İlk arkadaşlıklar
Okul öncesi çocuklarda arkadaşlık kavramı, yetişkinlerin arkadaşlık kavramına göre daha farklı bir boyutta şekilleniyor. Okul öncesi dönemdeki bir çocuğun arkadaştan anladığı, ona oyuncaklarını veren biri ya da çok güzel bulduğu biri veyahut beraber oyun oynadığı biri olabiliyor. Bu yaş grubunda çocuklar, arkadaşlık kurarken kendi sosyal ihtiyaçlarını karşılayanlardan ziyade, "iyi" hissettikleri veya iyi vakit geçirdikleri kişileri arkadaşları olarak kabul ediyorlar. Bu arkadaşlıklar, genellikle karşılıklı güven temeline dayanmadıkları için pek uzun soluklu da olmuyorlar. Bu yaştaki çocuklar bir gün iyi anlaştıkları bir çocuk hakkında "O benim en yakın arkadaşım!" diyebiliyorken, başka bir gün eğer bahsettiğimiz çocuk ile vakit geçirmiyor veya oynamıyor ise "O benim arkadaşım değil!" diyebiliyorlar.
Buna rağmen, okul öncesi dönemdeki çocukların iletişimleri ve kurdukları arkadaşlıklar birçok açıdan eşsiz kabul ediliyor. Araştırmalara göre, bu yaş grubundaki çocuklar birbirlerine çok daha fazla destek oluyor ve uyum sağlıyorlar. Birbirleriyle daha fazla iş birliği içerisinde olmanın yanı sıra hissettikleri duyguları ifade etmekte de daha az zorlanıyorlar.
Tüm bunlara ek olarak, kreş eğitimi alan çocuklar, kolayca arkadaş edinmeye ve ilkokula başladıklarında sınıfa uyum sağlayabilmeye daha yatkın oluyorlar. Güvenli temeller üzerine inşa edilen arkadaşlık kurma becerisi, çocukların girdikleri yeni ortamlarda daha rahat hissetmelerine de yardımcı oluyor.
Ebeveynlerin Erken Akran İlişkilerine Etkileri
Ebeveyn tutumları, erken çocukluk döneminde çocukların arkadaş edinebilmeleri ve akranları ile vakit geçirebilmelerinde önemli rol oynuyor. Çocukların ebeveynleriyle geçirdikleri kadar olmasa da akranları ile vakit geçirmeleri de sosyal gelişimlerini olumlu yönde etkiliyor. Ebeveynlerin çocuklarına dair tutumları, çocukların akranları ile sosyalleşme biçimini dolaylı yoldan etkiliyor.
Bakım verenine güvenli bağlanan çocuklar, okul öncesi ve okul yıllarında daha duyarlı oluyor ve akranlarıyla daha uyumlu bir şekilde etkileşime girebiliyorlar. Bu çocukların arkadaşlık kurdukları yaş grubu daha geniş oluyor. Aynı zamanda, sıcak ve destekleyici arkadaşlıklar kurmaya daha yatkın olabiliyorlar. Ebeveynine kaçıngan bağlanan çocuklarda ise arkadaşlık kurmakta zorlanma, sınıfa veya oyun grubuna adapte olamama ve okula gitmek istememe gibi davranışlar ortaya çıkabiliyor.
Ebeveyn-çocuk oyunu ve iletişimi, akran etkileşimi becerilerini geliştirmekte özellikle etkili oluyor. Oyun sırasında ebeveynler çocuklarıyla "aynı rollerde ve eşit bir oyun alanında" oldukları için, annenin ve çocuğun karşılıklı olarak bebekleri konuşturarak çay partisi yapması gibi oyunlar eşitlikçi bir etkileşim olarak kabul ediliyor. Çocukların ebeveynleriyle geliştirdikleri oyun oynama becerileri, akranlarıyla olan ilişkilerinde rol alma ve eşit davranmaya çalışma hareketlerini de etkiliyor. Çocuk, ailesi ile oynadığı oyunlardaki rolleri benimseyebiliyor ve bunu akranları ile kurduğu oyun ortamına taşıyabiliyor. Bu da dolaylı olarak evdeki oyun sisteminin, arkadaş ortamındaki oyun bazlı iletişimi etkilemesine sebep oluyor.