Ayrılık süreci, ayrılmayı isteyen taraf için de terk edilen taraf için de belli zorluklar barındırıyor. İlişkiyi sonlandırmayı düşünen kişi, "O kişiyi kırmadan bunu en iyi nasıl söyleyebilirim?" sorusu üzerine kafa yorabiliyor. Terk edilen kişi ise "Neyi yanlış yaptım?" sorusuyla mücadele etmek durumunda kalabiliyor.
İnsanların ayrılırken kullandığı yöntemleri öğrenmek adına yürütülen bir çalışma, ilişki dinamiklerimizin ve bağlanma stilimizin ayrılırken başvurduğumuz yöntemlerle bir ilişkisi olabileceğini gösteriyor.Kaygılı bağlanma seviyesi yüksek olan insanların ayrılırken daha çok kendi ihtiyaçlarını tatmin etme odaklı oldukları görülüyor. Partnerle arkadaş kalmaya çalışmak ve günün birinde tekrar bir araya gelebilme şansını elden tamamen kaçırmamak buna bir örnek oluşturuyor. Kaçıngan bağlanan kişiler ise ayrılırken kendini geri çekme, iletişimi kesme gibi daha dolaylı yöntemler kullanıyorlar. Ayrıldıktan sonra tekrar iletişime geçme ihtimalini de mümkün olduğunca azaltmak istiyorlar.
Araştırmalar, ayrılmak isteyen tarafın açık iletişim kurmaktan kaçındığı ilişkilerin genellikle yakınlığın ve partnerlerin benzerliklerinin az olduğu ilişkiler olduğunu gösteriyor. Daha direkt olan ayrılma yöntemleri ise yakınlığın fazla, sosyal ilişkilerin büyük oranda ortak kurulduğu ilişkilerde görülüyor.
Bu bulgular ışığında şunu unutmamak gerekiyor: Ayrılık kararının nasıl dile getirildiği, terk edilen tarafın deneyimlediği ayrılık sürecini etkiliyor. Ayrılırken iletişim kurmaktan kaçınma, kendini geri çekme gibi yöntemlerin kullanılması ayrılık sonrasında terk edilen kişinin daha çok stres yaşamasına neden olabiliyor. Partnerle yüzleşmek gibi daha direkt yöntemlere başvurmak ise ayrılık isteğini karşı tarafa iletmenin en ideal yolu olarak görülüyor.