Bu dönemde karşımıza çıkan alternatif bir seçenek de partnerlerin ayrı evlerde bir ilişkiyi sürdürmeleri oluyor. Partnerlerin ilişki içerisinde olmayı sürdürdüğü ancak ayrı evlerde yaşadığı bu ilişki biçiminde çiftler ortak hobilere sahip olmak, boş vakitlerini birlikte geçirmek ve eğlenmek gibi amaçlarla bir araya gelebiliyorlar. Aynı zamanda partnerlerine bakım verme, sağlık sorunlarıyla başa çıkma gibi konularda ise daha esnek olabiliyorlar.
Peki partnerlerin ayrı evlerde yaşadığı ilişkiler diğer ilişkilerden farklılık gösteriyor mu?
Yapılan bir çalışmada, bir partneri olmayan kişilerin iyilik hallerinin daha düşük olduğu ve yaşam memnuniyetlerinin de az olduğu görülüyor. Aynı zamanda partneri olmayan katılımcılar, partnerleriyle ayrı evlerde yaşayan katılımcılara göre daha fazla sağlık problemi yaşayabiliyor ve yaşam memnuniyetleri de daha düşük oluyor.
Partnerleriyle ayrı evlerde yaşayan katılımcılar ise partneri olmayan katılımcılara göre sağlık durumlarını daha iyi olarak algılıyorlar. Bu bulgu, kişinin ileri yaşamında kendi fiziksel sağlığını nasıl değerlendirdiğinin ilişki kurmasında önemli bir role sahip olduğunu gösteriyor. Sağlığın daha iyi algılanması, yaşlı insanların yeni insanlarla tanışmasına alan yaratabilecek sosyal aktivitelerle uğraşabilmelerine de imkan sağlıyor.
Partnerleriyle evli olan ya da birlikte yaşayan katılımcılar ve partnerleriyle ayrı yaşayan katılımcılar arasında ise iyilik hali, yaşam memnuniyeti ya da sağlık problemleri açısından kayda değer bir fark bulunamıyor.
Araştırmanın sonuçları gösteriyor ki, bizi iyi ve sağlıklı tutan kurduğumuz ilişkiler oluyor. Birlikte ya da ayrı yaşama kararı, birbirinize ve ilişkinize hangisinin daha iyi geleceğini en iyi bilebilecek olan siz partnerlere kalıyor!
