Duygu dünyamızda bu kadar önemli bir yere sahip olan dostlarımızla ilişkilerimizin ömürlük olması hepimizin hayali. Fakat tıpkı bizler büyüyüp geliştiğimiz, değiştiğimiz gibi arkadaşlarımız ve onlarla kurduğumuz ilişkiler de zaman içerisinde evriliyorlar. Arkadaşlık ilişkilerimiz dönüştükçe bizi daha da tatmin eden bir hal alabildikleri gibi durum tam tersi de olabiliyor. Bizler için adeta ailemizden biri haline gelen bir dostumuzla ilişkimizin kötü gitmesi haliyle bizi yaralıyor. Bununla birlikte ilişkimizde tartışmalar, kırgınlıklar, güven sorunları, ilgisizlik ya da destek görememe gibi sorunlar başlayabiliyor.
Böyle durumlarda yapıcı ve sağlıklı adımlar atmak ilk tercihimiz oluyor. Açık iletişim, zaman tanıma, empati veya ilişkimizin sınırlarını yeniden çizmek gibi adımlar atarak dostluğumuzu onarmayı deniyoruz. Bu yollar kimi zaman işe yararken, kimi zaman arkadaşlık ilişkimizi yeniden sağlıklı bir boyuta taşımamıza yeterli olmayabiliyor. Bu hüzün veren bir gerçek olsa da yaşamın doğal ve insani bir parçası. Çünkü her gün gelişen ve değişen bireyler olarak kimliklerimiz, ilgi alanlarımız, değerlerimiz ve ihtiyaçlarımız da değişiyor. Dostluğumuz ne kadar kıymetli olursa olsun bazen bir nokta geliyor ki artık iki tarafı da besleyen bir ilişki olmaktan çok zarar verici bir hal alabiliyor. Bu arkadaşlık ilişkimizin kıymetsiz, yanlış veya kötü olduğu anlamına değil yalnızca yaşamlarımızın artık başka yollara doğru ilerlediği anlamını taşıyor.
Dostluğumuzu iyileştiremediğimizde kapıyı kapatıp çıkmak kolay olmuyor. Her zaman romantik ilişkilerin bitmesinin acısından bahsetsek de bir dostluğun bitmesinin acısı partnerimizle ayrılmaktan çok daha can acıtıcı olabiliyor. Bu nedenle artık arkadaşımızla ilişkimizden zarar gördüğümüzü veya arkadaşımızın zarar gördüğünü fark etsek de bu gerçeği kabul etmeyi reddederek arkadaşlığı sürdürme konusunda ısrarcı olabiliyoruz. Niyetimiz ne kadar iyi, ne kadar masum olursa olsun bu bize yardımcı olmuyor.
Bazen arkadaşlarımızla da ayrılmayı öğrenmemiz gerekiyor. Birlikte geçirdiğimiz günlere, paylaştıklarımıza ve sevgimize saygı duymak, zamanı geldiğinde arkadaşlığın sona erdiğini de kabul etmek anlamına geliyor. Bunu yapmak kendimizi suçlu veya kaybetmiş hissetmemize neden olsa da kendimizin ve değer verdiğimiz dostumuzun yaralanmasına dur demek de aslında arkadaşlığımıza verdiğimiz önemi gösteriyor. Yaşadıklarımız, birbirimizden öğrendiklerimiz ve sevilmiş olmak ise her zaman kalbimizdeki sıcacık yerini korumaya devam ediyor.
