Mizaç kişinin çevresini nasıl değerlendirdiğini ve ilişkilerini nasıl kurduğunu etkiliyor. Bu sebeple ebeveyn ve çocuk arasında kurulan ilişki hem ebeveynin hem de çocuğun mizacına bağlı oluyor. Nasıl bir mizacınız olduğunu ise belli özellikler belirliyor. Mesela bazı insanlar rutinlere bağlı yaşamayı severken bazı insanlar daha spontan yaşama eğilimi gösterebiliyor. Bazı insanlar girdikleri bir ortama hızla uyum sağlarken bazı insanların bunun için daha çok zamana ihtiyacı olabiliyor. Bunlar gibi birçok özellik insanların mizacını oluşturuyor.
Çocukların mizacına uyum sağlayabilmenin en önemli adımlarından biri ise ebeveynlerin kendi mizaçlarının farkında olmalarından geçiyor. Benzer şekilde, ebeveynler çocuklarının mizaçlarını öğrenerek aslında hangi alanlarda uyumlu olduklarını görebildikleri gibi hangi alanlarda zorlanacaklarını veya çatışma yaşayabileceklerini de anlayabiliyor. Ebeveynlerin belli özelliklerde çocuklarıyla benzer olmaları daha uyumlu olabilmelerini sağlayabiliyor. Öte yandan bazı özelliklerde benzer olmak ise zorlu deneyimleri beraberinde getirebiliyor. Örneğin, duyguları çok yoğun yaşayan biriyseniz ve çocuğunuz da öyle ise öfke anlarında çatışmaların bastırılması çok daha uzun sürebiliyor.
Peki ya ebeveyn ve çocuğun mizacı birbirinin tam tersi ise? Bu durum da bazen olumlu bazen ise olumsuz sonuçlar doğuruyor. Örneğin, spontanlığı çok seven bir ebeveynin rutinlere ihtiyacı olan bir çocuk yetiştirmesi kimi zaman sıkıntılara yol açabiliyor. Öte yandan, bazı mizaç özellikleri birbirini dengeliyor. Adaptasyonu çok yüksek olan bir ebeveyn, eğer çocuğu yeni durumlara uyum sağlamakta zorlanıyorsa ona bu süreçte bir rol model olabiliyor.
Bu noktada ebeveynlerin çocuklarının mizacına uygun bir şekilde yaklaşmasının önemini vurgulamak gerekiyor. Bir ebeveyn ve çocuğun mizacı ne kadar farklı olursa olsun karşı tarafın mizacının farkında olmak arada bir denge kurulmasını sağlıyor.