Telefonlarımızla geçirdiğimiz süre, yıllar geçtikçe artış göstermeye başlıyor. Birçoğumuz yanımızda telefonumuz olmadığında kendimizi gergin ve kaygılı hissediyoruz. Yapılan çalışmalar, bağlanma figürlerimizle sorunlar yaşadığımızda veya onlara ulaşamadığımızda, yanımızda telefonumuz yokken daha stresli olduğumuzu ve bir an önce telefonlarımıza kavuşmak istediğimizi gösteriyor. Çünkü telefonlarımız sayesinde bağlanma figürlerimizle de iletişim halinde kalabiliyoruz.
Araştırmalara göre, terk edilme korkusu yaşayan ve kaygılı bağlanan kişiler telefonlarını günlük hayatlarında bağlanma figürleriyle bir iletişim aracı olarak kullanmaya daha meyilli oluyorlar. Kaçıngan bağlanan kişiler ise çevreleriyle mesafeyi korumak adına telefon yerine e-mail üzerinden iletişim kurmayı daha çok tercih ettiklerini ifade ediyorlar.
Telefon gibi objeleri sevdiklerimizle aramızdaki bağ adına bir araç olarak kullanmanın aslında birçok faydası da bulunuyor: Stresimizi azaltıyorlar, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyorlar, psikolojik sağlığımıza iyi geliyorlar ve çevremizle de daha iyi bağlar kurmamızı destekliyorlar! Öte yandan telefonlar sayesinde çevremizle sürekli iletişim halinde kalabildiğimiz için aslında çevremizle olan bağımızı da güçlendiriyoruz. Ancak, yakın çevremizle yeterli derecede iletişim kurmamız ilişkiden duyduğumuz memnuniyetini artırırken çok fazla iletişim kurup onlara adetabağımlıymışgibi hissetmemiz ilişki memnuniyetimizi düşüyor.