1. Aşırı genelleme
Bir durum oluştuğunda geçmişteki bir örnek üzerinden yola çıkarak o durumun her durum için geçerli olduğunu varsayıyoruz. Ancak geriye dönüp baktığımızda gerçeklerin daha farklı bir şekilde seyrettiğini görebiliriz. Bunun için de otomatik düşüncelere kapılmadan önce kanıtları gerçekçi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.
2. Felaketleştirme
Genellikle içerisinde bulunduğumuz durumun gerçekte olduğundan çok daha kötü olduğuna inanıyoruz. Ancak acele etmeden önce durup durumu daha bütünlüklü bir şekilde görmeye çalışmak, olumsuz yönleri kadar olumlu yönlerinin de olduğunu görmemizi sağlayabilir.
3. Kişiselleştirme
Bazen aslında bizimle ilgisi olmayan olayların tamamen bizimle ilgili olduğuna inanabiliyoruz. Bu da kendimizi suçlanmış hissetmemize yol açabiliyor. Böyle anlarda durup kendimize partnerimizin davranışının bizden kaynaklanıp kaynaklanmadığını veya bize yönelik olup olmadığını sorduğumuzda olayı kişisel algılamayı bırakabiliyoruz.
4. Duygulara kapılma
Genellikle otomatik olarak duygularımızın davranışlarımızı yönlendirmesine izin veriyoruz. Bu da dürtüsel davranışlar sergilememize sebep olabiliyor. Oysaki duygularımızın bize verdikleri sinyalleri sakin bir şekilde anlamaya çalışıp sonradan bu sinyallerin üzerine düşünmemiz daha sağlıklı davranışlar sergilememizi sağlayabilir.
5. Fazla kontrolde hissetme
Zaman zaman gerçekte olduğundan daha fazla güce sahip olduğumuza inanabiliyoruz. Ama bu düşünce kendimize çok yüklenmemize yol açabiliyor. Bu nedenle bir olay üzerinde sahip olduğumuz kontrol miktarını gerçekçi bir şekilde sorguladığımızda başkalarının duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol edemeyeceğimizi görebilir ve rahat edebiliriz.
6. -meli, -malı şeklinde düşünme
Bazen her şeyin tam da istediğimiz şekliyle olması gerektiğini düşünebiliyoruz. Ancak ilişkimizde işler öyle yürümediğinde hayal kırıklığına uğrayıp partnerimize öfkelenebiliyoruz. Bunun yerine isteklerimizi açık bir şekilde dile getirmekle birlikte daha esnek bir kafa yapısına girebildiğimizde ilişkimizde daha yapıcı davranışlar sergileyebiliyoruz.
7. Zihin okuma
Zaman zaman partnerimizin ne düşündüğünü bildiğimizi varsayıyor ve davranışlarımızı buna göre şekillendiriyoruz. Ama çoğunlukla bu varsayımlar doğru olmamakla birlikte çatışmalara neden oluyor. Bu varsayımlara kapılmak yerine onlara meydan okuduğumuzda ve parterimize gerçekten ne düşündüğünü sorduğumuzda daha sağlıklı bir iletişim kurabiliyoruz.
