
Anne olmak, bireyler için birçok açıdan büyük bir değişime sebep oluyor. Anne adaylarının bu değişime psikolojik, fizyolojik ve duygusal açıdan adapte olabilmesi ise bazen zor olabiliyor. Adaptasyon sürecinde yaşanan zorluklar bireylerde anksiyete ve strese sebep olabiliyor. Bazı bireyler "anne olma" ve "bakım verebilme" konularında kendilerini yeterli ve hazır hissediyorken, öz güveni daha düşük olan bireyler, hamilelik ve doğum sonrası dönemde problemler yaşayabiliyorlar. Adaptasyon sürecindeki bu problemler bebek ve anne arasındaki ilişkilenmeyi de olumsuz yönde etkiliyor. Diğer taraftan, bu dönemde yaşanan problemlerin bebeğin özellikle sosyo-duygusal ve bilişsel gelişiminde olumsuz yönde bir etkiye sahip oldukları belirtiliyor.
Annelerle yapılan bir çalışmaya göre, planlanan bir hamilelik yaşayan bireyler, hamilelik döneminde kendi bedenlerindeki ve duygu durumlarındaki değişikliklerin daha çok bilincinde oluyorlar. Bilinçli bir hamilelik dönemi geçiren annelerin çocuklarında ise bilişsel gelişim puanları, bilinçli olmayan annelerin çocuklarına oranla daha yüksek çıkıyor. Öte yandan, istenmeyen hamilelikler süresince annenin - planlanan hamileliklere oranla - daha çok sigara tükettiği belirtiliyor. Beslenme pratikleri ise bebeklerin hem hamilelik dönemindeki hem de sonraki dönemdeki gelişimlerinde etkili bir role sahip oluyor.
Hamilelik döneminde bireylerin kendilerini anne olarak gözlerinde canlandırabilmeleri anneliğe psikolojik olarak hazır olabilmelerinde temel etken oluyor. Psikolojik olarak bu değişime ve sonrasındaki döneme hazır olmak, çocukların gelişimlerinde de etkili oluyor. Bireyin karakter özellikleri, geçmişi, sosyo-ekonomik düzeyi, sağlığı ve çevresinden gördüğü destek, anne adayının hamilelik dönemindeki psikolojik adaptasyonunda etkili olan faktörler oluyor. Ayrıca, bu etkenler bireyin sonraki ebeveynlik becerilerini ve fetusun hamilelik dönemindeki gelişimini de etkiliyor.