Farklı yaşlardaki çocuklarla yapılan görüşmelere göre, psikologlar arkadaşlık ilişkilerini 5 evrede inceliyorlar:
- Geçici oyun arkadaşlığı evresi: Bu evre, çocukların 3-6 yaş arasında oldukları dönemi kapsıyor. Bu evrede, çocuklar arkadaşlığı geçici ve eğlence amaçlı bir ilişki olarak görüyorlar. Bu yaş grubundaki çocuklar, karşısındakinin perspektifinden düşünmekte güçlük yaşadığı için oyun arkadaşı kendisinden farklı bir şekilde oyun kurduğunda öfkelenip ağlayabiliyorlar.
- Tek yönlü yardım evresi: 5-9 yaş arası çocuklarda daha sık görülen bu dönemde çocuklar arkadaşlığın geçici bir ilişki olmadığının farkında oluyorlar. Fakat arkadaşlık ilişkisine hala pragmatik yaklaşıyorlar. Ebeveynlerine en yakın arkadaşlarını anlatırken "bana şu oyuncağı verdi, çok iyi arkadaşım" gibi, kendilerine yapılan jestler üzerinden iyi arkadaşlığı tanımlıyorlar. Ayrıca bu dönemde çocuklar pazarlık yaparak arkadaş edinebiliyorlar. Örneğin, "şunu yaparsan seninle arkadaş oluruz" şeklinde pazarlık yapabiliyorlar.
- Çift yönlü, iş birliğine dayalı arkadaşlık evresi: Bu dönem genellikle 7-12 yaş arası dönemi kapsıyor. Çocuklar bu evrede eşitlik ve karşılıklı olma kavramlarını benimsiyorlar. Örneğin arkadaşına bir hediye veren çocuk, arkadaşının da ona hediye alacağı beklentisini taşıyor. Ayrıca, çocuklar bu dönemde kendilerini başkalarının perspektifinden sert bir şekilde eleştirebiliyorlar. Mesela çocuk, kıyafeti yüzünden kimsenin onunla arkadaş olmak istemeyeceğini düşünebiliyor.
- Samimi ve karşılıklı paylaşılan ilişkiler evresi: 8-15 yaş arasını kapsayan bu evrede, çocuklar problemlerini, sırlarını arkadaşlarıyla paylaşıyorlar ve karşılık beklemiyorlar. Birbirlerinin gerçekten mutlu olmasını önemsiyorlar.
- Olgun arkadaşlık evresi: Son evre ise 12 yaş ve sonrasını kapsayan "olgun arkadaşlık evresi" oluyor. Bu dönemin anahtar kelimesi "duygusal yakınlık" olarak tanımlanıyor. Çocuklar karşılıklı olarak birbirlerinin farklılıklarını kabulleniyorlar ve bu farklılıklara değer veriyorlar. Ayrıca çocuklar bu dönemde karşı tarafa zarar verebilecek düzeyde sömürücü kıskançlıklar yaşamıyorlar. Arkadaşlarının farklı ilişkilerinin de olabileceğinin farkında oluyorlar. Ayrı kaldıkları durumlarda bile birbirlerine güven duyabileceklerini ve destek olabileceklerini biliyorlar.