Özür dilemeyi temelde dört farklı kategoriye ayırabiliriz: İlki pasif-agresif, sadece özür dilemiş olmak için sarf edilen “Özür dilerim” kelimeleri. İçi bir miktar sinirle dolu olan bu özür, genelde bir özürden ziyade iğneleyici bir mesaj görevi görüyor. Örneğin, “Ben olsam buna kızmazdım ama seni aramadığım için özür dilerim.” demek kendi hatanızı fark ettiğinizi belirtmekten ziyade geçiştirmek istediğiniz mesajını gönderiyor olabilir.
İkinci özrümüz ise temel empati değerlerine değinilen bir özür olarak karşımıza çıkıyor. Bu özür biçiminde partnerinizin üzüntüsünü ya da huzursuzluğunu fark ettiğinizi ve samimi olarak özür dilediğinizi görebiliyoruz. Küçük tartışmalar için kimseyi görmezden gelmeden özür dilemek istiyorsanız bu iyi bir seçenek olabilir. Örneğin, “Seni beklettiğim için çok özür dilerim.” demek kendi hatanızı farkettiğinizin sinyalini karşı tarafa veriyor.
Üçüncü özrü ise “kallavi özür” olarak nitelendirebiliriz. Bu özür, sadece partnerinize olan bir özürden ziyade olaydaki kendi payınızı sesli olarak dile getirmenizi de gerektiriyor. Herhangi bir bahaneye sığınmadan ve sorumluluk alarak özür dilemek özellikle ciddi tartışmalara merhem olabilir. Örneğin, “En sevdiğin bardağını kırdığım için özür dilerim. O kadar riskli bir yere koymamam gerekiyordu. Senin bu bardakla olan bağını tamamen göz ardı edip kendi keyfime odaklandım.” demek samimi olarak üzgün olduğunuzu ve hatanızdan kaynaklanan pişmanlığınızı kelimelere sağlıklı bir biçimde döktüğünüzü gösteriyor.
Son olarak, “oyuncu özür” tamamen farkında olmadan yaptığınız masum hatalar esnasında kullanılabilir. Tabii, daha büyük bir kabahati bu şekilde kapatmaya çalışıyorsanız bu ilişkiye daha fazla zarar verebilir. Örneğin, eve geldiğinizde ekmek almayı tamamen unuttuğunuzu fark ettiğiniz o anda eğlenceli bir özür, ortamı yumuşatabilir.
Özür dilemenin farklı yollarını bilmek ve farklı tartışmalarda hangisinin size ve ilişkinize daha iyi geleceğini farkında olmak iletişiminizde çok büyük farklar
yaratabilir!
