Sevdiklerimizle vakit geçirmek birçoğumuza iyi gelir. Hele ki yorucu bir günün ardından eve dönüp evcil hayvanımızla oynadığımızda ya da bizi strese sokan bir durum sırasında sevdiğimiz birine sarıldığımızda bütün yorgunluğumuz ve stresimiz ortadan kalkar. Tensel temasın yetişkinlerde olduğu gibi yeni doğan bebekler üzerinde de pozitif etkileri olabileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Yapılan araştırmalar, doğum sonrasındaki süreçte yeni doğan bebeğe dokunmanın, bebek üzerinde birçok olumlu etkisi olduğu gösteriyor. Bebekle kurulan tensel temasın bebeğin ilerideki yaşamında kendini ve duygularını kontrol edebilmesinde çok büyük bir önemi olduğu biliniyor.
Oksitosin, daha çok bilinen adıyla "sevgi hormonu"nun, en çok salgılandığı anlar arasında doğum, emzirme ve doğum sonrası ebeveyn ile bebeğin tensel temas kurduğu anlar yer alıyor. Bu hormon, ebeveynlerde mutluluk gibi olumlu duyguları arttırırken stres gibi zor duyguların azalmasına yardımcı oluyor. Oksitosin salınımı aynı zamanda bebeklerin de rahatlayıp sakinleşmesini sağlıyor. Bu rahatlama duygusunun ebeveynle tensel temastan geldiğini hızlıca öğrenen bebek, ebeveynlerine daha hızlı ve güçlü bir şekilde bağlanıyor.
Bilim insanları, fiziksel temasın bebekler üzerindeki etkisini araştırmak için doğumun hemen sonrasında ebeveynleri ile fiziksel temas sağlayan bebeklerle karyolasına konulup fiziksel temastan yoksun bırakılan bebekler arasındaki farkı inceliyorlar. Çalışma sonucunda 90 dakika boyunca annesiyle tensel temas içerisinde olan bebeklerin vücut sıcaklığının, karyolasında bekletilen bebeklerden daha yüksek olduğu gözleniyor. Üstelik fiziksel temasta bulunulan bebekler, karyolada tutulan bebeklere göre çok daha az ağlıyorlar. Bir başka araştırmada ise anne ile tensel temasın verdiği doğal sıcaklığın, aşı olan yeni doğmuş bebeklerde tıpkı bir ağrı kesici gibi işlev gördüğü bulunuyor. Buna göre annenin bebeği sadece kucağında tutuyor oluşunun, bebeğe emzik verilmesi ya da suya şeker karıştırılarak bebeğe içirilmesi gibi yöntemler kadar güçlü bir etkiye sahip olduğu gözleniyor.
Tensel teması sağlamanın çok kolay bir yöntemi olan, annenin bebeği kucağında tuttuğu kanguru anne bakımının, prematüre bebeklerin gelişiminde çok önemli bir pozitif etkisi olduğu da yine birçok araştırma tarafından gösteriliyor. Kanguruda tutulan bebekler, kuvözde tutulan bebeklere oranla fizyolojik ve bilişsel olarak çok daha iyi gelişiyorlar. Üstelik bu iki grup arasındaki fark, çocuklar 10 yaşına geldiklerinde bile kendisini gösterebiliyor. 10 yaşındayken kuvözde tutulmuş bebeklere kıyasla kanguruda tutulan bebekler; daha iyi uyuyorlar, stresle daha iyi başa çıkıyorlar ve bilişsel kabiliyetlerini daha iyi kullanıyorlar. Bu model sayesinde kurulan sürekli tensel temasın aynı zamanda annenin de psikolojisine ve davranışlarına olumlu etkileri olduğu gözlemleniyor. Prematüre bebek sahibi annelerin yaşadığı stres göz önünde bulundurulduğunda bu kritik bir bilgi haline geliyor.
Bu bulgular ışığında bebeğinize bolca sarılın ki hem sizin sevginizi hissetsin hem de çok daha iyi gelişsin! Daha ne istersiniz ki?