Duygu düzenleme becerileri, insanların zihninde çeşitli anlamlar çağrıştırabiliyor. Genellikle duyguları 'kontrol' etme becerisi olarak algılandığından, bazen olumsuz bir kavram veya beceri olduğunu varsayabiliyoruz. Duygu düzenleme becerileri, kişilerin kendi duygu durumlarını anlamaları ve eylemlerini de duygu durumlarıyla eş zamanlı olarak düzenleyebilmeleri olarak tanımlanıyor. Bu beceriler, çocukların mental sağlığı için koruyucu bir faktör oluyor. Yapılan araştırmalara göre, çoğu çocukluk psikopatolojisinde, zayıf duygu düzenleme becerisi bir risk faktörü olarak ortaya çıkıyor. Diğer taraftan, duygu düzenleme becerilerinin 'kontrolcü' bir formda olduğu durumlarda da olumsuz sonuçlar gözlemlenebiliyor. Örneğin, 14 yaşında bir çocuk okul dışı aktivitelerinin aşırı yoğun olmasından dolayı derslerine yetişmekte zorluk çekiyor ve arkadaşlarıyla zaman geçirecek vakti bulamıyor. Yoğunluğu bazen baş ağrılarına, bazen strese, bazen yoğun kaygı taşımasına sebep olabiliyor. Çocuk, yaşıtlarıyla kaçırdığı eğlenceli vakitlerden dolayı da hep 'geride kalmış' hissedebiliyor. Fakat bu duygularını ebeveyniyle paylaşmak yerine duygularını, stresini bastırıyor ve kendi başına halletmeye çalışıyor. Bu durum, duygu düzenleme becerilerinin daha çok 'bastırma' formunda kullanılmasından kaynaklanabiliyor. Aşırı duygu kontrolü, örnekte de görüldüğü gibi çocuklarda stres ve kaygı bozukluklarına ortam hazırlayabiliyor.
Bebekliğin ilk yıllarında ortaya çıkan ve mental sağlık üzerinde önemli rol oynayan duygu düzenleme becerileri birçok faktörden etkileniyor. Ancak buradaki en önemli faktör çocuğun yetiştiği ve büyüdüğü ortam oluyor. Özellikle bebeklik döneminde bakım vereni ile olan ilişkisi, bebeğin duygu düzenleme becerilerini etkiliyor. Yapılan bir araştırmaya göre, prematüre bebeklerde zayıf duygu düzenleme becerileri görülebiliyor. Prematüre doğan bebekler, prematüre olmayan bebeklere oranla daha az göz kontağı kuruyor ve daha asabi ve hassas bir mizaca sahip olabiliyorlar. Bağlanma teorisine göre ise, güvenli bağlanmayan bebeklerde duygu düzenleme becerileri daha zayıf olabiliyor ve bu sebeple mental problemlerin ortaya çıkma riski daha yüksek oluyor.
Duygu düzenleme becerileri, çocuğun arkadaş ilişkilerinde de önemli bir rol oynuyor. Duygu düzenleme becerileri daha gelişmiş olan çocukların, arkadaş ortamına daha kolay uyum sağladıkları belirtiliyor. Diğer taraftan, zayıf duygu düzenleme davranışlarına sahip olan çocuklar, arkadaş ortamında dışlanmaya daha meyilli oluyorlar. Yapılan araştırmalara göre, arkadaş ortamında dışlanan çocuklar ilerleyen dönemlerde mental problemlere sahip olma eğilimi gösterebiliyorlar.