınızda büyük problemler yaşamanıza sebep oluyor mu?
The 400 Blows - François Truffaut (1959)

Kabul Edilmemişliğin Gölgesinde Bir Çocukluk: The 400 Blows

İlgisiz bir anne, baskıcı kurallarla çalışan öğretmenler arasında kaybolan ve kendine bir yer edinemeyen Antonie’nin hayatını ele alıyor.
Waheed in lord’s robes - Liu Xiaodong (2011)

Örgütsel Bağlılık Neden Önemli?

Örgütsel bağlılık ile çalışanların iş performansı, motivasyonları, işten ayrılmaları ya da devam etmeleri arasında bir ilişki bulunuyor.

footer