"Zoom Bitkinliği" Nedir?

Yonca Fener

Yonca Fener

"Zoom Bitkinliği" Nedir?

Unknown

Unknown

COVID-19 salgını başladığından bu yana alınan karantina önlemleri dolayısıyla her zamankinden daha fazla görüntülü görüşme yapıyoruz. Sosyalleşmenin yanı sıra eğitim ve iş hayatımızla ilgili toplantı ya da seminer gibi iletişim içeren her türlü durum da görüntülü görüşmelere adapte ediliyor. Facetime, Microsoft Teams, Skype ve en önemlisi Zoom gibi platformlar bu dönemde iletişimimizin temel ağı oldular.
relate-banner

Görüntülü görüşme üzerinden yürüttüğünüz görüşme ve toplantılarınızın daha önceki iş rutininizden daha yorucu olduğunu düşünüyorsanız yalnız değilsiniz! "Zoom Bitkinliği" diye tabir edilen bu durum oldukça yaygınlaşmış durumda. Yaygınlaşma seviyesini Google aramaları üzerinden de inceleyecek olursak, mart ayından itibaren ciddi bir ivme kazandığını görebiliyoruz. Peki bu durumun sebepleri neler olabilir?

Biriyle video üzerinden göz teması kurmanın ne kadar zorlayıcı olduğunu fark ettiniz mi? Ekrandaki kişiyle göz teması kurmak için kameramıza bakmak gerekirken o kişiyi algılamak içinse ekranda görüntülediğimiz gözlerine bakmak gerekiyor, ki bunları aynı anda yapmak imkansız! Bu nedenle gözlerimizi sürekli kamera ve ekran arasında gidip gelirken buluyoruz. Bu durum da daha fazla odaklanma gerektiriyor.

Yüz yüze iletişimde güvendiğimiz yüz ifademiz, ses tonumuz ya da beden dilimiz gibi iletişim ipuçlarını karşıya iletmek adına daha çok enerji tüketiyoruz. Söze başlamadan önce normal şartlarda sergileyebileceğimiz öne eğilme, keskince bir nefes alma ya da göz teması kurma gibi ipuçlarını kullanamadıkça kısa süreli bir sessizliğe de sebep olabiliyoruz. Sohbet esnasında oluşan sessizlik, yüz yüze iletişimde doğal bir ritim yaratırken görüntülü görüşmede daha farklı algılanabiliyor. 2014 yılında telefon ve konferans iletişimi üzerine yapılan bir araştırmada, 1.2 saniyelik bir gecikme dahi karşı tarafa daha az odaklanmış durumda olduğumuzu ya da daha az dostça davrandığımızı hissettirebildiği bulunuyor. Başka bir açıdansa, bu sessizlik anları zihnimizde internet bağlantımızda bir sorun olup olmadığıyla ilgili bir stres de oluşturabiliyor.

Diğer yandan, hiç duraksamadan aynı kişilerin yüzlerine, büyük ihtimalle oldukça yakın bir açıdan belki de saatlerce bakmak durumunda kalıyoruz. Bu durum günlük hayatta sıklıkla karşılaşmadığımız bir durum oluyor ve rahatsız edici ve yorucu olabiliyor.

Kamera karşısında olmak aynı zamanda izlenildiğimizin farkında olmak anlamına geliyor. Herkesin bizi izlediği düşüncesi aslında sosyal bir baskı olarak değerlendirilebiliyor. Bu durum bizde her an doğru davranma ihtiyacı ya da devamlı performatif olma zorunluluğu hissettirebiliyor. Ekranda kendi yüzümüzü göremediğimiz anlardaysa nasıl gözüktüğümüzle ilgili stres yaşayabiliyoruz. Cana yakın ya da profesyonel gözüküp gözükmediğimizi kontrol etmeye ihtiyaç duyabiliyoruz.

Tüm bu durumlar bir birey olarak iletişim gücümüzü azalttığından online platformlarda yapılan grup sohbetleri, zamanla bizi dahil olmaktan uzaklaştırıp, tam tersi iten bir noktaya getirebiliyor.

[1] Schoenenberg, K., Raake, A., & Koeppe, J. (2014). Why are you so slow? - Misattribution of transmission delay to attributes of the conversation partner at the far-end. International Journal of Human-Computer Studies. Retrieved from https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1071581914000287
[2] Fosslien, L., Duffy, M. W. (April 29, 2020). How to Combat Zoom Fatigue. Harvard Business Review. Retrieved from https://hbr.org/2020/04/how-to-combat-zoom-fatigue
[3] Jiang, M. (April 22, 2020). Video chat is helping us stay employed and connected. But what makes it so tiring - and how can we reduce 'Zoom fatigue'?. BBC. Retrieved from bbc.com/worklife/article/20200421-why-zoom-video-chats-are-so-exhausting
[4] Callahan, M. (May 11, 2020). 'Zoom Fatigue' is real. Here's why you're feeling it, and what can you do about it. News@Northeastern. Retrieved from https://news.northeastern.edu/2020/05/11/zoom-fatigue-is-real-heres-why-youre-feeling-it-and-what-you-can-do-about-it/

Benzer yazılar

Sahara Novotna - Willing To Take Risks

Riskten Kaçınmanın Riski: Konfor Alanlarımız

Siz de konfor alanınızdan çıkmakta zorlanıyor ve bir türlü risk alamıyorsanız bu yazıdan ilham alabilirsiniz!

Her Zaman Mutlu Olmak Zorunda Değiliz!

Her duygunun hayatımızda bir yeri, görevi ve işlevi olsa da en çok mutluluk hakkında konuşuyor ve en çok mutlu hissetmek istiyoruz. Oysa, mutlu hissetmemek de mutlu hissetmek kadar normal.

Kontrol Edemediklerimizden Misiniz?

Kontrolümüz dışında olan dört durumdan ve bu durumlara nasıl yaklaşmamız gerektiğinden bahsettik.
Gourment- Victoria Kharchenko (2008)

Stres ve Duygusal Yeme

Mutsuzken eliniz buzdolabına gidiyor mu? Çikolatanın bütün dertlerinizi alıp götüreceğine inanıyor musunuz? Ya açlığınız fiziksel değil de duygusalsa?

Partnerinize destek olamayacak kadar stresli misiniz?

Bazı faydaları olsa da genellikle stres hayatımızı ve ilişkilerimizi kötü etkiler. Stresle baş etmeye çalışmak enerjimizi zorlar, kaynaklarımızı tüketir ve partnerimize destek vermemize engel olabilir.
Ramon Casas i Carbó

Çocuklarda Kaygı

Çocuklarda kaygı; baş ağrısı, mide bulantısı ve konsantrasyon eksikliğine yol açıyor. Bu durumun sebepleri ve çözümleri neler?
In Her Arms- Malcolm Liepke (2001)

Romantik İlişkilerde Bakım Verme Davranışı

Bakım verme davranışı yalnızca ebeveyn-çocuk ilişkilerinde karşımıza çıkmıyor. Üstelik romantik ilişkilerimizde bu davranışlar çok faydalı olabiliyor!
Alexandra Levasseur - İsimsiz

Hibrit Çalışmaya Geçmenin Uyandırdığı Kaygıyla Baş Etmek - 1

Uzun süre evden çalışmanın ardından hibrit sisteme geçmek sizi strese mi sokuyor? Kendinize sorduğunuz bazı sorular, stresle baş etmenize yardımcı olacak.
Getting Ready for the Day - Jason Tako

Karantina Sonrası İş Yerine Dönmeye Kendimizi Hazırlamak

Pandeminin etkisi giderek azalıyor. Fakat iş yerine yeniden dönme fikri kaygı uyandırıcı olabiliyor. Bu kaygıyla nasıl başa çıkabiliriz?

Öz şefkat, Boşanma Sonrası Stresle Baş Etmeye Yardımcı Oluyor.

Ayrılık sonrası yaşanan süreç çok da kolay olmuyor. Peki öz şefkat geliştiren kişiler bu süreci daha kolay atlatabilir mi?

footer