Mutlu giden ilişkilerin sağlığımız üzerindeki yararlarını biliyoruz. Fakat sahip olduğumuz ilişkilerin tümü ne yazık ki sadece olumlu özellikler barındırmıyor. Birçok ilişkimiz içerisinde olumsuz özellikler de taşıyor ve bu olumsuzluklar kişiye zarar verebiliyor. Araştırmalar, sosyal ilişkilerimizde var olan olumsuzlukların, ölüm riskimizi ön görebildiğini gösteriyor. Benzer şekilde, problemli evliliklerin de bağışıklık sistemimizi zayıflattığı görülüyor. Yani, sahip olduğumuz kalitesiz ilişkiler sağlığımıza hiç de iyi gelmiyor.
Peki içerisinde duygu tezatlığı olan yani sürekli olarak hem olumlu hem de olumsuz duygular barındıran ilişkiler sağlığımıza nasıl geliyor? Aslında her ilişkinin içerisinde hem olumluyu hem olumsuzu barındırdığını söylemek mümkün. Ama bu olumlu ve olumsuz duygular genelde belli bir denge içerisindeler. Yani partnerinize karşı genelde güçlü olumlu duygular hissediyor, sadece arada olumsuzluklar hissediyorsanız bu olağan bir durum. Ancak içerisinde sevgiyi ve desteği, anlayışsızlık ve talepkarlıkla aynı anda ve aynı yoğunlukta barındıran ilişkiler sürekli bir duygusal karmaşa yaşamamıza sebep oluyor. Duygu tezatlığı olan bu ilişkiler, sağlığımız açısından kötü giden ilişkilere göre bile daha zararlı olabiliyor. Bu durum, bu ilişkilerde partnerlerin davranışlarının daha az tahmin edilebilir olması ve bunun da stresi artırmasıyla açıklanıyor. Öte yandan, duygu tezatlığı olan ilişkilerdeki etkileşim daha belirsiz olduğundan kişiler partnerlerini anlamaya çalışırken daha fazla efor sarf edebiliyor. Bu da bilişsel bir yorgunluğa yol açabiliyor. Bu tarz ilişkiler içerisinde olmak kalp damar hastalığı geçirme olasılığını bile artırıyor.