Boşanma, bazı durumlarda taraflara rahatlık sağlasa da bu durum tüm boşanan kişiler için geçerli değil. Yetişkinlerin bir kısmı boşandıktan sonra hayatlarına normal bir şekilde devam etmekte zorluk yaşıyorlar. Bu zorluk, hatayı kendilerinde aramalarından, pişmanlıklarından veya eski eşlerine olan özlemlerine odaklanmaktan kaynaklanabiliyor. Boşanmış bir kişinin kendisine karşı olumsuz bir tutumda olmasını engellemenin ve sonunda toparlanmasını sağlayabilmenin bir yolunun ise öz şefkatten geçebileceği düşünülüyor.
Bu konuyu araştıran bir çalışmada, katılımcılardan ilk olarak 30 saniye boyunca eski eşlerini detaylı bir şekilde zihinlerinde canlandırmaları isteniyor. Daha sonra, bu kişilerden 4 dakika boyunca bilinç akışı yöntemiyle ayrılma süreçlerini anlatmaları rica ediliyor. Alınan ses kayıtları, hem öz şefkat hem de boşanma sonrasındaki psikolojik alışma süreci açısından değerlendirmeye alınıyor.
Bu değerlendirmenin sonucunda kişilerin 4 dakikalık ses kayıtlarında rastlanan öz şefkatli tutumla boşanma sürecini ne kadar stresli yaşadıkları ve boşanmaya alışma süreçlerini ne kadar yorucu geçirdikleri arasında önemli bir ilişki bulunuyor. Buna göre, kişiler kendilerine ne kadar şefkatli yaklaşıyorlarsa boşanma kaynaklı stresleri de o kadar az oluyor.
Çalışmada, öz şefkatin öğrenilebilir bir mekanizma olduğu da vurgulanıyor. Yani, boşanmış kişilerin geçmiş pişmanlıklarından gereken dersi alıp kendilerini affetme sürecine yönelmeleri boşanmanın ardından da gerçekleşebiliyor. Bu da doğal olarak ilerleyen süreçte yaşanan olumlu duyguların ve dolaylı olarak hayat kalitesinin artışı için bir sebep oluyor.
Kısacası, öz şefkatin uzun dönemli etkilerinin birçok alanda olduğu gibi boşanma sonrasında da görülebildiği saptanmış oluyor.